Öldürmekte ustayız, kavuşmakta değil!
Bir insana ne zaman veda edilir? Onu tanırsın, ona alışırsın. Peki ona nerde veda edersin? Dünya döner, mevsimler geçer ve sevdiğin herkese bir gün mutlaka veda edersin. Gidecek olanın önünde dağ gibi dursan, faydası yok. Öyleyse hızlı davran. Sarıl ona, öp dudaklarından ve geçir sırtına hançeri. Beklenmedik bir nefret, zoraki bir vedadan daha uçucu olacaktır. Seni acısız unutacaktır, kapat artık kapıyı.

Karagül bana anne olmayı merak ettiren ilk dizi oldu. Öyle bir anlatımla sunuyor ki o duyguyu, insanın kendini anlayası geliyor. Ebru'nun suçu üstüne alması en tahmin edilebilir durumdu. Çünkü o anne. Çünkü o Ebru. Bir hayatta hem Ebru hem de anne olduysanız, demir parmaklıklara bağışıklık kazanmanız gerekebilir. Fedakarlık hissine sözüm yok. Ama hapishane ve hastane kasvetinden bunaldığımı söylemeliyim.

Kendal binmiş bir alamete, gidiyor kıyamete. Kenan'ın oynadığı oyundan habersiz kapılmış kalbinin şehvetine. Güzel bir kadın gördüğünde zihni sarhoş olmayan pek az erkek vardır. Üç eşine rağmen hâlâ gözü dışarda olan Kendal, erkeğin doğasındaki doyumsuzluğun en hasarlı ispatıdır. Kenan karakterindeki zayıflıklar, bu plan amacına ulaşırsa giderilebilir. Fakat büyük bir patlama yaşanmazsa, kendi bacağına sıkmış da sayılabilir. Peki ya kömür saçlarına kaç puan?

Kadriye'nin yüzünü son zamanlarda hiçe yakın görmelerimizin bir amacı var mıdır bilmiyorum. Ama bilgelik pınarına alıştığımızı, o yokken hissedebiliyorum. Gel de çağla Kadriye Hanım, maksat şanın yürüsün... Fragmana bakılırsa gelecek bölüm de ateş olup yakacaksın ortalığı. Günahının yükünü atmaz ama bi' kısa soluklandırır hiç değilse.


Nerdeyse ağlatacaktın beni uncle Kenan!

Şamverdi bebelerinin birlikte olduğu sahnelerin ayrı bir tadı var. Aslına bakarsanız bu bölümü gerçekten çok sevdim. Sahnelerin dozu, diyalogların kıvamı ve oyunculuklarla gereken tatmini sağladı bende. Ada'nın gözünün yaşı ucuna kadar gelmişken patlatılan espriler o sıcak aile ortamına inandırdı bizi. Tek sıkıntım Ebru'nun mektubu kaleme aldığı sahnede giren müzikti. Sanki o duygusal atmosferi yoracak gerginlikte bir fon olmuştu. O da nazar boncuğu olsun artık efendim.

Efendim? Narin ve Oğuz mu dediniz? Ben bu hafta onlarda da beklediğimi buldum. Evet onların romantizmi Narin'in kafasını Oğuz'un güçlü omuzlarıyla kavuşturmasından ibaret. Ama bi' düşününce ''Başka ne olacaktı?'' diyor insan. Konağın kalın duvarlarından kurtulan Fırat'ın serinliğine vuruyor kendini. Narin de iki rekat nefes almış, çok mu? Şaka bir yana finalde bu ikilinin mutluluğunu bekleyen ciddi bir kitle var, benden söylemesi.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER