Peter Capaldi’li Doktor’un en çok gözleri konuşuyor. Aktörün
plastik malzemesi buna çok elverişli. Yaşlı bir aktör olması sebebiyle,
gözlerinde bir geçmiş görebiliyorsunuz. Canlandırılan da Doktor olunca, 2000
yıllık bir geçmiş yatıyor o gözlerde. Bu bölümde Kate ve Zygenalla’yı düğmelere
basmamaları için ikna ederken söyledikleri, aslında, bir öz hesaplaşma idi.
Kendi ırkına yaptığı, sonra geri aldığı, soykırımın kulaklarından hiç
gitmeyecek çığlıklarını, hepimiz ekran karşısında hissettik bence.

Barışa ve savaşa dair söylediklerini tekrar etmeye gerek yok.
Ancak en güzelini bölümün sonunda Osgood söyledi: “Barış, ölen kimden diye
sormadığımızda gelecek!”

Her şeyi bir kenara bırakırsak, bölüme dair isyanım, yine
Clara. Bu sezonun sonunda, Clara’ya dair beyin orgazmı yaşatacak cevaplar
alamazsam içime oturacak. Doktor, Zygenalla’ya “sebebi Clara kafana girdiği zaman
oradan çıkmıyor” dedi. Clara neden bu kadar önemli? Umarım Moffat ve diğer
yazarlar, verdikleri cevaplarla bizi Lost dizisinin sonunda girdiğimiz ruh
haline sokmazlar. Ancak son bir kaç bölümdür, Doktor Clara'dan bahsederken çok hüzünlü çok düşünceli.
Bu durum da bu haftanın sorusunu akla getiriyor: Clara'yı nasıl bir son bekliyor?