"Sen bizim için kendini bu kadar tehlikeye attın, nasıl kızarım sana Fatih.."Zeynep son haftalarda beni şaşırtmaya devam ediyor.. Evet, henüz fiilen herhangi bir özveride bulunması gerekmedi, ama lafta da olsa sürekli bir Fatih’e ne kadar değer verdiğini belirtmeler, sürekli bir aralarındaki ilişkinin öneminden bahsetmeler, Fatih'e karşı sürekli anlayışlı bir şekilde yaklaşmalar.. Eski Zeynep'i düşünsenize bir saniye; sadece birkaç ay önceki Zeynep, Fatih'in bu iş yalanı ortaya çıktığı anda, her ne kadar Fatih sadece Zeynep ve Selim'in iyiliği için bu yalanı söylemiş olsa bile, "Sen bana nasıl yalan söylersin!" lafının ardına saklanarak, saatlerce söylenecek bahane bulurdu kendisine. Asla önemsemezdi Fatih'in iyi niyetli olmasını..
Demem o ki bu işin sonu nereye varacak kestiremiyorum. Çünkü nereye gittiğimizden emin değilim. Bu konuşmalar, ileride Zeynep’in ilk çıkarına ters düşen bir durumda yine eskisi gibi bencilce davranıp Fatih’i daha da fazla hayal kırıklığına uğratmasını sağlamak için mi sürekli gözümüze sokuluyor, yoksa Zeynep eskisinden daha iyi biri olmaya gerçekten mi başladı.. Karar veremiyorum.. Aslında bir fikrim var ama umarım ben yanılırım da yine üzülen Fatih olmaz.. Özellikle Zeynep'in, Darbeli Haydar'a yaptığı konuşmayı düşünüyorum, "Sevdiğim adam için defalarca ölüme meydan okudum!" Ne zaman okudun Zeynep? O köy düğününden falan bahsediyorsan, hiç bana bunlarla gelme.. Senin kendinden fedakarlık yaparak teslim olduğun biri vardı doğru, ama onun adı Fatih değildi..
"Sen Kara Meryem'sen, ben de Sarı Ertan'ım!"
Ertan’ın, Zeynep’e olan aşkı neden bu kadar derin? Bunun altının biraz daha doldurulması gerektiğini düşünüyorum. Evet, biz geçmişlerini hep Zeynep’in ağzından dinlediğimiz için, Ertan’ı şerefsiz, haysiyetsiz, adi, namussuz falan biri olarak biliyoruz, ama bu adam madem bu kadar aşıktı da nasıl Zeynep'i terk etti? Ne sebeple ayrıldı o kadar sevdiği kadından, hem de hamileyken? Ertan’ın yaptıklarının tek nedeni, Fatih yüzünden duyduğu kıskançlık olamaz ki zaten yurt dışından ilk geri döndüğünde Zeynep’in Fatih ile birlikte olduğunu da bilmiyordu.. Yani Ertan'ın her şeyi göze alıp Derin Şevket'in karşısına çıkmasının da Kara Meryem'e posta koymasının da altındaki motivasyon nedir? Bence Ertan ve Zeynep hikayesini bir de Ertan'dan dinlememiz gerekiyor..
"Teknede ha bunu buldum!"
Aylardır yazdığım ve ısrarla inanmadığımı söylediğim "Meryem hikayesi" ilk kez açık verdi galiba.. Meryem'in doğru söylemediğini ilk dile getirdiğim bölüm, zaten onun hikayesi hakkında ilk kez bilgi aldığımız ve Cahit'in mektubunun okunduğu birinci sezona aitti. O günden beri de hep kafamda soru işaretleri mevcuttu, ama bugüne kadar tek bir saniye bile Meryem hikayesini boşa çıkaracak bir bilgi bize sunulmamıştı. Aslında yine pek sunuldu sayılmaz, ancak ben kolyeyi görmesine rağmen Meryem'in sessiz kalmasından, pek hoşlanmadım..
Kolye kimden mesaj getiriyor, o konuda net bir şey söyleyemem. Cahit derseniz, Meryem o kadar çok Cahit'in öldüğünü kesin olarak dile getirdi ve bu konuda o kadar rahattı ki o yüzden o şıkkı çok zayıf görüyorum. Sonuçta Cahit yaşıyor olsaydı, Meryem'in en azından zaman zaman da olsa tedirgin olduğunu görürdük bugüne kadar diye düşünüyorum.. O zaman elimizde tek bir ihtimal kalıyor. Bu Cahit denen adam Karun kadar zenginken, çöpsüz üzüm olacak değil ya. Elbet bir dostu, hısımı, akrabası hatta belki de başka bir çocuğu vardır. Ve Meryem'e gönderilen mesaj belki de onların eseridir.. Açıkçası Meryem gerçeği, benim tüm hikaye içinde en fazla merak ettiğim soru işaretlerini içeriyor. Bakalım bu sorular ne zaman cevaplanacak ve ben tahminlerimde yanılacak mıyım..
Bitirirken..
İkinci sezon başladığından beri hep aynı şeyi söylüyordum arkadaşlar; aileler arasında büyük kırılmalar yaşanıyor, haliyle karakterlerin eskisi gibi sürekli şen şakrak olmasını bekleyemeyiz. Şahsım adına, hikayenin evrildiği drama yoğunluğundan da son derece memnunum, fakat ne yazık ki herkes benim gibi düşünmüyor, çünkü insanların Aşk Yeniden alışkanlıkları buna müsait değil. Ancak içinde bulunduğumuz bu durum da sadece dışarıdan gelen bir "uyaran" vasıtasıyla bozulabilir ve izleyicinin alışık olduğu komedi unsuru daha fazla ortaya çıkabilir..
Sözün özü, bu tarz epizodik bölümler her ne kadar dizinin ana hikayesine pek bir şey katmasa da, ana akışta büyük kırılmaların yaşandığı dönemlerde çok faydalıdır. Hülasa, Darbeli Haydar eklemesi, hikayeye gelmesi istenen komedi ögesini fazlasıyla sağlamış oldu bence.. Bakalım gelecek bize daha neler gösterecek..
Valandil..