Gönül, orada tetiği çekse ve kendini vursa gram şaşırmazdım.
Çünkü kadını el birliğiyle delirttiler. Taş olsa çatlar!
Tekin’in Gönül’ü kendi evine değil de babasının evine
getirmesine ilk anda biraz şaşırdım. Ama kendi evine götürse kimsenin haberi
olmayacaktı, Yusuf’tan başka kimse de Gönül’ü aramayacaktı. Ee o zaman ahali
nasıl bir araya toplanacak, değil mi? Gönül ve Tekin bağıra bağıra kavga
ederken Lale ve Neşe yan yanaydı. Tecavüz kelimesi Gönül’ün ağzından çıkar
çıkmaz Neşe tasını tarağını topladı, soluğu babasının yanında aldı da, Lale’nin
durumu anlaması neden o kadar uzun sürdü? İlla Gönül’ün eline hapları alması mı
gerekiyordu yaşadığı travmayı hissettirebilmesi için. Evet sonrasında Lale çok ilgili,
çok duyarlıydı ama aradan geçen sürenin gerekliliğini inanın anlayamadım. Evet
Tekin dışarıdan kusursuz bir adam gibi dursa da, Lale aileden biri. Ve bu
ailede bir tane bile normal insan olmadığı gün gibi ortada. İlginç.
Öte yandan Hatice anne Lale’den daha garip tepkiler veriyor.
Hatice karakterini eviriyorum, çeviriyorum, mantıklı bir adımını göremiyorum.
Tekin gelir Yusuf’un kötü biri olduğunu anlatır, Yusuf’a bilenir. Sonra Yusuf
gelir Tekin’in kötü biri olduğunu anlatır, bu sefer de Tekin’e bilenir. Sen o
kadar yıl yetimhanede çalış, türlü türlü insanla muhatap ol, sonra da gel bu
ruh haline bürün. İlginç bir kadınsın Hatice anne, Gönül’ün gerçek annesi sen
çıkarsan da inan şaşırmam. Çünkü çocuk doğurduğunu unutma potansiyeli bile var
sende.
Ooo havuz manzaralı hasta odan varmış can düşmanım, bir gün de beni misafir et.
Ve gelelim geçmişten gelen sırlarımıza… Yusuf’un oğlunu
Ensar’ın öldürttüğünü tahmin ediyordum(k) zaten, bu hafta net bir şekilde öğrenmiş
olduk. Ensar, torununu öldürterek oğlunu yanına getirtmenin planını yapıyor.
Bir yandan da suçu onca yıllık düşmanına atarak, onu hedef gösteriyor. Net bir
şekilde kötü! İnsan torununu nasıl öldürür ya, nasıl? Kürşat ise Yusuf
meselesinde suçsuz olsa da kızına alenen yalan söylüyor. Geçmişi karanlık,
merak uyandırıcı. Burada da şunu merak ediyorum. Kürşat ve Ensar kaç yıllık düşmanken,
Kürşat’ın kendini korumaya mecali yokken neden adamı yalnız bıraktınız? Ve
neden Kürşat fenalaştığı halde doktor çayır çimen geziyordu. Tabii ki Kürşat
ölmeyecek, daha görülecek çok hesap var. Öyle hemen ölmek olur mu? Olmaz. Kürşat
ve Ensar arasındaki çatışma beni yer yer sıkıyor. Fakat taşlar yerine oturdukça
o mesele de kafamda oturacaktır diye düşünüyorum. Yalnız Mazhar’ın Kürşat’ın
adını duydukça korkudan çırpınmasına bayıldım. Mazhar’ı konuya ne şekilde dahil
edeceklerini merak ediyorum. Koskoca Mazhar Bey, sadece Tekin’in babası
kontenjanından hikayeye dahil olmayacak elbette, değil mi?
Kavuşamadan ayrılmak...
Gönül ve Tekin bundan sonra yoluna Jülide ve Ahmet olarak
devam edecek. Jülide olan bitenden habersizce hayatını sürdürürken Tekin/Ahmet
neler neler yapacak kim bilir? Onur Saylak’ın Tekin ve Ahmet karakterlerini
nasıl ayrıştıracağını, nasıl bir yorum katacağını çok merak ediyorum.
Hatırla Gönül 5. bölümüyle başka bir yola girdi.
Karakterlerin sırları ortaya saçılırken, bu sırların kimi nasıl etkileyeceği
ise koca bir soru işareti bırakıyor kafalarda. İlmek ilmek işlenmiş karakterler
ve olaylarla karşı karşıyayız. İnanılmaz heyecanlıyım çünkü asıl şimdi başlıyoruz.
Nefes kesici bir bölümdü, emeği geçen herkese teşekkür
ediyorum. Peki siz bölüm hakkında neler düşünüyorsunuz? Yazın, konuşalım.
Haftaya görüşmek dileğiyle…