Dengeler Oyunu
Seni seçtim Pikaçhu!

Baskın basanındır tamam ama ne kadarı? İşin içinde Asya gibi faktörler varsa asla tamamı olmuyor. Nitekim Ariel’i tereyağından kıl çeker gibi çıkarttı. Ne kadar yoğunluk olursa olsun Ariel o notebook'u nasıl bıraktı şaşırdım vallahi. Fakat demedi demeyin o laptopun intikamı acı olur. Şahsen biri benim laptopumu alsa beş İngiliz gücünde plan kurar, Hitler acımasızlığında intikamımı alırdım ki Ariel’in yanında adeta meleğim melek. Laptop bizde namustur kardeş…

Ben bu Gölge’ye üzülmeye başladım yahu. Adam devlet kademelerinde hangi dala uzansa elinde kalıyor. Hoca da teklifini reddetti. Fakat hoca gibi bir dalı bulmuşken tabii ki kolay kolay bırakmayacak. Şartları nasıl kendi lehine çevireceğini merak ediyordum ki cevabını almak uzun sürmedi. 

Geçen bölümün yazısının ardından gelen yorumlarda bol bol Hüsnü doğranmıştı. "Yapmayın etmeyin ağalar" dediysem de dinletemedim. Karakter Allah’ın sevgili kuluymuş ki bu hafta adeta cevap geldi. Bizim Deli Hüsnü Tıbbiye altıncı sınıftan terkmiş. Benden çok okumuş vallahi helal olsun. Deli meli ama en azından artık yeterliliği tartışılmaz. 

Benim yatağım nerde?

Kadındaki isme bakar mısınız? Anadolu Selçuklu… Babasının adı da Büyük Selçuklu’ymuş. Hani devlet gibi kadın derler ya.. Hah işte daha kulağına ezan okunurken hocamız o mertebeye ulaşmış. Anadolu Hoca'nın karşısında Polat'ın durmadan afallaması çok eğlenceliydi. Süha baba, Timur’a takmıştı. Belli ki Cahit’in de Anadolu hocamızdan çekeceği var. Umarım Timur’la sonları bir olmaz. Bu arada Cahit dışarı çıkarken ekrana doğru “çık dışarı! çıkkkk!” türevinde bağırmamış olanlar bizden değildir.

Mete’nin annesi dizide neden bu kadar az yer alıyor anlamış değilim. İşte o "devlet gibi" değil, tam bir “devlet kadın.” İhtiyarlara katılma durumu da vardı ama o iş havada kaldı. Cahit iyi ki Mete’yi yoklamaya gitti yoksa kadını hiç göremeyecektik. Mete’nin flörtöz sahnelerini görmek isteyenler el kaldırsın! Eminim Mete çok romantik adamdır. Böylesi sahneleri göremeyeceğimizi biliyorum ama hayali bile güzel be kardeşim. Unutmadan bu bölüm İbrahim Gündoğan’ın oyunculuğuna yine hayran kaldım. Mr. Smith aradığında telefonda rol yapmasını anlarım ama tüm o hissi mimikleriyle de vermesi muazzamdı. Hani o anda haber aldığını neredeyse bize bile yutturacaktı. Helal olsun.

Komutanım şimdi iyi de bunlar yazın çok yakmaz mı?

Mete sayesinde Mr. Smith’e ulaşma imkanları vardı da niye bunca zaman beklediler onu hiç anlamadım. Polat’la Cahit’in uzun zamandır beraber operasyon yapmalarını inandırıcı bulmayan bir çoğunluk vardı. İşte onlardan Allah razı olsun. Onlar sayesinde sahneyi gülerek izledim. Siz misiniz iki kişilik operasyona mantıksız diyen! İki kişi gideriz silah bile çekmeden adamlar patır patır önümüze düşer! Siyah Sancak’ı özlemişiz yahu… Yine full karizma çıktılar karşımıza. Umarım devamı da gelir. Kurtlar Vadisi Pusu onlara ihtiyaç duyuyor.

Siyah Sancak güzeldi de Mr. Smith - Polat kovalamacasında bir tek ben Mr. Smith’i desteklemiş olamam değil mi? Ölecek diye aklım çıktı. Neyse ki çok ender bir şey oldu da Polat neredeyse üç kere ıskaladı. Mr. Smith’in kulaklıkla ne dinlediğini bilen artık bir kişi daha var. Fakat Cahit duyduğu şeyden pek memnun kalmadı. Önceki bölüm yorumlarından biri “çatışma sesleri” tahmininde bulunmuştu. Cahit’in yüz ifadesini görünce ben de ihtimal verdim. Polat abisi bi kulağına küpe taktığı için artık tek kulaklıkla dinleyecek. Diğerinin dışarıya vereceği sesten belki biz de bir şeyler duyabiliriz. Mr. Smith kulağından vurulduğu anda aklıma Yusuf Miroğlu’nun Turgay Atacan’ı kulağından vurduğu sahne geldi. Nostalji de oldu yani…

Eğer Leonardo Di Caprio'ya ödül verirseniz Oscar'ı sunmaya gelirim.

Kaybımız egksstra büyük… Polat, Ariel’in canını çok sıkmış. Sakalsız Ariel’i net sevmedim. Polat Alemdar’ın kolunu kesmekten bahsediyor ama insan düşünmeden edemiyor, “bu kayıplarla sakalları kestiysen silahları kaybedince neyi keseceksin?” Şimdiden söyleyeyim saçları kazıtmış bir Ariel istemiyoruz! 

Ariel’in füzelerin nakliyesi meselesiyle ilgilenme şekline bayıldım doğrusu. Asla kıvamları yok. Nakliyeciye verdiği teklif Polat’ın işini çok zorlaştıracağa benziyor. Her şeyini almakla tehdit ediyor ve karşılığında misliyle her şeyi ona sunuyor. Gölge ve Ariel için her şeyi diyebiliriz ama asla ucuzcu değiller. Ariel’in derdini öğrenince rahmetli Laz Ziya aklıma geldi. Hey gidi günler hey… O olsaydı Ariel mekandan çıkışta kargosunu yanında götürürdü. 

Gölge’nin Asya ısrarını anlayabiliyorum ama Asya’nın Gölge ısrarı biraz havada kalıyor. Her ne kadar ona mesafeli davransa da tek motivasyonu para olamaz. Öyle bir aşk meşk mevzusunun var olduğunu da sanmıyorum ama henüz nedenini bilmediğimiz ve hiçbir ipucu verilmeyen farklı bir motivasyon mevcut. Çıkar kokusu… 

Keşke Asya’nın koltuk sahneleri hiç çekilmeseydi. Hadi çekildi bari yayınlanmasaydı. Hem sadece zaman doldurma amacı taşıyordu hem de...

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER