Selin ve Ali yine Nazlı ve Savaş için koşturdu.
Tamam bu defa daha çok Savaş için uğraştılar. Ama biraz da Selin ve Ali mi
kaçamak yapsa artık? Biraz da onlar için mi telaşa kapılsak ne? Hep üçüncü
kişileri araya sıkıştırmakla bu işler pek iyiye gitmeyecek gibi geliyor bana. Savaş
ve Nazlı birlikteyken çok sevimliler. Ama asıl merakım, bu kızlar neden
babalarını hiç merak etmiyor? Neden özlemiyor demiyorum tabii. Ben Zafer'in
akıbetini epeydir düşünüyorum. Hikayeden ani bir şutla çıkarılmış karakterler
hep kalbimi burkuyor. Umarım mantıklı bir açıklamasını izleriz.
Elif'le ilgili yapılan alaydan sonra Ali'nin
sözlerine ekleyecek pek bir şey yok. Ama Selin'in buna gönüllü olmadığı
ısırdığı dudağından da kaçamak bakışlarından da belliydi. Peki Tuğçe? Ekip
arkadaşı olurken çok eğlenceli ama insanları aşağılamaya gelince kızımızın
içinden canavar fırlıyor neyleyim.
Profil fotoğrafına ayıcık mı koymuş?
Ama olmadı be Selin, pek de yakışmadı. Senin
yaptığın az buçuk taraflı hayvanseverliği hatırlattı bana. Mangal başında
oturup, kokuya gelen köpeğine kanat uzatırsın. Peki bu seni hayvansever mi
yapar yoksa hayvan katili mi?
Ben Rana'dan hiç değilse bir intihar teşebbüsü
bekliyorum. Savaş'la buzların erimesi için başkaca da bir yol görünmüyor gibi.
Ama her şeyden önce Güneşin Kızları pek de fazla hastane atmosferiyle günü
kurtaran bir dizi değil. Evet hastane içeren sahneler oldu ama hepsi de ya çok
heyecanlı ya da eğlenceliydi. Umarım bu çizgide ilerlerler. Ve umarım bizim
dörtlüyü keyifli bir tatilde görürüz yine. Canımız sıkılıyor değil mi? Biz
yerimizde sayıyoruz, bari gençler tatil yapsın efendim!
Siz neler düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı bekliyorum.
Güzel günler.