Atara atar gidere gider, Ada şimdi mapus damına mı düşer?
Ada'nın triplerine ezelden şerbetliyiz. Gel gör ki tripleri boyunu aştı. Her fırsatta azar yumruğunu Baran'ın böğrüne indiriyor. Anasını mı kurtarmış? Önemsiiiz. Yardımına koşmuş? Kimin umrunda! O şiddetin rüzgarından Serdar da nasibini alıyor. Halbuki abisinin omzuna başını yasladığı bir sahne görsek fena olmazdı.

Narin iyi değil. Narin'in durumu gerçekten hiç parlak değil. Mehdi bebeğe olan sarılışını gördünüz değil mi? İşte o tehlike çanlarının ilk melodisiydi. Zaten artık Kadriye'nin bilgeliği yok, konakta kapılar var ama ardında dinlenecek insan yok, gerçekler yok. Bir Özlem'in mama telaşı bir de Narin'in panik ateşi var. Bana yöre dizilerini sevdiren iştir Karagül. Böyle sakince izlemek içime hiç sinmiyor. Hikaye tükenmeyi geçmiş, can çekişiyor. Yeni sezonda sırdan kurtulsak ve yükümüzü atsak çok daha güzel olabilirdi. Kısmet.

İnsan bir şeyi ne kadar uzun süre beklerse hayalindeki çıtayı da o kadar yükseğe dikiyor. Ana oğulun kavuştuğu anı kafamda bin defa canlandırdım. Nasıl bir sahne olacağını bilemiyorum ama ekranları sallayacağını biliyorum. Sabırsızlığım da bundan işte.


Her büyük adım küçük bir fıstıkla başlar!

Kendal Ağa, Türk dizi tarihi seni hiç unutmayacak. Bir konak dolusu kadına kök söktüren adam olarak tarihe geçtin. Ama bu defa baltayı tutan el bile olmadan işini bitirdin. Bundan sonraki hamlen belli. Yeğenine ilk kez kol kanat gereceksin ve her şeyden şüphelenen Ada bu şokun etkisiyle sana inanacak. Tıpkı Ayşe'nin, Baran'ın ve diğerlerinin de en az bir kez inandığı gibi.

En başta söylemiştim, zaman çoğu şeyin ilacıdır. Ama neylersin ki sigorta karşılamıyor.

Güzel günler.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER