Jackson'ın vurulduğu halde sessiz kalması, bana
Cüneyt Arkın filmlerini anımsattı. Kanlar böğründen bıngıldarken ''Sıyrık canım, püflerim geçer.'' tavrı babasına çekmiş zaar. Bir iki bölümdür babasının çılgınlığına
olan benzerliğiyle ilgili göndermeler vardı zaten. Ama ı-ıh, Jackson'dan en
fazla dikkatsiz bir adam çıkar, tuhaflıklarıyla nam salan bir manyak değil...
Abraham ise belli ki onda kardeşlerini arıyor. Birbirlerinde buldukları bu
derin güç ekibin odak noktası oldu aslında. Çoğu yerde bilim bile tıkanabilir
ama gerçek dostluklar sizi dünyanın öbür ucuna götürmeyi başarır...
Bunca bölüm
izledik ama ben Jackson'ın hasta yatağında Chloe'yi gördüğü sahne kadar
korkmadım hiç. Rüyanın kabusa evrildiği sahnede nasıl bir çığlık atmaktır o
Chloe? İnsanız, kalp krizi doğamızda var, aman dikkat! Jackson küçük çocuklara
yardım ederken de Mitch ve Jamie ortalıkta koşuşurken de aklımda tek bir soru
vardı: Bu kaplanlar neden Türk dizi karakterleri gibi uzun uzun bakışıyor?
Ortada cillop gibi yem var ama onlar dramatik kesişmeler modunda. Sıra herhangi
bir hemşire ya da doktora gelince zıplıyorlar tabii.
Ay ben dokunamam pirelidiiir!
Mitch'in aman kıpırdamayalım da elleşmesinler fikri
biraz ayı sahnelerini anımsattı. Bu dizinin sahneleri değil de Yeşilçam
filmleri gibi. Komik ve tuhaf... Canım çok mu Yeşilçam filmi çekti ne? Öhöm...
Mitch ve Jamie arasında gelgit yaşayan elektrik sonunda topraklandı. Ama bu
ekibe yakınlaşma yaramıyor, anladım artık. Kim azıcık birbirine sokulsa dünya
felakete sürükleniyor.
Finalin konusu değil de zamanı şaşırtıcı oldu. Zira
biliyorduk ki dizi sezon finaline yürüyor ve her şey mutlu sonla bitemez. En
azından şimdilik... Bu açıdan tedavinin kaybolması gerekiyor. Belli ki bunun
için de en uygun yol, uçak kazası olarak görülmüş. Hiç değilse artık tedaviyi
tanıyoruz. Bu aşamadan sonrasının hem çok daha heyecanlı hem de daha şaşırtıcı
olmasını diliyorum. Sezon finaline bir kala keyifler tıkırında...
Güzel günler.