Kötü bir olay olduğunda insanlar önce kendini suçlar. Olaya
sebep olanı değil, kendini. "Şunu yapmasaydım o da bunu yapamayacaktı. Benim
hatam." Ama değil. Burak'ın o otobüsü kamyonun altına sürmesi Cemre'nin hatası
değil. Şikayetini geri çekerken bilemezdi ki bunların yaşanacağını. Ayrıca
Burak'ın suçu o zaman çok ağır da değildi. Başka bir şekilde çıkıp yine aynı
şeyi yapabilirdi. Ama insan bunu kabullenmiyor işte. Saatin tik taklarıyla
boğuşuyor. Elinden gelse geriye dönüp yaptıklarını değiştirmek istiyor.
Songül'e bir şey olursa Cemre bunu kolay atlatamaz bu yüzden. Gökhan ise
Cemre'nin yanında… Cemre’ye bir şey olmadığını fark edince nasıl rahatladı.
Kocaman sarıldı ona. Seviyorsunuz oğlum, itiraf edin işte.

Meral’in kolu kırık, Kader’de bir şey yok. Gerçi daha ciddi
bir şeyleri olsa da umurlarında bile değil. Kader bayılmasına rağmen Songül'ü
bulmaya çalıştı. Benim bir türlü alışamadığım Meral bile (sadece kızları
satacağını düşünüyordum başta) kolu alçıya alınır alınmaz Songül'e koştu.
Songül’den sürekli papara yemesine rağmen hem de. Biz bu çocuklara kimsesiz
diyoruz ama değiller. Onların yüzlerce kardeşi var. Anne babaları olmasa ne gam…
Yetimhanedeki diğer kızlar Songül ablalarını görmeye, ona destek vermeye
geldiler. Sahip oldukları çok büyük şeyler yoktu. O yüzden geceleri korkmamak
için sarıldıkları ayıcıklarını getirdiler ablalarına. Belki birileri için saçma
ama o çocuklar için çok önemli bir hareketti. Songül sadece bizim kızların
değil o yurttaki birçok kızın Songül Ablası çünkü.

Eylül’ün ciğerlerinden ameliyat olması gerekti. Rüyasında
gördüğü Mesude’yi nasıl buldunuz? Her şey Eylül’ün rüyasında gördüğü gibi olsa
neler olurdu? Bir kere, kızlar tanışamazdı. Eylül annesiz kalmazdı. Ama ne yazık
ki Mesude o kadar yürekli bir kadın değil.
Bir de o rüya sahnesinde dikkatimi çekti. Mesude'nin saçlarında beyaz
yoktu. Ama ilk bölümlerde kadının saç dipleri net beyazdı yani. Dikkat biraz
lütfen… Eylül’ün Mesude'nin peşinde anne anne diye dolaşmasından çok sıkıldım.
Ama Eylül iyi verdi bu kez ağzının payını. “Sen bugün varsın, sonra keşke
doğurmasaydım seni dersin. Ama kızlar hep benim yanımda.” Bence bu Mesude’ye
söylenebilecek tüm sözleri özetledi. Ben yorum yapmayacağım. Çünkü gerçekten
yoruldum. Mesude’yi anlatacak laf bulmaya çalışmaktan çok yoruldum.
Aslında değinmek istediğim daha çok şey var. Ama birazdan
yola çıkmam gerektiği için burada kesiyorum maalesef. Neriman Hanım'a ve Feride
ile Toprak'a da değinmek istiyordum ama elimde değil maalesef kusura bakmayın.
Haftaya mutlaka atladığım kişileri yazacağım. Yani bir nevi kaldığım yerden
devam edeceğim. Sizden bana bol şans dilemenizi istiyorum. Çünkü Eskişehir'e
sunum yapmaya gidiyorum. Anlayışınız için şimdiden teşekkürler. Haftaya
görüşmek üzere kendinize iyi bakın.
Sevgiler…