Jane Lynch: Amy gerçekten bir melek mi yoksa deli mi, buna seyirci karar verecek

● Gerçek hayatta meleklerle ilgili bir deneyimler yaşadınız mı? Sadece orada olduklarını hayal ettiklerimizle değil de, hayatınızdaki meleklerle…
Bence çok karmaşık bir gezegende yaşıyoruz. Bizi ayakta tutan, yardımcı olan ve yol gösteren etkilerin ne olduğunu bilmiyoruz. Sanırım hayatımdaki insanlardan örnek verebilirim ya da onların bilmeden de olsa, bilinçaltlarından gelerek bana çok önemli şeyler söyledikleri anlar bulabilirim. Etrafımda olduğunu hissettiğim bir koruyucu meleğim yok ama göremediğimiz ya da hissedemediğimiz titreşimlerden her türlü sevgiyi ve yardımı aldığımıza inanıyorum.
 
● Eğer siz bir koruyucu melek olsaydınız ve sadece bir kişiyi seçebilecek olsaydınız kimi korurdunuz?
Bu harika bir soru çünkü bir yanım kimsenin sürekli koruma altında olmaması gerektiğini düşünüyor. Ama bir gözüm sürekli yeğenlerimin üzerinde. Büyüdüler, yetişkin kadınlar oldular ve burada, Los Angeles’ta yaşıyorlar ve ben biraz da bu koruyuculuk görevini üstleniyorum. Yo, aslında öyle olduğunu varsaymak istemem. Şimdi onlar da burada olsalar itiraz eder, öyle olmadığımı söylerlerdi. Aslında çoğu zaman işlerine karışmıyorum, ama öğüt istediklerinde her zaman yanlarındayım ve hep bir gözüm üstlerinde. İyi olduklarından emin oluyorum. Harika genç kadınlar. Ve evet, onların koruyucu meleği olmak isterdim diyebilirim.
 
● Bu sorunun ardından spiritüelizm hakkında bir şeyler sormak isterim. Mesela medyumlara inanıyor musunuz ve hiç medyuma gittiniz mi?
Tabii ki gittim. Medyumlara gitmeye Chicago’dayken başladım. Ve astrolojiye de bayılıyorum. Ama tabir-i caizse ne kadar derine inersem o kadar konudan uzaklaşıyorum. Artık gelecekte ne olacağını bilme ihtiyacı hissetmiyorum ya da bir şeyin geçmişte neden yaşandığını öğrenmek istemiyorum. "Şu anda" kalmak için elimden geleni yapıyorum.
 
● Peki inanıyor musunuz?
Emin değilim. Duruma bağlı. Bu konuda evrenle bağı olan, hisleri açık ve birçok şeyi hissedebilen, başkalarına yardımcı olabilecek yetenekli insanlar olduğuna inanıyorum ama kesinlikle onlara bel bağlamıyorum. Uzun zamandır birine gitmedim bile ama hayatımın erken dönemlerinde onlara başvurmak çok yardımcı ve rahatlatıcı oldu diyebilirim...
 
● Dizinin adına katılıyor musunuz? Amy, cehennemden gelen bir melek mi?
Bence üzerine konuştuğumuz şey tam da bu ayrım. Onun gerçekten cehennemden geldiğini düşünmüyorum. Asıl ayrılık onun kişiliğinde mevcut. Bir taraftan yumuşacık bir kalbe sahip ve Allison’a büyük bir merhamet duyuyor; diğer taraftan da sakar, çoğu zaman sarhoş ve belki de aslında hiçbir şeye karışmaması gereken birisi. Belki de her şeyi akışına bırakması ve Allison’ın kendi yolunu bulacağına güvenmesi gerek. Angel From Hell isminin biraz da Allison'un Amy'ye bakışından geldiğini düşünüyorum. Çünkü onun hayatına giriyorum ve ona yardım ediyorum ama her şeyi de alt üst ediyorum. Diziyi izlediğinizde göreceksiniz, hayatını adeta yerle bir ediyorum.
 
● Allison sizinle bağ kuracağını çünkü garip bir arkadaşa ihtiyacı olduğunu söylüyor. Hayatınızda bu tarz garip insanlarla karşılaştınız mı?
Aman Tanrım... Oyuncular gariptir ve ben onları çok severim. Toplum gözünde bir aptal gibi görünme riskini göze alan herkesi çok severim. Evet, etrafım garip insanlarla çevrili ve ben de onlardan biriyim. Tabii bir de uzak durmak isteyeceğiniz türden gariplikler var. Ama evet, hayatımda çok sayıda garip insan var ve bence ben de başka birçok insanın hayatındaki garip kişiyim. 
 
● Bu bir anlamda da evrensel bir hikaye. Hepimiz böyle bir olayın gerçek olmasını, birinin bizi korumasını isteriz. It’s a Wonderful Life* filmini izlediniz mi?
Evet, elbette.

● Onunla çok benzerlikler taşıyor, öyle değil mi?
Bu projede o filmdeki koruyucu melek Clarence’ten çok şey var.
 
● Bu yüzden Angel from Hell bana çok şey ifade ediyor. Film 70 yıl önce yapıldı ama nesilden nesile bu konu hala çok taze çünkü hepimizin hissetmek istediği şey bu.
Bizi koruyan biri olduğunu bilmek istiyoruz. Bence kahramanlar ve ikonlar arayıp durmamızın sebebi de bu. Hollywood bir şeylere tapınma ihtiyacımızın bir yansıması aslında. Din ve benzeri şeyler de öyle. Bence, doğru kelime ne, yaşadığımız çılgınlığın bir mantığı olduğuna inanmak istiyoruz ve sevecen, yol gösterici bir gücün her şeyin arkasından “iyi olacaksın, sadece şuradan sola dön ve o sokaktan aşağı inme,” demesini bekliyoruz. Bence gerçekten böyleyiz. Gerçekten bize göz kulak olan ve bizi koruyan biri olduğunu umuyoruz. Ben bunu yapıyorum. Öyle umuyorum…
 
● Amy, Allison’ın mutlu olmasını istiyor. Sizi gerçek hayatta ne mutlu eder?
Köpeklerim ve 2-3 arkadaşım. Çok fazla arkadaşım yok ama olanları çok seviyorum. Bir de yeğenlerim tabii ki... Seyahat etmeyi sevmiyorum. Sinemaya ya da partilere gitmiyorum. Çok sıradan bir kadınım, o yüzden sıradan şeyler beni fazlasıyla mutlu ediyor.
 
● Pilot bölümde Maggie Lawson ile aranızda harika bir kimya var. Böyle bir uyumu yakalamak için neler yaptınız?
Daha dün evlendi. Maggie’ye mutlu bir evlilik dilerim. Ne oldu biliyor musun? Diziye ilk önce ben girdim ve sonrasında birkaç kişiyle okuma provaları yaptık. Bu sırada sürekli Maggie’yi ayarlamaya çalıştık çünkü onu Psych dizisinden tanıyordum. O dizide çok fazla birlikte çalışamasak da bir haftamızı Vancouver’da birlikte geçirdik ve o harikaydı. O harika bir kadın. Bu rolde mükemmel olacağını düşündüm ama birtakım garip olaylar sonrasında seçmelere gelmeyeceğini düşünmeye başladık, neyse ki doğru çıkmadı. Doğrudan kendisine ulaşmayı başardığımız ilk anda koşa koşa geldi. Birlikte okuma yaptık ve ilk okumadan sonra yönetmenimiz Don Scardino’ya baktım ve arayışımızın sona erdiğini söyledim.
 
● Dizide başka koruyucu melekler de olacak mı?
Sanırım olacak. Hem de hiç konduramayacağınız tarzda melekler olacak. Çünkü koruyucu melekler birçok şekilde karşımıza çıkabilir. Bir bölümde... Aslında çok fazla ipucu da vermek istemiyorum ama.. Çünkü hiçbir şey söylememem konusunda uyarıldım, fakat bu çok tatlı bir şey. Kesinlikle, nereye baksanız bir koruyucu melek görebilirsiniz. Pilot bölümde yolun karşısında evsiz bir kadın vardı ve ben ona selam veriyordum, o da bana cevap veriyordu. Ve ikimizin de koruyucu melekler olduğu çok açıktı. Bunu sanırım bölümden kestik, emin değilim, siz söyleyin zira ben izlemeyeli epey zaman oldu. Evet, evet.. Sanırım bunu bölüme koymadık.
 
Acaba Party Down** hakkında bir gelişme var mı?
Bence bu tıpkı Arrested Development gibi. Sürekli olacağını duyuyorsunuz ve bir anda, en sonunda oluveriyor. Umarım bizde de durum böyle olacak. O dizideki herkes şimdi birer yıldız. O zamanlar hiç kimseydik, şimdi herkesin başka bir işi var. O yüzden bir araya gelmemiz de zorlaşıyor.
 
● Son olarak tam bu söylediklerinizin üzerine sormak istiyorum, kariyerinizin şu anda geldiği nokta hakkında ne düşünüyorsunuz?
Harika! Çok mutluyum. Mutluluğumun durumlara bağlı olduğunu düşünmüyorum ama kariyerimin bu kadar iyi gitmesi harika bir şey ve ben böyle bir dizi yapabildiğim için çok minnettarım. Çünkü bu dizi tam benim dünyaya sunmak istediğim tarzda bir iş. Ama genel olarak da çok mutluyum, bu yüzden plan yapmamayı ve hedefler koymamayı herkese tavsiye ediyorum.
 
 

 * Frank Capra'nın yönettiği 1946 yapımı sinema filmi. Başrollerinde James Stewart, Henry Travers (Clarence) ve Donna Reed yer alıyordu.
**Pary Down, Jane Lynch'in de rol aldığı ve Starz'ın yayınladığı bir komedi dizisiydi. İki sezon yayınlanan dizinin yeniden döneceği dedikoduları çıkmıştı.
 
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER