Tüm sınırlar aşılmayı bekleyen birer gelenektir..
Koca bir yaz sezonu boyunca ara vermiştik Aşk Yeniden ve ailesine... Aklımızdaki birçok soru, kafamızdaki onlarca yeni hikaye ile bizi neyin beklediğini merak ederek günleri birer birer devirdik... Ve sonunda hasret sona erdi. Sizi bilmiyorum ama benim için yerli dizilerin yeni sezonu açıkçası şimdi başladı..

Sezon açılışını detaylıca irdelemeye başlamadan önce belirtmek istediğim bazı şeyler var.. Fragmanları ilk izlediğimde tüm gördüklerimizin -Selim gerçeğinin- açıklandığı sahnelerin hayalden ibaret olacağını düşünmüştüm. Doğruyu söylemek gerekirse tanıtımlar da bize bunu gösteriyordu zaten. Hatta bölümü izlerken bile hala her şeyin -kaza sonrası travma- kaynaklı düşüncelerin izdüşümü olduğuna emindim uzunca bir süre boyunca. Neden mi? Çünkü sizler gibi benim de hayatımın önemli bir kısmı yerli dizi izleyerek geçiyor... Haliyle insan bir hikayenin oturduğu en önemli sırrın daha sezon açılışında açıklanabilmesine inanmakta zorluk yaşıyor.

Fakat yine de hatalıyım, bu tuzağa düşmemeliydim... "Niye?" diye soruyorsunuzdur muhtemelen. Çünkü daha iki hafta önce yazdığım Aşk Yeniden: Yeni Sezonu Beklerken başlıklı yazımda neyi belirtmiştim? Aşk Yeniden normal şartlarda son derece ağır bir drama çıkarılabilecek bir metne sahip olmasına rağmen, o altyapının üstüne kurduğu hikayeyle bize aylarca romantik-komedi izletmişti. Yani Aşk Yeniden'i izliyorsak eğer bilindik kurallara göre düşünmememiz gerekiyor..

Kısacası senaristlerimiz bilinen tüm kuralları, sınırları aşmaktan çekinmiyor. Ne demişler? "Tüm sınırlar aşılmayı bekleyen birer gelenektir. Herhangi bir geleneğin geride bırakılabilmesi için öncelikle birinin onu aşması gerekir.." Sırf bu cesaretleri için dahi onlara bir kez daha teşekkür ediyorum..

Sözü daha fazla uzatmadan.. Hadi başlayalım!!
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER