Gelmek istediğim yer fragmanlarda “Noluyor
oradaaaaa, ne yapıyorsunuz siz?, Hooppp, arkadaşım aile var!!!” diye izlediğim
sahnelerdi. Uzun zamandır neyi bu kadar hem çığlık atarak hem de gözümden
yaşlar gelerek izlediğimi hatırlamıyorum. Kabul etmeliyiz ki İlişki Durumu: Karışık son zamanlarda
komedi dozu ve seviyesi anlamında çıtayı oldukça yukarı taşıdı.
Yalnız o ne hallerdi ya, hahaha,
aklıma geldikçe gülüyorum. Küçüklüğümüzden bu yana bize öğretilen şey bilmediğimiz
şeyleri içmeme yönündedir. “Aman evladım, bilmediğin şeyi içme, midene dokunur,
bağırsaklarını bozar.” laflarıyla büyümedik mi? Hadi, Ayşegül içiyor, demek ki
bünyesi alışık. Can’a ne oluyor? Can’ın doktor olduğunu hatırlatmama gerek var
mı? Nerede senin Hipokrat yeminin oğlum? (Şuan içimdeki anne çıktı. Hemen bekar
halime geri dönüyorum.) Reklamcılar elin İtalyan’ına, Fransız’ına o kadar para
vereceğine azıcık burnun dibine baksaymış. Ooo yandı buralaaaar, cıss!
Yaaa, tamam, ağlama. :(
Güzel şeyler çabuk biter. Afrodizyaklı bitki çayı macerasından Elif cephesine gelelim. Haftalardır
Elif’i çözemedim, Elif’i anlamadım deyip duruyordum. Bu hafta gerçekten
zihnimde kendisiyle ilgili düşünceler şekillenmeye başladı. Elif’in aslında
küçük hesapların insanı olduğunu anlamam tam on bir bölüm sürdü. Bilmeden etmeden
Can ve Ayşegül’ün evliliğini gazetecilere uçurması da bunun ispatı. İyi ki
Murat var! (Murat ya, canım!) Elif, zannediyordu ki bu haberden sonra Can
koşarak boynuna atlayacak. Can’ın özel hayatını kontrol atına alabildin Elif’ciğim,
tebrik ederim! Peki, kariyer olarak düşüşte olan eski dostun, yeni sevgilin Can
için bir B planın var mı? Yok, değil mi? Ben de öyle düşünmüştüm! Murat için arkadaşlarının arkasını topluyor, diyebiliriz. Çünkü arkadaş olmak, dost olmak yeri geldiğinde onların arkasını toplamayı gerektirir.
Can'ın fevriliği < Murat'ın sinir bozucu sakinliği
Murat’ı neden seviyorsun diye soracak
olursanız, kesinlikle olgunluğu ve kartları açık oynayışından dolayı derim. En başta
bahsettiğim “kendine karşı dürüstlük” durumunu Murat’ta fazlasıyla
hissediyorum. Üstelik bunu sesli bir şekilde dile getirmekten de çekinmiyor. Bunu
ilk Ayşegül’e “Seni sevmeme izin ver.” derken hissetmiştim. Bu bölüm ise Can’a
karşı sert, tutarlı ve kararlı tutumuyla kesinlikle 10 puanı kaptı. Eğer Elif’in
küçük hesapları uğruna Can’ın sahte evlilik haberinin çıkmasına izin verseydi,
Elif’ten farkı kalmazdı gözümde. Çünkü Uğur Mumcu’nun da dediği gibi “Konuştuklarımız kadar,
sustuklarımızdan da sorumluyuzdur.”
Şimdi bakalım cebimizde neler var?
1)Can ile Ayşegül’ü sarılırken gören
bir adet Elif,
2)Can’a “Bu daha başlangıç,
mücadeleye devam!” mesajı veren bir adet Murat,
3)Ayşegül'e karşı olan hislerini çok güzel ifade etmeye başlayan ancak sonunda “Elif’in yanına dönmeliyim.” diyerek bir çuval inciri
berbat eden bir adet Can,
4)Ve yine sonunda kalbi kırılan bir
adet Ayşegül.
Görüyorum ve bundan sonrası için merak çıtamı biraz daha yükseltiyorum.
Bu hafta yine vaat edilenin çok
üstünde güzel bir bölüm geçirmemizi sağlayan tüm set emekçilerine selam olsun,
güzelsiniz, yine. :)
Not: Son sayfada bir adet anket (Çift adı veremiyorum ama siz gönlümden geçeni biliyorsunuz. ^.^), 12.bölümün fragmanı ve bölüm içinde içinde dinlediğimiz Seksendört - Acemiler parçasını bulabilirsiniz.
Özel bir sesleniş:
Kısa bir ulusa kısa bir sesleniş yapmak istiyorum. Sosyal medyadan takip
edenler görmüştür, 19 Eylül 2015, Ranini.Tv’nin 1. doğum günü. Ben de
bundan tam bir sene önce Ranini’ye “Beni de alsanız ya aranıza.” demiştim. O da
kabul etmişti. O kabul edişin hayatımda neler değiştireceğini o gün
kestirememiştim ama şimdi her şey çok berrak. Umarım başta bana güvenip ekibe alan Ranini ve siz izler-okurların güvenini boşa
çıkartmamışımdır. İyi ki doğdun Ranini.Tv, iyi varsınız!