Hanedanlığın ayak sesleri!
Yemin ediyorum bu kadar evrak işi olduğunu bilseydim hiç kalkmazdım bu işe.
New York bütün dünyanın başkenti, Londra kültürün, Paris romantizmin, Zürih gizli servetlerin, Şangay ise geleceğin başkenti. Anlaşılan o ki İstanbul da kötü adamların başkenti. Dünya üzerindeki bütün kötü adamların yolu bir şekilde buradan geçiyor. Karun da gelmiş. Adamın Kudüs’deki makam odası in gibi bir yer ama İstanbul'da halılar yetmiyor maşallah. Buraya gelende bir gösteriş merakı başlıyor. Görkemli memleketiz hamdolsun.

Sana çay söylerdim de telefonun yerini bulamadım...

İstanbuldaki toplantıyı erkene çekmeye gelmiş. Eyvah ki ne eyvah. Hikaye için değil de bizim için eyvah. Geçen sezon bu toplantının üzerine kurulmuştu ve toplantı için Andy Garcia’dan daha fiyakalı bir oyuncu bekliyorduk. Eğer sezon sonuna saklamayacaklarsa geçen sezon bir hayal kırıklığı üzerine kurulmuş olacak. Umarım bir şekilde sezon finaline bağlarlar.

Bir senedir İhtiyarlara söylenip duruyorum. Nihayet Polat da bana hak verdi. Tamam belki direkt bir hak verme değildi ama aynı düşünüyoruz. Ömrünü vatanına adayan adamını koruyabilmelisin. Senin gücün, adamlarını gözünü kırpmadan feda edip sonradan üzülmekten gelmemeli. Senin gücün, adamını her şekilde korumandan ve feda etmemenden gelmeli. Büyüklük böyle olur. 

Tatlı kıslar eqlesin :) :) :)

Bence Gölge, Perver ile Polat’ı durduramayacağını biliyordu. Hatta bunu bilmeyen tek adam Perver. Yine de belki bilgileri alma ihtimaline karşılık oynanması gereken bir kumardı. Perver’deki pervasızlık ve rahatlık bende yok vallahi. Yine de Allah razı olsun sayesinde Polat’ı ağır çekim yürürken gördük. Neden bilmiyorum ama seviyorum bu sahnelerini yahu. Bir bölümde 10 kere yürüse şikayet edeceğimi sanmıyorum. 

Perver Bey memuriyetin kendisini koruyabileceğini sanıyordu. Ağzının ortasına tokadı yiyince adamın dünyası değişti. Bir anda gerçeklere döndü. Vallahi polise kurtarıcı gibi bakıyordu. E adam haklı. “Beni şimdi kim bu adamın elinden alacak” derken polisler geldi. O sırada adama ne suç isnâd etsen sırf Polat’dan kurtulmak için “ben yaptım abi” der. Perver tam kasaba kurnazı tam…

Hocam kaça satarız bu Toryum'un kilosunu?

Toryum konusu ilk açıldığında biraz dudak bükmüştüm. Zira ziyadesiyle bu komplo teorilerine doydum. Kurtlar Vadisi Pusu bu hafta Anadolu Hoca'yla konuya nefis bir açıklık getirdi. Hem Toryum’un günümüzde kullanılmasının neden zor bir maden olduğunu gayet güzel açıkladılar hem de bundan sonrasının kurgu olduğunun altını çizdiler. Komplo teorisine karnım tok ama kurguya daima açım ve iştahla beklerim.

Hoca ve Süha Baba'nın birlikte mekana girmesi tesadüf mü yoksa beraber mi geldiler merak ettim doğrusu. Sohbet güzel ve aydınlatıcıydı. Ayla Algan küresel enerji ekonomisini öyle güzel özetledi ki eminim herkes aydınlanmıştır. Artık daha da açık anlatılamaz. Aslında onun anlattığı ekonomik sistem her ürün için izlenen bir yol. Dünya bu yolun üstünde ilerliyor.

Hocam Candy Crush diye bir şeye sardım illet bu illet!

Mesela cep telefonlarında kameralar neden sadece birer ikişer mb kalite artışları yapıyor? Bir anda x’den 5x’e çekemezler mi? Çekerler ama o zaman sadece bir defalık kazanırlar. Fakat 2x, 3x, 4x, serilerini çıkartırlarsa kârı siz düşünün. Petrol konusu da böyle. İhtiyacımız yok diye bırakalım da yerin altında mı yatsın? Son damlasına kadar satmak lazım. Sanmayın ki yarın Polatlar toryumu işleyebildiğinde direkt 5x’i satacaklar. Onlar da kademelendirecekler. Çünkü ekonomik akıl bunu gerektirir.

Sohbette Süha Baba'nın oynadığı rolü ne yazık ki beğenmedim. Süha Baba büyük bir iddiayla diziye girmişti. Tamam, iddiası bana pek gerçekçi gelmemişti ama bu bir şeyi değiştirmez. Sonra dizi o yönde gitmemeye karar verdi ama Süha Baba yine de hanedanlık iddiası için oraya gerekli bir figür haline geldi. Bugün gördük ki artık o işleri de kovalamayacak bir karaktere dönüşmüş. 

Elimize silah verdiler de sıkmadık mı efendim!!

Dernek falan uğraşıp duruyor. Polat’a ufuk açacak adamken şimdi onun hayır ve moral işlerini yapan bir elemana dönüşmüş durumda. Süha Baba bir türlü konumunu bulamıyor. Yine de Vadi Aklı'na göre iyi şeyler yapmıyor mu? Tabii ki yapıyor. Bu hafta da mesela gaza gelerek eylemlere katılan gençler meselesine değindi. Gönderme sanırım Gezi Parkı’nın ilk üç gününeydi.

Kıza kimse yardım etmeyince en sonunda Allah yardım etti zira Yusuf’un duruma ayması gibi bir ihtimal pek yoktu. Silahla fazla oynamayın arkadaşlar patlıyor işte. Vadi’de başka bir karakter adama yardım etseydi yadırgardım ama Azra tam da kendisinden beklenileni yaptı. Nihayet karşı tarafa bir haber uçtu. 

Abi çocukken de biz böyle sıkıcı mıydık?

Son zamanlarda Mete’nin nasıl hayatta kaldığına çok kafa yorar olduk ama artık yormayacağım. Zira Mete’yi Allah koruyor. Yusuf’un yanına adam yerleştirse dahi Azra haberini daha önce alamazdı. Resmen armut pişti ağzına düştü. Bu saatten sonra Yusuf olayı ne kadar çabuk çözerse çözsün iş işten şimdilik geçmiş olacak. 

Gölge’nin Polat’ı meşgul etme planı çok mantıklıydı. Böylece Gölge’yi biraz daha tanımış olduk. Polat o kadar canını yaktı ama Gölge hala onunla ilgilenmiyor. Kin gütmek yerine amacına odaklanmış durumda. Gölge’nin nasıl bu denli yükseldiğini artık daha iyi anlıyorum. Tamamen iş olarak bakmış olaya. Belli ki hemen hiçbir direnişi kişisel algılamamış. 

Ben de mi tepeleri sarıya boyatsam acaba..

Türkiye’ye yayılmış kitlesel eylemler istiyorlar ama Ariel’in de dediği gibi bu o kadar kolay değil. Ariel aşamaları öyle güzel anlattı ki insanın sırtına yavaşça vurup “kolay gelsin be birader, senin de işin zor” diyesi geliyor. Aşamalar hikayesi güzeldi ama komplo teorileriyle ilgili bahsettiği entelijansiya çok çok tehlikeli bir söylem. 

Son yıllarda komplo teorilerinin çok büyük ilgi gördüğü bir gerçek. Bununla beraber ipe sapa gelmez bir sürü yeni teori de türüyor ve eskisinin müşterisi olanlar bunları hap gibi yutuyorlar. Mesela televizyona biri çıkıp diyor ki...


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER