Düğün, dernek, gerdek!
Bi' umudum sensin Murat, gitme :(
Murat… Ah be Murat’ım… Murat’a artık ne diyeyim. Acısı ciğerime oturdu resmen. Bir yanım “Gitme Murat, gitme!” diyor. Son dakikaya kadar, kanının son damlasına kadar savaşmadan gitmek sana yakışır mı, diye soruyorum. Sonra düşünüyorum da kimsenin huzurunu kaçırmadan, ceketini alıp gitmek en doğrusu gibi geliyor. Off, hep bozuyorsunuz Murat’ların ayarlarını. Kırmadan oynayın şu çocuklarla diyorum. Kime diyorum? Sıra sizden bize gelene kadar canı çıkıyor. Yahu siz güzel seven adamları neden üzüyorsunuz, neden, neden?

On sekiz bölümde canını en çok yakan sahne hangisi diye sorsalar kesinlikle Murat’ın Ayşegül’e İtalya’ya gittiğini söylediği ardından sahilde yüzüğü denize fırlattığı sahne derim. Sanki görünmeyen bir el sinsice karşımda dikilmiş, elindeki şişi acımadan kalbime soktu. 


Ve geldim zurna ile tanışma faslına. İlk önce zurna ile tanışalım sonra “zırt” dediği yere bakacağım. Fragmandan Mediha Hanım Teyze ile Elif’in bir tezgâhlar peşinde olduğunu anlamıştık. Ne yalan söyleyeyim Elif’in öyle tehlikeli toplara gireceğine ihtimal vermiştim. Hırslı olmak ile kötü olmak arasındaki o ince çizgide gidip geldiğine birçok kez şahit olmuştuk ama ne bileyim… Mediha Hanım Teyze’nin aklına uyup Can’a “Ben hamileyim!” yalanını söyleyeceğini düşünmemiştim. Ahlaksız teklif! Zamanında sivri akıllının biri çıkıp “Ben bu insanı seviyorum. Bana varması için gideyim de kötülük yapayım. Sonra o da bana âşık olsun.” mu demiş? Tüm insanlık kuyunun içinden çıkamıyoruz.

"Bunlar benim arkamdan kesin bir şeyler çeviriyor olmasın" bakışı. 

Mediha Hanım Teyze'de nikahtan dakikalar önce Can'ı vazgeçirme çabaları içerisindeydi. Ona haksızlık değil mi, buna haksızlık değil mi dedi, durdu. Haktan, hukuktan bahsedeceksek bir de Ayşegül'ün hakkına bakalım derim. Ona yazık değil mi? Ortadaki bu koca yalan ortaya çıktığında da böyle hak-hukuk tartışması yapabilecek miyiz?

Atasözü… Bayılırım. Hemen bir tane yapıştırayım: Eline, beline, diline hakim olacaksın. Yani bu yalan için faturayı Mediha ve Elif’e çıkartmanın da haksızlık olduğunu düşünüyorum. Her atarlarndığında kendini Elif’in kollarına atan Can’ın hiç mi suçu yok sizce? Gerdek en sonda olacak Can’cığım. Bir de sevdiceğinle. Kim öğrettiyse tersten öğretmiş sana.

Tam bizim aşk böcükleri evlenecekler derken Elif’in Can’a hamile olduğu yalanını söylemesi ardından Mediha Hanım Teyze’nin Can’ı iyice yükseltmesi ve Ayşegül için hayal kırıklığı ile biten bir final daha. Ranini.tv yazarlarından Ayfer Akay konuyu tek cümlede çok güzel özetlemiş. Buyurun: 



Ama bundan sonra rica ederim Can özür dilerim, kusura bakma vs demesin. Bu kaçıncı. “Can’ın özürleri Vol 1” gibi bir liste yapmak istemiyorum :( 

Özetle; on sekizinci bölümün geneli itibariyle Ayşegül, Can, Murat ve Elif’i nasıl içselleştirdiğimizi anladığımı bir bölüm oldu. Komedi unsurları da dram unsurları da yerli yerindeydi. Hep diyoruz ya Can gerçek, Murat gerçek diye. Bu sefer Mediha Hanım Teyze’nin de gerçekçiliği ispat ettik diye düşünüyorum. “Kötü” isen sonuna kadar kötü olacaksın. Mediha Hanım Teyze ne istediğini biliyor. Can’ın nikah masasından ayrılırken yüz ifadesinden bunu anladık. Peki, ya Elif? Sizce Elif bu yalana ne kadar dayanacak?



BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER