Çağatay Yaşmut: Adalet, polisiye okuruna Altın Tepsi'de sunulur

Çağatay Yaşmut: Adalet, polisiye okuruna Altın Tepsi'de sunulur
Türk seyircisi çok dizi izliyor ve çok seviyor. Konu polisiy eolunca bizim seyircimiz tercihini çoğunlukla yabancı dizilerden yana kullanıyor. Behzat Ç.'yi kenara alırsak AB denilen sosyo-ekonomik gruba mensup izleyicinin polisiye hikayelerle başı pek hoş değil. 'Polisiye'nin anlamından yola çıkarak, öncelikli olarak ülkemizdeki dizileri dört polisiye romanı olan, ödüllü yazar Çağatay Yaşmut’la konuştuk. Kitaplarının şu an senaryolaştırıldığını ve yakında dizi olarak karşımıza çıkacağını da belirtmek isterim.

● Bir romana veya diziye 'Polisiye' demek için içinde hangi öğeleri barındırması gerekir?
Öncelikle polisiye yapıt bir suçu konu almalıdır. Suç ise çözülmesi imkansız gibi görünen, gizemli bir cinayet olmalıdır. Bu cinayet muamma ve gizemle harmanlanmalıdır. Hikaye kurgusu bu öğeler üzerine sağlam bir şekilde inşa edilmeli ve muamma ile harmanlanmış suçun akılcı yollarla bir çözüme ulaşması gerekir. Suç ve muamma polisiye için kilit kavramlardır. İyi bir polisiye her iki kavramı da içermelidir. Sadece suçun anlatıldığı hikayelere layıkıyla 'polisiye' diyemeyeceğimiz gibi, suç olmayan bir polisiye de düşünülemez. Bu bağlamda tüm roman veya dizi boyunca olaylar cinayet çevresinde; katil kim, cinayet nasıl işlendi, neden işlendi sorularına cevap bulmaya çalışan bir veya birlaç karakter etrafında şekillenmelidir.

● Hayal gücünüz mü yoksa gerçek hayat mı sizi polisiye yazma konusunda motive eder?
Romanlarımı kurgularken hayat deneyimlerim saklandıkları yerden çıkıp bana yol gösteriyorlar. Ama buradan, gerçek hayatı romanlara öylece monte ediyorum anlamı çıkmasın.İ zlediğim filmler, okuduğum kitaplar bu yaratma sürecine yol gösteriyorlar. Hayal gücümün iyi çalışmasına katkı sağlıyorlar. Örneğin tanıdığım birini yazmak, karakterin gerçeklikle bağının kopmamasını sağlıyor. Bana bir nesnellik ve geniş bir özgürlük alanı tanıyor. Gerçeklikten ayrılma riskimi azaltıyor.  Bunun için, çevremdeki insanları uyanık gözlerle izliyorum, gözlem yapıyorum, bu konuda epeyce kafa yorup bu ilişkileri didikliyorum.

● Polisiye senaryoların olmazsa olmazı var mıdır?
Senaryo teknik bir iştir. Kendine has bazı kuralları vardır. Romanlarda kullanılan bazı teknikleri senaryoda kullanamazsınız. Ya da senaryoya özgü bazı kurallar romanlar için geçerli olmayabilir. Bir romancı gözüyle şunu söyleyebilirim:  bence her iki yapının da olmazsa olmazı merak, gizem ve muamma unsurlarının tüm eser boyunca sürdürülmesi ve bunların kurguya başarılı bir şekilde yansıtılmasıdır.

Behzat Ç. unutulmaz diziler arasındaki yerini çoktan aldı.

● Katili mutlaka hikayenin sonunda mı öğrenmeliyiz, polisiye için bu durum bir ön koşul mudur?
Tabi ki değildir. Birçok polisiye romanda katili en baştan bilmemize rağmen okumayı sürdürürüz. Bu anlamda katilin kim olduğunun pek önemi yoktur. Önemli olan inşa edilen kurgudur. Başarılı kurgular her zaman okunur.

● Dizi senaryosu yazarken, roman yazmaktan farklı olarak, sizi kısıtlayan ya da göz önüne almanız gereken kriterler oluyor mu?
Oluyor tabi. Dizi yazarken birçok faktörü göz önünde bulundurmanız gerekiyor. Buradaki amaç sanatsal bir eser yaratmak değil, seyredilmeyi sağlamak, seyirciye zaping yaptırmamak ve reytingleri yükseltmektir. Esas amaç bu olunca, seyircinin tepkisine göre senaryo şekillenmektedir. Dizi senaryosu yazmak reytinglere duyarlı şekilde işleyen teknik bir yaratım sürecidir.

● Cinayet, haber halindeyken bizi üzen ve sinirlendiren bir eylemken sonrasında neden gidip bir polisiye dizisini izleyip keyif alabiliyoruz?
Çünkü biliriz ki, o polisiye dizisi ve romanı gerçek değildir. Bir polisiye roman/dizi seyretmek bize gerçek cinayetlerden, şiddetten kaçış olanağı sağlar. Aslında bize nefes aldırırlar. Hem zihnimizi dinlendirirler hem de beyin jimnastiği yapmamızı sağlarlar. En önemlisi de, polisiye diziler ve romanlar adaletin Altın Tepsi'de sunulduğu eserlerdir. İyilerin ve kötülerin savaşıdır. Bu savaştan her zaman iyiler galip gelir. Ama gerçek dünyada maalesef her zaman böyle olmuyor.

Kanal D'de Arka Sokaklar dizisi 340 bölümdür devam ediyor.


Uyarlama polisiye Galip Derviş'in sevilmesinde Engin Günaydın'ın oyunculuğunun katkısı yadsınamaz.

● Sizce Türk seyircisi polisiye dizi izlemeyi seviyor mu? 
Arka Sokaklar dokuz sezondur devam ettiğine göre seviyor galiba. Behzat Ç.’de çok sevilen bir diziydi. Galip Derviş için de aynı şeyi söyleyebilirim.

● Başarısız olan polisiye diziler var, onlar için ne diyeceksiniz?
Polisiye roman okuru katilin kim olduğundan ziyade iyi tasarlanmış bir kurgu görmek ister. Polisiye dizi sevenler ise romanlardan farklı olarak dizide dramatik aksiyonların yanında karakterlerin dramatik yapısını ve dramatik ihtiyaçlarını da merak ederler ve bu gözle diziyi seyredip değerlendirirler. Behzat Ç., Arka Sokalar ve Galip Derviş bu duruma en iyi örneklerdir. Bu dizilerde polisiye örgü her zaman karakterlerin arkasında, ikinci planda kalmıştır. Bu dizilerin en büyük özelliği, iyi kurgulanmış yapıtlar olmasının yanında sağlam ve güçlü karakterler, iyi oyunculuklar barındırmalarıdır. Yayına girip kısa bir süre sonra kaldırılan pek çok polisiye dizinin bu yönü maalesef çok zayıftı. Kurguları da güçlü olmayınca reytinglerde son sıralarda yer aldılar ve kaldırıldılar. Bu yüzden de seyirciye ‘polisiye dizi sevmiyor’ damgasını vurmak büyük haksızlık olur. Başarılı işler pekala seyrediliyor.

Forbrydelsen'den uyarlama polisiye Cinayet sadece beş bölüm yaşayabildi.








Kayıp da polisiye kurgusunun çok ön planda olması sebebiyle sıkıntı yaşayan işlerden oldu ancak kalbimizdeki yeri hep ayrı olacak.

● Yabancı polisiye dizilerden hangilerini severek izliyorsunuz? Neden?
Bir sürü yabancı polisiye dizi seyrediyorum. Law and Order, Castle, Dexter, Criminal Minds.. Bu dizilerin senaryoları gerçekten çok iyi. İzleyiciyi gerçeklikten koparmadan gerilimi ve çatışmaları çok iyi sunuyorlar. Seyirciyi meraklandırmayı  başarıyla gerçekleştiriyorlar. Merak dozunu kıvamında verip sonra dozu giderek artırıyorlar. Böylece diziye bağlanıyorsunuz. Karakterlerin özel yaşamlarıyla polisiye kurgu çok dengeli bir şekilde akıyor. Ve en önemlisi de diziler ortalama kırk beş dakika sürdüğü için sıkılma payı bırakmıyorlar.

● Beğenerek izlediğiniz yerli polisiye hangileridir? Neden?

Açıkçası kısıtlı zamanımdan dolayı çok düzenli olarak seyredemiyorum ama Behzat Ç., Galip Derviş ve Arka Sokakları, Kanıt ve gündemi takip ettiği için Kurtlar Vadisi'ni sayabilirim.

● Senaryo, güçlü kurgu önemli dediniz ama bizde uyarlama işler de tutmuyor o neden?
Uyarlamaların tutmamasının nedeni, konu edilen meselelerin o kültüre, o topluma ait olmasıdır. Başka kültürün dizilerini kendi kültürümüze uyarlamak başarısızlık getirir. Mesela Killing dizisi dünyada çok seyrediliyorken ondan uyarlanan Cinayet dizisi sınıfta kaldı. Çünkü hikaye bizim kültürümüze uygun şekilde uyarlanmadı. Galip Derviş’i ayrı tutuyorum. Gerek oyunculuk gerekse kurgu yönünde izleyiciyi her zaman şaşırtan ve merakta bırakan başarılı bir yapım. Uyarlama olmasına rağmen başarılı olmuş ender dizilerden biridir.

● Polisiye romanı senaryolaştırırken taviz verilen noktalar veya reyting kaygısıyla ağırlık verilen başlıklar oluyor mu?
Sadece polisiye değil bütün romanları senaryolaştırırken değişiklikler yapılıyor elbette. Mesela Yaprak Dökümü eseri çok kısa bir roman olmasına rağmen üç sezon oynamıştır. Diziler reyting kaygısıyla ve uzun sezonlar oynayabilmek için uyarlandıkları romanlardan kopabilmektedirler. Bu sadece ülkemizde değil tüm dünyada böyledir. Edebiyattan uyarlanmış görsel eserler çoğunlukla orijinal esere bağımlı kalmazlar ve yine çoğunlukla da bu uyarlamalar seyircide hayal kırıklığı yaratırlar. Bunun nedeni, edebi eserler okurun zihnine müdahale etmezler, onu kendi hayal gücüyle baş başa bırakıp romana katılmasını sağlarlar. Görsel yapımlarda ise hayal gücünüzü kullanamazsınız. Çünkü hayal edecek bir şey yoktur ortada. Her şey size hazır olarak sunulur. Kitabı okurken yarattığınız dünya seyrettiğiniz dünya ile uyuşmayabilir. Bu olumsuz durum hayal kırıklığı yaratır ve görsel yapımın başarısız olarak değerlendirilmesine neden olur.

● Vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederim. Umarım kitaplarınızın erkana uyarlanmış hallerini keyifle ve uzun süre ekranda izleriz.
Ben teşekkür ederim.


 

BUNLARI DA SEVERSİN

DİZİ-YORUM : SEZON 2 , Bölüm 62
DİZİ-YORUM : SEZON 2 , Bölüm 49
DİZİ-YORUM : SEZON 2 , Bölüm 47
DİZİ-YORUM : SEZON 2 , Bölüm 46
DİZİ-YORUM : SEZON 2 , Bölüm 45
DİZİ-YORUM : SEZON 2 , Bölüm 43
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER