...Ölümden başka hiçbir şey beklemiyor. Ölmese dahi dibe vuracak. O yüzden Lou’nun tüm uyarıları boşunaydı. Lou’nun yerinde olsaydım nasıl ki sudan sebeplerle Anne Gerhardt’ı içerde tutuyor Milligan’ı da tutardım.
Simone’ye “inşallah ölür” demiştim ya keşke başka bir şey isteseymişim. Nasıl ve nerden öğrendiler bilmiyorum ama Simone tüm atarıyla motelden çıkarken Bear hatunu kapıdan aldı. Ben böyle infaz görmedim arkadaş. Tamam daha önce çok gördüm ama böylesi an be an yaşadığımı hiç hatırlamıyorum. Minnesota cinayet işlemek için mükemmel bir yer. Bir de Nevada var böyle…
Aaaa Azrail sen misin? Ben de ne zamandır fellik fellik seni arıyordum.
Asansördeki ölüme giden atarlı kızdan eser yoktu. Gözyaşları döküldü, af dilendi ama Bear o kadar aptal değil. O hatunu affetsen de gitmez ve yarın gelir bela olarak ilk seni bulur. Beladan başka bir şey değil. Sıktığını görmedik ama bence sıktı ve bu Dodd ile yollarının tamamen ayrılmasına sebep oldu. Ölmesini istiyordum evet ve iş ormana kadar geldiyse ölmeliydi de evet ama aile içinde çözülebilecek bir şeydi. Bence Bear bunu gururundan veya kurallardan dolayı yapmadı. Bir fırsat gördü ve intikam aldı.
Bir Çin atasözü “intikam istiyorsan iki mezar kaz” der. Bear kendini de Simone’nin yanında infaz etti. Alçıyı kırmasından ve bence bir yönetmenlik harikası olan ailenin diğer üyelerini tek tek hatırlamasından da bu anlamı çıkartabiliriz. Artık başka bir Bear olacak. Bu öyle bir Bear ki Dodd bile kenara çekilmeli…
Malı Arap Faik'den alıyorduk...
Anne Gerhardt polise ötmeye başlayınca çok şaşırdım bir an hanedanlığı satacak sandım ama o Kansas City mafyasını sattı. Sonradan bir fırsat mı gördü yoksa başından mı planladı bilmiyorum ama polisleri de kendi savaşına dahil etti. Polis merkezinin önünde Bear’a dediği gibi, bu savaşı neredeyse kazandılar. Kötü haberse şu, Milligan’ı aniden geri çektiler. İş bitirici geliyor.
Sioux Falls’dan ilk haberler gelmeye başladı. Hanzee oraya ulaşmış bile ve iki polisle mücadeleye girişmiş. Biri ölmüş diğeri yaralı. Polis öldürmek Hanzee için bile fazla bir şey. Çember onun için de daralıyor. Üstelik şimdi Lou da Sioux Falls a doğru harekete geçti. Karakterler bir bir Sioux Falls’da toplanmaya başladı.
Polis ve asker eşleri (temsili)
Betsy’nin aslında ne kadar güzel bir hayatı var. Hani kanser olmasa bir ömür mutlu bir şekilde yaşar. Belki de bu kadar dertsizlikten dolayı bir dert olarak kanseri var. En son deney sürecinde olan bir ilaç almıştı ama işe yaramayacağını biliyorduk zira Molly’nin hikayesinde yeri belliydi ama yine de aldığı ilaçların şeker olduğunu söylediğinde içim cız etti. Hayat çok acımasız olabiliyor. Yine de o son anına kadar ayakta kalacak gibi duruyor. Hala çevresini toparlıyor ve babasının kedilerini besliyor. Bu arada o odada bulduğu garip çizimlerin anlamını bilen varsa bana da söylesin.
Bölümün final sahneleri yine beni darmadağın etti. Milligan’ın onların yerine gelen iş bitiricilerden bu kadar kolay kurtulabileceğini hiç düşünmemiştim. Ama ne iş bitiricilermiş yahu! Daha dakikasında işleri bitti. Çalan telefonsa her şeyi değiştirdi. Ed, Dodd’u bagajında dolaştırıyormuş. Dedim ya, sayko bunlar. Milligan’a nasıl ulaştığı ise tam bir muamma ve öyle güzel bir muamma ki hikayesini duymak için can atıyorum. Hanzee bu işin neresinde duruyor bilmiyorum ama bildiğim bir şey var o da Fargo resmen çıldırdı…
Haftaya görüşürüz...