Fi’nin cast çalışmaları başladığında en merak ettiğim
karakterler Sadık Murat Kolhan ve Göksel olmuştu. Osman Sonant’ı çok sevmeme
rağmen Sadık Murat Kolhan’la ikisi bir türlü hayal gücümde yan yana
gelememişlerdi. Ancak SMK’yı ekranda ilk gördüğüm an hayal gücümün sığlığından
dem vurmaya başladım. Keza aynı durum Armağan Oğuz için de geçerliydi. Seriyi
okuyanlar bilir; Göksel karakteri ne çok yakışıklı ne de çirkin bir adam. Karizmatik
bir adam ama Göksel’i Armağan Oğuz’un canlandırdığını duyduğumda dayanamayıp “E
bu adam yakışıklı…” demiştim. Fakat Armağan Oğuz, Göksel’e öyle güzel büründü
ki, plastiğini bir kenara atıp bu hem dansçı hem de çöp toplayıcısı adamın
karizmasını, ruhunu kendi ruhunu enjekte etti. Ve üçlemede okuduğum, hayal
gücümde canlandırdığım Göksel tamamen değişip yerini Armağan Oğuz’un Göksel’ine
bıraktı. Fi’nin bitmesiyle beraber Börü’de “Ayı Murat” karakteriyle
izleyici karşısına çıkan Oğuz, iyi ki hayatındaki en büyük çılgınlık olarak
tanımladığı eylemde bulunup istatistik okumasına rağmen oyuncu olmuş. Zira
“mayınlı tarla” kıvamında karakterlere imza atan Oğuz’un filmografisine daha
nice mayınlar döşemesi kaçınılmaz bir gerçek.
Dipnot: 12’nci soruya kanımca bugüne kadarki en
orijinal cevabı verdiği için de kendisine buradan selam olsun, No Country for Old Men ayağına ben de
katılmak isterim.
1- Canlandırdığınız karakteri özetleyecek beş
anahtar kelime. Fi’nin Göksel’i için kaktüs,
atar manyağı, sevgi yoksunu, hocaaa, kafamı seveyim hocaaa kelimelerini
söyleyebilirim.
Börü’nün Ayı Murat’ını ise gülpembe, ölümsüz, görev,
kahraman ve ayı şeklinde özetleyebilirim.
2- Canlandırdığınız
karakterin tek bir özelliğine sahip olacaksınız; hangisini
seçerdiniz?Göksel’in adalet anlayışını, Ayı Murat’ın da görev aşkını alabilirim.
3- Oynadığınız diziyi / filmi veya tiyatro
oyununu bir yemek, canlandırdığınız karakteri de malzemelerden biri olarak
düşünecek olursanız; diziyi, filmi ya da tiyatro oyununu hangi yemeğe
benzetirsiniz ve karakteriniz olmasa hangi malzeme eksik olurdu? Fi, türlü olurdu; Göksel de
türlünün suyu.
Börü ise Adana kebap olurdu; Ayı Murat da acısı.
4- İlk audition’ınızı hatırlıyor musunuz;
nasıl geçmişti? Evet, rezaletti. Hiç o konuya girmeyeyim en iyisi (gülüyor.)
5- Bugüne kadar sette yaptığınız en komik hata
nedir? Dağ 2 filminin setinde el
bombasını ışıkçımız Hüseyin Coşkun’un kafasına atmıştım. E, yarıldı
haliyle.
6- Şu an / son olarak oynadığınız dizide, filmde
veya tiyatro oyununda sizin ya da başka bir karakterin söylediği, en
sevdiğiniz replik nedir? “Yeter Hoca, kimse kimseyi sevmesin!”
Fi
dizisinde Göksel’in, sevginin kontrol edilmez gücüne haykırışında söylediğim
replik. “Hepinizi çok seviyorum. Sizler benim ailemsiniz, sizler için her şeyi
yaparım.” Ayı Murat’ın şehit olmadan önce ekip arkadaşlarıyla olan son
diyalogundan.
7- Bir bölümlüğüne / sahneliğine Şirin’i
ekipten başkası canlandıracak. Kimi o rolde görmek isterdiniz? Aynı
şekilde siz de başka bir karakteri oynayacaksınız. Hangisini seçerdiniz?
(Yaş, cinsiyet vb. etmenleri düşünmeden.) Fi’de Serenay’ı (Sarıkaya)
Göksel rolüyle izlemek isterdim. Ben de Canberk Gültekin’in canlandırdığı Doğru
karakterine hayat verebilirdim.
Börü’de
ise Emir Benderlioğlu’nu Ayı Murat rolüyle izlemek isterdim. Ben de Turan
karakterini canlandırırdım.
8- Ergenliğinize döndük; sevdiğiniz bir
ünlünün fotoğrafını tişörte bastıracaksınız. Bu kim olurdu? (Yerli /
yabancı fark etmez.) Freddie Mercury olurdu.
9- Karşınızda zaman makinesi var; hangi
dönemde, hangi şehre ışınlanmak isterdiniz? Bundan tam 35 yıl sonraya gidip beni heyecanla bekleyen ve daha tecrübeli
olan kendimle yine İstanbul’da tanışmak için kullanırdım.
10- Bugüne kadarki en büyük çılgınlığınız nedir? İstatistik okuyup oyuncu olmak.
11- Hangi dizileri takip ediyorsunuz ve onları
izlerken yanında yemesem olmaz dediğiniz abur cuburlar neler? Dip, Kanaga, Şahsiyet, Jet Sosyete, Mindhunter; yanında da çifte kavrulmuş bol tuzlu kabak
çekirdeği.
12- Güne bir kitabın dünyasında başlayacaksınız;
öğlen bir dizinin, akşamı da bir filmin dünyasında geçireceksiniz.
Hangilerini seçerdiniz? Heidi ile Alp Dağları’nda bol
oksijenle güne başlayıp
Seinfeld dizisindeki
Kramer ile bol kahkahalı bir gün geçirerek
No
Country for Old Men filminde Javier Bardem’in dostu olarak günü bitirmek
isterdim.
13- Oyunculuğun en çekilir ve çekilmez yanları
neler? Çekilir yanı; hayat verdiğin farklı karakterlerin
bakış açılarını, değer yargılarını öğrenmek ve kendini içine attığın bu yeni
dünyada hissettiklerini izleyenlerinle paylaşmak. Kendi seçtiği yolda iş aşkı
ve heyecanını kaybetmiş kişilerle aynı projede yer almak ise sanırım çekilmez
olabilir.
14- Kapitalizm, feminizm, sosyalizm, elitizm...
Hadi, bunların yanına bir tane de siz yepyeni bir “-izm”li kavram
ekleyin. Hepimist!
Sevgili Levent Erden abime, “Müsait bir zamanında ‘Senin şu bütün dünyanın
ortak bir dil olarak konuştuğu emoji dilini benim yeni hepimiz için düşündüğüm
hepimizm akımıyla dünyaya sunsak mı? İşin varsa hallederim ben ama sen
müsaitsen çok iyi olur; beraber yaparız” diye mesaj attığım sabah, “Bu hepimist
yaklaşımın hoşuma gitti Armağan” şeklinde cevaplamıştı mesajımı.
Tarih, 27.01.2018
Hepimiz/m, Hepimist…
Sadece kendin için değil, herkesi düşünerek hareket etmektir hepimist
hareket. Arkadaşlarıylayken susadığında marketten su almaya gidip hepimize su
alandır hepimist. Bütün insanlığın, hepimizin paylaştığı ortak güzelliklerdir
belki de hepimizmin simgeleri. Belki de hepimist,
Imagine şarkısını dünyayla paylaşan John Lennon gibi sanatçılardır.
Belki de “Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için” derken de hepimizm akımı
yaşanıyordur.
Hepimist yaklaşımdır ve egoist yaklaşımlardan hoşlanmayanlara önerimdir.
15- Bir sonraki oyuncuya sormam için senden bir
soru rica etsem...Yaşayan tüm insanlığa bir tavsiye versen bu ne olurdu?
RaniniTV Ekspres 15 Soruda bölümünün
önceki konuğu Seray Kaya’nın sorusu:Özel bir yeteneğin olma şansı verilse ne seçerdin?İnsanlık tarihimizin gelmiş geçmiş bütün dillerini anlayabilmek ve konuşabilmek
isterdim; işaret dili dahil.
Röportaj: Cansu Uras
Fotoğraflar: Alper Kemal Özkorkmaz