ben hayatımda bu kadar kötü ağlayan bir başka oyuncu görmedim yahu. Uzun süre ağlıyor mu gülüyor mu kestiremedim. Oyuncu performansları hakkında keskin konuşmaktan genelde kaçınırım ama bu performans net olmamış yani…
Gülen yüzle, ağlayan yüz arasında belirgin bir fark olması gerekiyor. Yukarıdaki fotoğrafta Homeland dizisinden alınma Claire Danes’in iki ayrı hali var. Her oyuncu bu kadar farklı iki performans sergileyemeyebilir. Claire Danes ile Defne Samyeli’ni karşılaştırmıyorum. Bu Defne Samyeli için büyük haksızlık ve ağır bir yargılama olur ama bir fark olması gerektiğini vurgulamak açısından bence çok güzel bir örnek.
Otobüs yolculuklarında muavinden su istedikten sonra ben.
Gölge’nin Fehmi ile görüşmesi şahsen benim gözümü korkuttu. Umarım yakında benimle de görüşmeye gelmez. Zira ev dağınık. Fehmi ile konuşmaları pek altı dolu şeyler değildi ama Gölge’nin Yusuf’daki cevheri fark etmesi... İşte bu çarşıyı biraz karıştırır. Belli ki Gölge icazet aldığı yerden dolayı Fehmi’nin karşısına çıkabiliyor. Bu da şu soruyu beraberinde getiriyor. Yarın, İngilizlerle Amerikalılar yine birbirine girerse Gölge’nin tavrı ne olacak? İşte bunu çok merak ediyorum.
Anadolu hocam şahane bir karakter. Hikayesi de bir o kadar ilginç ama bu Toryum meselesi pek olmadı sanki… Toryum 20 senedir komplo teorilerinin gizli gündemidir ama biraz ütopik bir konudur. Onun yerine mesela işin içine Uranyum girse nükleer faktörler de devreye girecekti ki çarşı daha da kötü karışırdı. Neyse, Vadi aklı Toryum’u seçmiş. Biz de onunla gideceğiz artık...
Polat, Toryum konuda çok hevesli göründü ama petrol konusundaki beceriksizlikleri benim beklentimi düşürüyor doğrusu. Demedi demeyin Anadolu hocamı en az üç kere kaçırırlar. O da bunu biliyor ki sindi koltuğa “buradan bir yere gitmem” diyor. Ah be hocam "ben olsam ben de gitmezdim" derdim ama o mekan senede ortalama 1.28 kez baskına uğruyor. Yine de sen bilirsin tabii…
Harbiden kupon tuttu mu yaaa??
Pusat’ı özlemişiz değil mi? Özlemişiz, özlemişiiiz… Aslan gibi delikanlı valla. Cahit’e öyle bir baktı ki ağlayacak sandım. Haftaya nihayet çıkıyormuş. Benim için gelecek haftanın en büyük merak konusu Pusat’a verilecek yeni mevkii’nin konumu? Sokaklar mı? Polat’ın yanı mı? Yoksa bambaşka bir şey mi? Bekleyip göreceğiz.
Öktem Hoca konusu ikinci bir Rose vakası olmaz umarım. Adam kaç bölümdür yatıyor. Yusuf’u Asya’ya götüren yol gayet güzel örülmüştü. Yusuf yine Polat’dan bir şeyler sakladı. Artık ayıp ediyor ve bunun bir faturası olur. Asya ile baş başa kalma taktiği de şahaneydi ama işin içine Gölge de girdi ya oradan nasıl bir sonuç çıkacak Allah bilir. Bildiğim tek şey Gölge o konunun peşini bırakmaz.
Ay em e Matrix ulan!
Yazının başında Gölge’nin şartları nasıl kendi lehine çevireceğini merak ettiğimi söylemiştim. Bölümün sonunda merakımı giderdim. Kan davası olan iki aşireti barış için çağırdı ama Gölge’yi biraz tanıdıysak amacının en başından barış olmadığını görürüz. Şimdi burada olsaydı “ancak gölgemi tanırsınız” derdi. Hoca’ya değişimden bahsetti ve adamlara sıkmak için seçtiği silah alelade tedbir için yanında taşıyacağı bir silah değil. Özenle seçilmiş, çok şık bir silah. Daha önce İkinci Dünya Savaşı filmlerinde rastladığım bir alet.
Adamları temizlerkenki tavırları gerçekten çok keyif vericiydi ama şu ufacıcık mantıksızlığı söylemeden geçemeyeceğim. Öylesi gergin bir ortamda adam elini cebine attığında birileri durumdan vazife çıkarmalı. Öylece beklememeli. Bunun dışında tek kelimeyle nefis bir sahneydi. Gölge şu an için bölgede bir denge kuramıyor olabilir ama bu başkasının kurmasına izin vereceği anlamına gelmez. Bu tam bir dengeler oyunu.
Yok abi ben koli moli taşımam. Kim indirdiyse o yüklesin.
Gölge, Ortadoğu’daki dengeleri boza dursun Polat da onun dengesini bozmak için operasyona başladı bile… Plan gerçekten şahaneydi. Nakliyeciyi polise vermek de çok akıllıcaydı ama kargonun içine niye Polat giriyor yahu? Gelecek bölüm adına bizi heyecanlandırmak için mi? Ölme ihtimali olabilen birini koysaydınız daha çok heyecanlanırdım. Mesela tam Yasin Komutan’ın yeriydi. Polat daha önce de düşmanın eline geçmişti ama hiç bu şekilde geçmemişti. Bu dizide herkes paket oluyor da bir gün Polat’ın da paket olacağı hiç aklıma gelmezdi. Yine de paketi teslim alacak kişi için şimdiden üzülüyorum.
Son olarak gelelim o kısa ve güzel ana… Sosyal medyadan aldığım tepkilere bakarsam Tilki’nin tekrar kafasını uzatması şaşkınlık yarattı diyebilirim. Demek ki hiç beni okumuyorlarmış. Hayal kırıklığına uğrasam da hiç bozmadım. Zira biz RaniniTv kesimi olarak ölmediğini biliyorduk. Bu konuda çok tartıştık ve genel kanımız ölmediği yönündeydi. Fakat bu kadar erken bekliyor muydum? Kesinlikle hayır. Yine de güzel oldu. Bakalım intikam hırsı Tilki’nin gözünü ne kadar kör edecek...
Kurtlar Vadisi Pusu 270. Bölüm paket halinde bu şekilde bitti. Haftaya merak ettiğimiz çok fazla konu var ama 268. bölümün tadını yine alamadık. O bölüm tesadüf olamayacak kadar farklıydı. Şurası çok net ki, o bölümün senaryosu yazılırken her ne yaptılarsa iki haftadır onu yapmıyorlar. Eğer 268. bölümü hiç izlememiş olsaydık bu bölüm için "kıvamında bir bölüm” yorumunda bulunurdum ama 268’den sonra hep biraz eksik kalıyor. Vadi umarım bu eksikliğe alışmamıza izin vermez.
Haftaya görüşürüz...