Hayat
Sırları’nın izleyicisi miydiniz? O zaman
dizide Şirin karakterini canlandıran Ecem Erkek’e uzun uzadıya güzellemeler
yazmama gerek yok. Bu sırlara tanık olmayanlardan mısınız? O zaman size tabiri
caizse fotoğraf karesinden “cin cin bakan” bu genç kadından biraz bahsedeyim. Özellikle
yabancı sitcomları düşünün; başrol kadın veya erkeğin en yakın arkadaşları
kontenjanına giren bir adam veya kadın, adres bulmaya veya içinde bulunduğu zor
durumdan kaçmaya çalışırken kendini bir anda dizi veya film setinde bulur. Hem
de çekimlerin tam kalbinde; motor denilmiş ama “Kestik!” sesi duyulmamış henüz.
Nerede olduğunu algılamaya çalışırken sahnenin ortasına dalar ve de öyle bir
kendisi olur ki yönetmen koltuğundan kalkar ve “Kimdi o?” demeye başlar. Çünkü
aradığı samimiyet, doğallık, oyunculuk budur. İşte, Hayat Sırları’nın Şirin’i vesilesiyle tanıştığım Ecem Erkek de bu
bahsettiğim tabloda kendine yer bulanlardan. Sanki karşımızda profesyonel bir
oyuncu yok; sadece geçerken bir dizi setine uğramış ve aranan ruhu üfleyip
çıkmış biri gibi. “Profesyonel oyuncu yok” derken yanlış anlaşılmalara
sebebiyet vermeyeyim zira Şirin’i oynamadı benim gözümde Ecem Erkek, onunla
empati kurdu ve tüm özellikleriyle donanıp kamera önünde kendisi oldu. Bu
nedenle de her bölüm onun sahnesine denk geldiğimde elimi ekrana uzatıp tabiri
caizse iki yanağını da sıkıştırmak istedim Erkek’in. Ankara DTCF Tiyatro Bölümü
mezunu olan Ecem’le tanışmadan önce onu birkaç dönem arkadaşına sorduğumda
cevaplar kolaylıkla ortak paydada toplandı: “Okuldayken de efsaneydi; komedi
yönü kadar dram performansı da çok iyi. Fakat Hayat Sırları’nın ardından onu kesin BKM kapar.” Açıkçası kim kapar
bilemeyiz ama Ecem Erkek’in adını sıkıldığınızda bilimum geometrik şekillerle
kendinizi eğlendirdiğiniz o defterin sağ köşesine not etmenizde bizce fayda
var.

1- Canlandırdığın karakteri özetleyecek
beş anahtar kelime.
Boşboğaz, meraklı, rahat, aç, heyecanlı.
2- Hayat
Sırları’nın Şirin’inin tek bir
özelliğine sahip olacaksın; hangisini seçerdin?
Biraz gamsızlığına sahip olmak isterdim. Yanan köyün içinde
elinden tarağını bırakmıyor. Belki o kadar değil ama bu rahatlığının üçte biri
bende olsa çok daha mutlu biri olabilirdim.
3- Hayat
Sırları’nı bir yemek, Şirin’i de malzemelerden biri
olarak düşünecek olursan; diziyi hangi yemeğe benzetirsin ve karakterin
olmasa hangi malzeme eksik olurdu?
Hayat
Sırları, ıspanaklı kek gibi. Ispanakla kek ne
alaka diyebilirsiniz ama yediğinizde aldığınız fıstık tadına şaşırırsınız.
Şahane bir renge sahiptir. Sürprizli bir tatlıdır, önyargılarınızı yıkar. Ben o
keke renk veren ıspanak veya son dakika üzerine sıkılan krem şanti olabilirim.
4- İlk audition’ını hatırlıyor musun; nasıl
geçmişti?
İlk audition’ıma okulda ikinci sınıftayken girmiştim; bir sinema filmiydi.
Çok heveslenmiştim. Audition verdiğim role seçilmiştim ama kilo vermem
istenmişti ve yeterli zamanım yoktu. Neticede film çekilmedi ve ben de kilo
vermek zorunda kalmadım (gülüyor.)
5- Bugüne kadar sette yaptığın en komik hata nedir?
Hata
yapmaktan çok korktuğum için hata yaptığımda o benim için komik olmuyor
genelde. Fakat “Orada olsaydınız çok gülerdiniz” diyebileceğim bir anım var.
Bir keresinde Devrim Hoca’ya (Yakut) kendi karakterimin ismiyle seslenmiştim. …
İşte, orada olsaydınız çok gülerdiniz demiştim.
6- Hayat
Sırları’nda senin
veya başka bir karakterin söylediği, en sevdiğin replik nedir?
Kemal’in
(Olgun Toker) ilk bölümde söylediği replik: “… bu kadar iyi olmak zorunda mı?
Bu terör işte. Felç ediyor insanı. Sevgi terörü…”
7- Bir bölümlüğüne / sahneliğine Şirin’i ekipten
başkası canlandıracak. Kimi o rolde görmek isterdin? Aynı şekilde sen de
başka bir karakteri oynayacaksın. Hangisini seçerdin? (Yaş, cinsiyet vb.
etmenleri düşünmeden.)
Bu konuda çok net bir cevaba sahibim; görüntü yönetmenimiz Hüseyin Tunç
(gülüyor.) Çünkü bazen kamerayı unutabiliyorum. Hüseyin Abi bu konuda hiç hata
yapmayacağı için Şirin’i oynasın isterdim. Ben de Melek (Ayşegül Cengiz Akman)
karakterini canlandırmak isteyebilirdim. Bence çok eğlenceli, tanıdık ve
deneyimlemek istediğim bir rol.
8- Ergenliğine döndük; sevdiğin bir ünlünün
fotoğrafını tişörte bastıracaksın. Bu kim olurdu? (Yerli / yabancı fark
etmez.)
Pencere önündeki Sıdıka.
9- Karşında zaman makinesi var; hangi dönemde, hangi
şehre ışınlanmak isterdin?
Gırgıriye filminin setine, İstanbul Sulukule’ye (gülüyor.)
10- Bugüne kadarki en büyük çılgınlığın nedir?
Arkadaşlarımın ısrarıyla lunaparktaki asansör denen korkunç oyuncağa binmek
yaptığım en büyük çılgınlıktı. O tür adrenalini sevmiyorum.
11- Hangi dizileri takip ediyorsun ve onları izlerken
yanında yemesem olmaz dediğin abur cuburlar neler?
Stranger Things,
Sense8, Fi, Black Mirror ve Masum. Abur cubur konusunda sınırsızım
ama daha çok cips yemeyi seviyorum. Dolayısıyla Türk dizilerindeki birçok
repliği de kaçırıyorum. Yani bazen cips yerken dizi izlemek oluyor benimki.
Dizi izlerken cips yemek değil (gülüyor.)
12- Güne bir kitabın dünyasında başlayacaksın; öğlen
bir dizinin, akşamı da bir filmin dünyasında geçireceksin. Hangilerini
seçerdin?
Murathan
Mungan’ın Mutfak adlı kitabındaki
mutfakta o güzel kadınlarla kahvaltı edip öğlen Aramızda Kalsın dizisindeki Celepoğlu evinde Hüsnelerle (Binnur
Kaya) o geniş bahçede sohbet etme, akşama da Neşeli Günler filminde Adile Naşit’in dizinin dibinde uykuya dalmak
isterdim.
13- Oyunculuğun en çekilir ve çekilmez yanları neler?
En çekilmez yanı, özellikle komedi oynuyorsam istediğim reaksiyonu
alamadığımda kendimi hasta gibi hissetmem. Sadece izleyici reaksiyonundan
bahsetmiyorum. Bazen insan kendinden de reaksiyon alamaz. Her zaman olan şey o
gün olmayabilir. İçinizde o kadar enerji olmaz ve başaramazsınız. Ben işte o
zamanlar hastalanıyorum hakikaten. Sahnede kendinle savaşmak çok zor. En
çekilir yanı da yaptığın iş içine sindiğinde yaşanılan o tarifsiz haz. Eğer
yaptığım şeyi sevdiysem ve sevildiğini de hissettiysem o zaman dünyalar benim
oluyor. İşte o haz için bu mesleği sonsuza kadar yapacağım.
14- Kapitalizm, feminizm, sosyalizm, elitizm... Hadi,
bunların yanına bir tane de siz yepyeni bir “-izm”li kavram ekleyin.
Ebeveynist. Çok garip bir nesil yetişiyor. Bunu söylerken aniden buruşup 70 yaşına
gelebilirim ama yine de söyleyeceğim. Artık tek zevkleri ellerindeki tabletler
olan, ona bağımlı yaşayan çocuklar görüyorum. Boya kalemlerine, kitaplara,
müziğe ve arkadaşa ihtiyaç duymuyorlar. Yalnız büyüyorlar. İşin en kötü tarafı
ebeveynler, onun tablette yaptığı şeyden kıvanç duyup “Ne kadar akıllı” diye
övünüyorlar. Bu ebeveynist bir sınav ismi olsun. Anne baba olmak isteyenler bu
sınava girsin. Sınavı geçemeyen ebeveyn olmasın. Bunu denetleyen de bir kurum
olsun.
15- Bir sonraki oyuncuya sormam için senden bir soru
rica etsem...
Hangi efsane dizi veya film yeniden çekilsin
isterdiniz ve hangi karakteri oynardınız?
Bir önceki
RaniniTV Ekspres 15 Soruda’nın konuğu Hayat Van Eck’in sorusu:
Seni en çok
keyiflendiren şey nedir?
Ankara’da
çocukluğumun geçtiği yerlere tekrar gitmekten çok keyif alıyorum. Yani aslında
değişiyor yapmaktan keyif aldığım şeyler. Zamana ve ruh durumuma bağlı.
Röportaj: Cansu Uras
Fotoğraflar: Alper Kemal Özkorkmaz