Kocamın Ailesi
dizisinde canlandırdığı karakterle kulaklarını
çok çınlatmıştım Seray Kaya’nın. Çünkü Kaya, beni Miray karakteriyle ergenlik
yıllarıma götürmüştü. Miray, benim için Natalia Oreiro’nun rol aldığı Vahşi Güzel dizisindeki Milagros
karakterinin, kendi nüanslarını kattığı farklı bir uyarlaması gibiydi. Ardından
Gülümse Yeter’de karşılaştım onunla.
Ve şimdiyse Kadın dizisindeki Şirin
karakteriyle beni itinayla kendinden nefret ettiriyor. Ailemizle yaşadığımız
dizi izleme deneyimini Seray Kaya’nın Şirin yorumu sayesinde rolleri değişerek
ben aileme yaşatıyorum. Çünkü izlerken sürekli onun ektiği kötülük
tohumlarından dem vurup mütemadiyen söyleniyorum. Seray Kaya ile karşılaşma
fırsatım olmadığı için bunu da buradan kendisine iletmiş olayım; “Kendinden
nefret ettirmeye tam gaz devam et, gönlüne sağlık.” Bu yazıyı yazarken tabii ki
yine Şirin’e söyleniyorum. O nedenle ben deşarj olurken siz de buyurun Seray
Kaya’yı yakından tanımaya.
1- Canlandırdığınız karakteri özetleyecek beş
anahtar kelime. Kadın’da canlandırdığım Şirin
karakterini obsesif, öfke kontrolü olmayan, zayıf anlarına dokununca tehlikeli,
titreyen bir kıvırcık olarak özetleyebilirim (gülüyor.)
2- Canlandırdığınız
karakterin tek bir özelliğine sahip olacaksınız; hangisini
seçerdiniz?Şirin’in kendimde olmasını istediğim bir özelliği olamaz sanırım. Mutlaka
bir cevap vermem gerekirse o da çizim yeteneği olurdu.
3- Oynadığınız diziyi / filmi veya tiyatro
oyununu bir yemek, canlandırdığınız karakteri de malzemelerden biri olarak
düşünecek olursanız; diziyi, filmi ya da tiyatro oyununu hangi yemeğe
benzetirsiniz ve karakteriniz olmasa hangi malzeme eksik olurdu? Kadın, acılı ekşili çorba olurdu.
Şirin de o çorbanın ekşisi olurdu (gülüyor.)
4- İlk audition’ınızı hatırlıyor musunuz;
nasıl geçmişti? Hatırlıyorum; o dönemler meşhur
Muhteşem
Yüzyıl cast görüşmeleri vardı. Ben de o zamanlar yeniydim ve eğitime de
henüz başlamamıştım. Ajansta kendi aramızda çekmiştik audition’ı. Bana bunun
ısınma çekimi olduğunu söyleseler de çok heyecanlıydım ve gergindim.
5- Bugüne kadar sette yaptığınız en komik hata
nedir? Hatırlamıyorum; sanırım öyle “en” diyebileceğim bir şey olmadı.
Repliklerimizi söylerken takılmalar, sürçmeler olduğunda o anda çok güldürüyor
tabii.
6- Şu an / son olarak oynadığınız dizide, filmde
veya tiyatro oyununda sizin ya da başka bir karakterin söylediği, en
sevdiğiniz replik nedir? Şerif Erol’un oynadığı Enver karakterinin Şirin’e söylediği bir söz var;
beni çok etkilemişti. “Dünyadaki her şeyi güzelleştiren tek şey, sevgi; başka
hiçbir şey değil. Sevgisiz bir kalpse en büyük cehennem, içinde cehennemi
taşıyanların Allah yardımcısı olsun.”
7- Bir bölümlüğüne / sahneliğine Şirin’i
ekipten başkası canlandıracak. Kimi o rolde görmek isterdiniz? Aynı
şekilde siz de başka bir karakteri oynayacaksınız. Hangisini seçerdiniz?
(Yaş, cinsiyet vb. etmenleri düşünmeden.) Bizim ses ekibinden Hasrettin’in Şirin’i oynamasını isterdim. Bunun
şakasını sette çok yapıyoruz. Bense “Dorukcuğum”u oynamayı isterdim (gülüyor.)
8- Ergenliğinize döndük; sevdiğiniz bir
ünlünün fotoğrafını tişörte bastıracaksınız. Bu kim olurdu? (Yerli /
yabancı fark etmez.) Barış Akarsu olurdu.
9- Karşınızda zaman makinesi var; hangi
dönemde, hangi şehre ışınlanmak isterdiniz? Bu yaşımda 1990’lı yılların İstanbul’una gitmek isterdim.
10- Bugüne kadarki en büyük çılgınlığınız
nedir? Yükseklik korkum olmasına rağmen yamaç paraşütü yapmam (gülüyor.) Çok
zevkliydi.
11- Hangi dizileri takip ediyorsunuz ve onları
izlerken yanında yemesem olmaz dediğiniz abur cuburlar neler? Şu ara ne yazık ki yoğun çekim temposundan başka
dizileri izlemeye pek vakit bulamıyorum. Yalnızca
Şahsiyet’e göz attım
biraz, sevdim de. Ben bir şey izlerken kesin abur cubur yerim. Genelde
kurutulmuş çilek olur elimde (gülüyor.)
12- Güne bir kitabın dünyasında başlayacaksınız;
öğlen bir dizinin, akşamı da bir filmin dünyasında geçireceksiniz.
Hangilerini seçerdiniz? “Senin gezegenindeki insanlar” dedi Küçük Prens. “Tek bir bahçeye beş bin
gül dikiyorlar ama yine de aradıklarını bulamıyorlar.” “Evet bulamıyorlar” diye
yanıtladım onu. “Halbuki aradıkları tek bir gülde ya da bir yudum suda
olabilir.” “Haklısın” dedim. Bunun üzerine Küçük Prens şöyle dedi: “Ama gözler
gerçeği görmez ki. Yüreğiyle aramalı insan.”
Küçük Prens ile güne başlayıp
Sherlock’a
geçerek oradan
Amelie’yle günü
bitirebilirim.
13- Oyunculuğun en çekilir ve çekilmez yanları
neler? Çekilmez yanı özel günlerinde çalışıyor olmak ve bazen
uzun saatler çalışmak (gülüyor.) Çekilir yanı ise geri kalan her şeyi.
14- Kapitalizm, feminizm, sosyalizm, elitizm...
Hadi, bunların yanına bir tane de siz yepyeni bir “-izm”li kavram
ekleyin. Daha çok sevgi, vicdan ve merhametin olduğu “-izm”li kavramlarım olurdu
(gülüyor.)
15- Bir sonraki oyuncuya sormam için senden bir
soru rica etsem...Özel bir yeteneğin olma şansı verilse ne seçerdin?
Röportaj: Cansu Uras
Fotoğraflar: Alper Kemal Özkorkmaz