Filinta: Karanlık Biterken...
Cuma akşamları oturup Filinta izliyoruz.
Efendim hoş buldum. Geçen sene beni takip edenler bilir, Kurtlar Vadisi Pusu ve Diriliş “Ertuğrul” dizi-yorumlarını yazıyordum. Bu sezon Diriliş’i başka bir emin ele teslim ettikten sonra yeni bir dizi için hazırdım. Yine geçen sene Kurtlar Vadisi Pusu yazılarıma gelen yorumlarda Filinta hakkında yazmamı isteyen arkadaşlar vardı. Bundan tam 2 gün önce de Ranini, “Filinta’yı yazmak ister misin?” deyince tereddütsüz kabul ettim. Çünkü bizde de vazife alınmaz, verilir. (Yazar burada Filinta sezon finalini izlediği mesajını veriyor.)

Filinta’yı geçen sezon boyunca dürüst olayım hiç izlemedim. Çokça methini duydum ama TV'de en absürt şeyleri dahi izleyebilen biri olarak işim olmayan yerli diziyi takip edememek gibi bir problemim var. Kısmet bu zamanaymış. Zaten "Bin Yılın Şafağında" gibi güçlü bir söylemde bulunmuşken kaçırmak olmazdı. Karanlık biterken neler olacak merak ediyor insan. Bunları anlatıyorum çünkü diziyi yorumlarken hikayede, karakterlerde ve olay örgüsünde yapacağım yanlışlıklar için şimdiden hoşgörünüze sığınmak istiyorum. Haydi başlayalım... Zira ikinci paragraf biterken dizi hakkında hala tek kelime yazmadığımı fark ettim.

Altı ay sonrasında başlıyoruz. Yükseklerden bir kuş uçuyor ve zirvede bir heykelin üstüne konuyor, yerlerde cesetler, bir yanı uçurum, görkemli bir yapı… Allah Allah nereye düştük böyle? Sezon finalini bir gün önce izlemiştim ve hiç böyle bir dizi değildi. Sahneler ilerledikçe anladık ki orası bir eğitim yeri. Kardeşlik diyorlar. Ölenler uçurumdan atılıyor kalanlar kumun üzerinde mücadeleye devam ediyor. Hepsi de görkemli savaşçılar ve karakteristik silahları var.


Acı, daha acı ve çok çok daha acı günleri geçti burada Spartacus abimizin...

Bir yerli dizide bu kurgudan ve sahnelerden etkilendim mi? Evet, Spartacus dizisini izlemesem hayran dahi kalabilirdim. Ünlü dizideki Batiatus hanesinden esinlenilmiş. Gerçekten hafif bir esinlenme var ama fazlasıyla kendi dokunuşlarıyla değiştirmişler. O yüzden bana batmadı, sadece farkettim.

Geçen sahneler boyunca ilgiyle mekanı keşfetmeye ve hakkında verilen bilgileri toplamaya çalıştım. Öncelikle duvarda yazan “superbia” kelimesi çok ilgi çekiciydi. Kelime tam olarak bu mu emin değilim aslında ama buna benzediği kesin. Google’da kelimeyi ve bazı varyasyonlarını arattım ama bir sonuç elde edemedim. Ya geçen seneden kalma bir mesaj ya da bize kurgu kökenli yepyeni bir şeyler vaadediyorlar. Bekleyip göreceğiz…

Bir başka dikkat çekici nokta ise ölüme bakış açılarıydı. Masonlar ölümü "sonsuz bir uyku" olarak kabul eder. Yani bir hesap günü, yargı olmayacaktır. Burada ise ölüm farklı bir şekilde algılanıyor. O yüzden masonik veya türevinde bir örgüt olmadığı fikrine kapıldım. Ayrıca surlarındaki Gargoyle heykellerini görünce daha çok Hristiyan inancına yakın bir yapıyla karşı karşıya olduğumuzu düşündüm. Filinta belli ki sembollere çok önem veriyor ve bizi sembol yağmuruna tutacaklar. İlerleyen sahnelerde hem Yüce Meclis’in liderinin hem Boris’in uzun uzun izlediği resimlerde de hep bir anlam olmalı ama resim sanatına uzak olduğum için bu konuya giremiyorum.


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER