Su altı teknolojileri bölümünden oyunculuğa uzanan bir yolculuk onunkisi... Zaten bu evrimsel nitelikteki değişimi de hayatındaki en büyük çılgınlık olarak yorumluyor. Veda ile ekran serüvenine başlayan, Tatar Ramazan’da ise ciddi anlamda izleyicilerin radarına giren Burak Yamantürk’ün Hayat Yolunda dizisinde canlandırdığı Selim karakteri asıl onu tanımama vesile olmuştu. Kayıtdışı’nda hayat verdiği Arda karakteri ise çok bilinmeyenli geçmişi ile izleyiciyi hikayesine ortak ederken final yoluna erken saptı. Biz de durumdan istifade ederek Burak Yamantürk’ü 15 soru sorgusuna tabi tuttuk. Sonuç mu? Kayıtdışı aracılığıyla ağızları sulandıran bir melanzane yaptık, Dolunay Soysert’i Arda karakterini canlandırırken hayal ettik ve üstüne de 1960-1970’lerin Kaliforniya’sına ışınlandık. Buradan Burak Yamantürk’e sesleniyoruz; o zaman makinesi eline geçerse bize de lütfen bir bilet kes! Zira özgürlük ve eğlencenin birbirinin tamamlayıcısı olduğu o döneme gitmek bizim için de ütopik bir fırsat olurdu bugünün dünyasında.

1- Canlandırdığın karakteri özetleyecek beş anahtar kelime.
Kurnaz, şeytan tüylü, hızlı, eğlenceli ve merhametli.
2- Karakterinin tek bir özelliğine sahip olacaksın; hangisini seçerdin?
Şeytan tüylü olurdu. Çünkü her durumda işe yarayacak bir özellik; tabii eğer doğru kullanmayı bilirsen.
3- Oynadığın diziyi / filmi bir yemek, rolünü de bu yemeğin malzemelerinden biri olarak düşünecek olursan ortaya nasıl bir lezzet çıkardı?
Kayıtdışı için melanzane diyelim. İçinde üç çeşit peynir olur ve ince kızarmış patlıcanlar kat kat dizilir ama arasına domates sosunu koymazsan pek bir zevkli ve eğlenceli bir yemek olmaz. Ben de oynadığım karakteri domates sosuna benzettim (gülüyor.)
4- İlk audition’ını hatırlıyor musun?
Hatırlıyorum; bir reklam filmi içindi. Hiç aklımda yokken audition’a ben de girdim. Kızarıp bozardım ve hiçbir şey yapamadım. Nihayetinde de reklamda oynayamadım tabii.
5- Tüm işlerini düşünecek olursan bugüne kadar sette yaptığın en komik hata nedir?
Hayat Yolunda dizisinde sanırım ilk sahnemdi. Yataktan kalkıp havalı havalı banyoya yürürken kapının cam olduğunu fark etmeyerek cama bodoslama girmiştim. Hatadan çok, ne zaman düşünsem beni çok güldüren bir anıdır.
6- Şu an veya son olarak oynadığın dizide ya da filmde senin veya başka bir karakterin söylediği, en sevdiğin replik nedir?
“Bak iyiliğe gücün yetmiyorsa bari kötülük yapma.”
7- Bir bölümlüğüne / sahneliğine senin karakterini ekipten başkası canlandıracak ya da dublörün olacak diye düşünelim. Kim canlandırsın? Aynı şeyi sen yapacak olsan, hangi karakteri canlandırırdın? (Yaş, cinsiyet vb. düşünmeden; salt karakteri yorumlayış biçimini görmek isteyeceğin kim olur?)
Dolunay Soysert’i Arda karakterini yorumlarken görmeyi isterdim. Eminim çok komik olurdu. Ben de Terzi karakterini oynayan Ali Düşenkalkar’ın yerine geçmek isterdim bir bölümlüğüne ya da sahneliğine. Çünkü Terzi karakterinin dünyası, bugüne kadar dizilerde veya filmlerde pek rastladığımız türden değil.
8- Ergenlik yıllarına döndük; sevdiğin bir ünlünün fotoğrafını tişörte bastıracaksın. Bu kim olurdu?
Rocky Balboa olurdu. Rocky serisi ve dolayısıyla Sylvester Stallone ergenlik dönemimin idollerindendi. Hala daha televizyonda herhangi bir Rocky filmine denk geleyim durur izlerim.
9- Karşında zaman makinesi var. Hangi dönemde, hangi şehre ışınlanmak isterdin?
1960-1970’lerin Kaliforniya’sına ışınlanmak isterdim. Bireylerin özgürlük arayışının başladığı ve eğlence sektörünün ivme kazandığı yıllara...
10- Bugüne kadarki en büyük çılgınlığın nedir?
Su altı teknolojileri bölümünde okurken bir haftalık çalışmayla konservatuar sınavına girme cesaretini göstermiştim. İyi ki girmişim. Çünkü sınava girmezsen kazanamazsın (gülüyor.)
11- Hangi dizileri takip ediyorsun ve onları izlerken yanında yemesem olmaz dediğin abur cuburlar neler?
Narcos, The Get Down, Game of Thrones, House of Cards, The Young Pope ve Özge’nin (Özpirinçci) oynadığı Kadın dizisini izliyoruz. Çok fazla abur cubur tüketmiyorum ama evde kendi yaptığımız patlamış mısır vazgeçilmezimiz. Hatta tüyomuzu vereyim size; üzerine eritilmiş tereyağı ve parmesan rendesi koyunca o patlamış mısır, dünyanın en güzel atıştırmalığı oluyor. Hatta şu an sanırım röportaja ara verip hemen kendime mısır patlatmak istiyorum (gülüyor.)
12- Güne bir kitabın dünyasında başlayacaksın; öğlen bir dizinin, akşamı da bir filmin dünyasında geçireceksin. Hangilerini seçerdin?
Güne Arthur Rimbaud’un Illuminations kitabıyla başlayıp öğleni Game of Thrones’un fantastik dünyasında geçirerek akşam da soluğu bir klasikte, Braveheart’ta alırdım.
13- Oyunculuğun en çekilir ve çekilmez yanları nedir?
Yeni bir projeye başlarken aldığın nefesten yediğin yemeğe kadar o karakteri düşünmeye başlarsın. Hayatında ne olursa olsun aklın sadece karakterindedir. Bu bence oyunculuk mesleğinin en heyecan verici taraflarından. Karakteri kafanda yaşatmaya başlarsın, onun için günlerce, şanslıysan aylarca çalışırsın. En ince detaylara inersin, sana verilen vaatleri dinlersin, büyük resmin içinde karakterinin katkısının ve hikayesinin hayallerini kurarsın. Sonra bir anda bütün bu uğraşlarının boşa gittiğini görürsün. Çünkü karakterini izleyiciyle buluşturman için en önemli koşullardan biri olan senaryo, senin karakterinin hikayesini ve özelliklerini unutur, sen daha karakterini anlatamadan bir bakmışsın final bölümünü çekiyorsun. Sağlık olsun der ve seni heyecanlandıracak yeni karakterlere doğru yola çıkarsın.
14- Kapitalizm, feminizm, sosyalizm, elitizm… Tüm bunların yanına bir tane de senden “-izm”li kavram gelecek; adı ne olurdu?
Balansist diye bir terim üretebilirim. Dünyada yaşayan bütün canlıların arasındaki uçurumları yok etmek isteyen, insanlar arasındaki eşitsizliği kaldırıp bütün dünyaya hoşgörü yaymak isteyen bir inanış gibi.
15-Bir sonraki oyuncuya sormam için senden bir soru rica etsem…
Sizce bir oyuncu röportaj verip, sosyal medyada aktif olup kendi belirlediği sınırlarla insanlara kendini anlatmalı mı; yoksa gizemli kalıp oynayacağı karakterlerin gerçekliği ve inandırıcılığı için izleyicinin merakını canlı mı tutmalı?
Röportaj: Cansu Uras Fotoğraflar: Alper Kemal Özkorkmaz // Tilki Yapım