İzlediğim en güzel Zoo bölümüydü, pardon
bölümleriydi ve bu sebepten herkese benden çay! Hayvanları kimyasallarla
zehirleyenlere çay yok...
Zoo başladığı günden beri çoğunluğun eleştirilerine
maruz kaldı. Bunları da fazlasıyla hak etti ne yazık ki. Ancak anlaşılan o ki
ekip silkelenmiş ve gerilimin tavan yaptığı bir sezon finaliyle kapatmak
istiyorlar işi. Tabii böylece gelecek sezonun biletini de kapmış olacaklar. Hayırlısı
diyelim.
Chloe'nin kaçırılması ve kazık yemesi çok da
şaşırtıcı değildi. Ne yazık ki ihanete alışkın bir analist o. Asıl şaşırtıcı
olan işkenceye karşı direnciydi. Böylesi güçlü bir mücadeleyi bu karakterden
beklemiyordum açıkçası. Söz konusu kardeşiyse ihaneti bir kenara atacak kadar
yufka yürekli aslında. Ama meslek aşkı ve tabii Jackson'a olan zaafı, terazide ağır
bastı. En azından bir süre... Şaşırtıcı diğer nokta ise Delavene'in yardımına
koşması oldu. Ama bir ajanı öldürmekten arananlar listesinde Chloe de vardı
sanıyordum. Ortalıkta nasıl rahatlıkla gezdi anlayabilmiş değilim. Evet
arkadaşı geri dönüş yaptı ve ona inandı ama en nihayetinde bu bireysel bir
mesele değildi. FBI ajanısın sen yahu, boru mu?
Al bunu sok galbine Jackson!
Ekibimizin Afrika seyahati pek tatlı geçti.
Leoparların peşinde koşmamız fena bir fikir değildi, ortama hareket geldi. Ama
böylesi bir dizide ilk 10 bölüm adamakıllı saldırı sahneleri izleyememiş
olmamız içimde yaradır. Ray yolculuğun en serseri figürüydü, kaybetmemiz kötü
oldu. Çünkü Ray sayesinde anladık ki bu ekibin espri yönü eksik. Sıkıcı bir
analist var, sıkıcı bir gazeteci var, sıkıcı bir bilim adamı bile var ama gergin
anlarımızı yumuşatacak biri yok. Belki gerçekten gerilmeyi bile başaramadığımız
için gerek duyulmamıştır, bilemiyorum.
Yavru kaplanlar ne kadar sevimli olurmuş öyle, bir
evlatlık alabiliyor muyuz? Mitch'in dehası sayesinde küre ulaştık. Ama kokteyl
fikri hâlâ kafama yatmıyor, bilesiniz... At genleri miksere ve çalkala gitsin
mantığı bilimle azıcık zıt düşüyor gibi. Beni etkileyen şey yavru kaplanın
dişini almak için yaratılan doğal çabaydı. Sahiden de kaynakları sınırlı olunca
daha mı yaratıcı davranıyorlar ne?