Bildiğiniz gibi ben bölümü izlerken sürekli notlar alan ve daha sonra diziyi tekrardan izleyip, bu notlar ile belli başlı bazı önemli replikleri eşleyerek yazılarını hazırlayan biriyim. Misal, daha bölümün başlarında aldığım notlardan biri şu şekildeydi..
“Sen de vazgeçer miydin benim için.. Her şeyden?”
Fatih ilk anda Zeynep’ten güzel bir geri dönüş alsa da yine de hiçbir somut gelişme elde edemedi, ta ki nikah lafı ortaya çıkana kadar. Ha zaten nikah işi; sırf Fatih’in istediği bir şey olarak neden gösteriliyor, onu da anlayabilmiş değilim.. Ancak asıl önemli olan nokta bence şu; bu diyalogda gizli olan. Bu diyalog bize ilerisi için yine bir ipucu veriyor; ileride Zeynep’in herhangi bir şeyden vazgeçmesi gerektiğinde Zeynep yine kendisinden ödün vermeyecektir ve Fatih bu günleri hatırlayacaktır. Zeynep'i kaybetmemek için kendisinden bile vazgeçtiği için, arkasında bıraktıklarından ötürü pişmanlık duyacaktır..
Açıkçası bu cümleleri yazarken, dizinin son yirmi dakikasında yaşadıklarımıza dair en ufak bir beklentim dahi yoktu. Ben en azından birkaç hafta, belki de ay sonra bu sözler karşılığını bulur diye bekliyordum. O yüzden de bölümün son dakikalarında resmen şoka girdim.. Gerçi Zeynep beni hiç şaşırtmayarak tam da ondan beklediğim şekilde Fatih'e karşılık verdi, Fatih onun için yaptığı fedakarlıkları dile getirirken. "Ben mi vazgeç dedim?" "Vazgeçmeseydin!" ve daha fazlası.. Sanırım değerlendirmelere, hikayedeki bu çok önemli kırılmayla başlamakta fayda var..
“Bu bana ikinci tokat atışın, ama bir üçüncüsü olmayacak!”
Bugüne kadar hep ne demiştik? Zeynep'in onca şımarıklığına, bencilliğine rağmen, aşk için bir insan nereye kadar dayanabilir.. Yani Fatih her şeyi affeder mi? Demek ki affetmiyormuş ve Fatih’in bile Zeynep’i evinden kovmasına sebep olacak kadar büyük bir neden de olabiliyormuş.. İyi ama niye? Neyi öğrendi Fatih? Ne yaptı bu Zeynep ile Ertan Amerika’da? Dolandırıcı mıydı, hırsız mıydı? Misal, Zeynep ile Ertan birlikte, Zeynep sayesinde zengin erkekleri ağına çeken bir çete miydi neydi.. Daha önce ne demiştim? Yahu Ertan madem bu kadar aşıktı, seviyordu, peki nasıl oldu da Zeynep’i terk etti, neden bıraktı? Ya da zorunda mı kaldı? Dinlediğimiz, “Baba olmaktan korktum..” laflarını da hiç ikna edici bulmadığımı biliyorsunuz zaten..
Lâkin tüm bu olasılıklar hem bence aşırı uçlardan oluşuyor hem de böyle şeyler yaşansa, kızını Amerika’dayken uzaktan da olsa takip eden Meryem, bunlara müdahale etmez miydi? O yüzden benim aklıma gelen sadece tek bir mantıklı seçenek var, ne mi? Aslında Selim’in gerçek babası Ertan da değil.. O yüzden Fatih, “Ben o kadar geniş bir insan mıyım!” diye dövünüp durdu. Yani Meryem’in tüm geçmişi bir yalan üstüne kurulu olabildiğine göre, Zeynep’in de olabilir.. Yoksa başka hangi sebep Fatih'i bu kadar delirtebilir ki? Ha yok derseniz ki tüm bunlar Mukaddes'i kandırmak için yapılıyor, ben o ihtimali kafadan eledim bile. Çünkü sırf Mukaddes'i kandırmak için bu kadar ağır bir kırılmaya gitmenin, en ufak bir akla yatkın yeri yok..
Hiçbir zaman, aniden hikayeyi kıran dizileri eleştiren biri olmadım. Bilakis bu tarz hareketlerin her zaman esere yeni bir soluk getirdiğini düşünürüm. Ancak yine de hikayenin nasıl kırıldığını az çok anlasaydık fena da olmazdı. Çünkü Fatih ile Zeynep'in kavgasının nasıl bu kadar büyüdüğünü göremedik. Ne oldu da Fatih'in bile hakaret edecek seviyeye geldiğini anlamadık. Dikkatinizi çekerim, Fatih'in bile diyorum. Bugüne kadar ilk kez yaşanıyor çünkü böyle bir durum.. Sözün özü; bence seçilen bu yol merak unsuru yaratmaya yaramıyor, gereğinden fazla soru işaretinin havada kalmasına sebep oluyor..
Şok edici bir final yaşadığımız için sondan başladım, şimdi bölümün geneline bakma zamanı. Ama baştan belirtmek isterim, herhalde bugüne kadar yayınlanan en komik bölümlerden biriydi dün akşam ki bölüm, hatta belki de en komiğiydi..