Drew Goddard: Martian filminin tamamını, North Hollywood’daki Aroma Café’de yazdım

Filmin ilk taslağını stüdyoya teslim ettiği gün “Gravity”nin, çekimlere başladıklarında da “Interstellar”ın gösterime girdiğini ve kendi filmiyle konu olarak az da olsa benzerlik taşıyan bu iki film piyasaya çıktığında, Martian’ın işinin bittiğini düşündüklerini söyleyen Goddard, bir şekilde bunun üstesinden gelerek filmi bitirdiklerini anlatıyor. Gerçekten de, Hollywood’da siz bir senaryo üzerinde çalışırken, başka birileri o fikri çekmekle meşgul oluyor. Muhtemelen aklınıza gelebilecek her şeyin yazılıp, söylendiği bir ortamda, yazmaya devam edebilmek için projenize inanmanız gerekiyor. Yazarlara ikinci not: Benzer projelerin sizi caydırmasına izin vermeyin!

Senaryoyu yazarken bol bol disko müziği dinlediği için, filmde de bunu kullanmaya karar verdiklerini söyleyen yazar, karakterin içinde bulunduğu durumda sürekli, nefret ettiği, haddinden fazla pozitif disko müziği dinlemek zorunda kalmasını son derece eğlendirici bulduğunu belirtiyor. Sahne sahne şarkı seçimi yapan Goddard, kafasındaki çoğu şarkının film haklarını almayı başardıklarını söylüyor.

Filmlerde, her sahneyi anlamak yerine, karakterin motivasyonu ve misyonunu anlamanın yeterli olacağını belirten Goddard, sözlerine şöyle devam ediyor:
Suyun nasıl yaratıldığının bilimsel açıklamasını bilmek zorunda değiliz. Tek bilmemiz gereken, patates yetiştirmek için suya ihtiyacımız olduğu. İtiraf edeyim, kitaptaki birçok bilimsel açıklamayı ben de anlamadım ama yeni bir şeyler öğrenmek çok hoşuma gitti. Olayın bilimsel boyutu yerine, karakterin böyle bir durumda içinde bulunduğu sıkıntıyı anlayabilmem bana yeter.

Ridley Scott’la çok rahat çalıştığını ve elinden geldiğince ünlü yönetmene senaryoyla ilgili yardımcı olduğunu söyleyen Goddard, yönetmenin ne istediğini bildiğini ve çok hızlı çalıştığını belirtiyor. Yalnızca birkaç sahneyi baştan yazmak zorunda kaldığını söyleyen yazar, filmin çekimleri sırasında yaptıkları küçük değişikliklerden de bahsediyor:

Stüdyonun isteği üzerine, senaryodaki birçok küfürlü sahneyi çıkardık ve filmi ailelere uygun hale getirmeye çalıştık. Yine de, karakterin bir kez bile olsa küfür edilebilmesinden çok memnunum. Ayrıca, montaj sırasında filmin açılışını da değiştirip, anlaşılması daha kolay hale getirdik.

Goddard, film vizyona girmeden önce test gösterimi yapıldığını ve seyircilere “Filmin en sevdiğiniz özelliği ne oldu?” sorusu sorulduğunda, %90 oranında “bilimsel açıklamalar” cevabı aldıklarını söylüyor. Tabii ki bu cevaba kendisi dahil, bütün stüdyonun şaşırdığını anlatan yazar, Martian’ın harika geçen ilk test gösteriminden sonra, filmi nasıl daha iyi hale getirebileceklerini düşünerek bazı değişiklikler yaptıklarını, ne var ki ikinci test gösteriminde olumlu yanıtın birkaç puan düştüğünü anlatıyor. Bu tecrübeden sonra, bütün değişiklikleri düzeltip, filmi eski haliyle vizyona sokmuşlar. İbret verici bir hikaye.

Filmde kötü adam olmadığını, ama bir ara Sean Bean’in oynadığı karakteri öldürmeyi düşündüklerini gülerek anlatan Goddard, Martian’ın en basit haliyle, bir bilim adamının, doğa şartlarına karşı hayatta kalma savaşını anlattığını söylüyor.

Bugüne kadar Drew Goddard’ın katıldığı birkaç söyleşiyi izleme fırsatı buldum ve ünlü yazarın her seferinde, filmleriyle ilgili, başka hiçbir yerde duyamayacağımız bilgiler verdiğine tanık oldum. Her zaman anlatacak eğlenceli hikayeleri olan yazar, şimdiden önümüzdeki senelerde gösterime girecek birkaç farklı proje üzerinde çalışmaya başlamış. Martian’a ve Drew Goddard’a Oscar’da başarılar diliyor, yazarın gelecek projelerini merakla bekliyoruz.




BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER