Nelerden vazgeçiyoruz bir düşünsene?
Sevabıyla, günahıyla O Hayat Benim bu hafta da kendini izlettirdi. Mantık hatalarını duygusal yanlarımızı devreye sokarak görmezden geliyoruz. Varsa bir yaramız iyimserliğimizle iyileştirip yuvarlanıp gidiyoruz. Hikayenin detaylarında o kadar çırpındık ki, boğulmamayı da öğrendik çok şükür.

Bedemcik ameliyatı gibi kolay atlatılan organ nakline takılmadık mesela! Mühim olan, Mehmet Emir’in babalık hatta insanlık sınavından başarıyla geçişiydi. Tek imza ile kızı için her şeyden vazgeçişiydi aslolan. Pazarda izinsiz köfte satanlara çapkınca gülümseyen zabıtaya da takılmadık! İki günde belediyeden alınacak resmi evraklar da ne ola ki? Sen can yoldaşı isteyen Sakine’nin duası kabul oldu mu ona bak! Bilgisayardaki cd de sadece “Hülya, kızım” diyen Edibe Hanım’ın kaydı de neydi? Boşveeer mühim olan Hülya’nın delirmesi değil mi?! Efsun’un odasına geçerken uğramış gibi yapan Beyza’nın notebook ile o romantik karşılaşmasının  de üstünde durmaya gerek yok! O notebooka gerçekleri bir bir okudu ya, sen ona odaklan. Müge Gelincik'te dolma sarabilir, Hasret hasta Efsun dolma sarmadı diye sitem edebilir, Sakine hindistan cevizi ile mangalda egzotik rüzgarlar da estirebilir.

“İsviçre’mi? Ben İsveç diye kabul etmiştim Ateş, pardon canım ya”

Ailesinin işlediği suçu bilip susan Bahar, ona değer veren tek adamı bir türlü büyümeyen tavırlarıyla bıktırıp usandıran Bahar. Sen bizim iyi kalpli ve kıymetlimizdin. Sen de böyle yaparsan biz kime yaslayacağız sırtımızı? Evden kaçarak, ülkeden kaçarak ve de vicdani sorumluluklarından kaçarak varacağın yer neresi acaba?

Servet diyorum, gitti diyorum Efsun. Bağırmayacak mısın?

Efsun’a gelince; ölüme bu kadar yaklaşan biri olarak, o kederli süreçte dahi, yalanına sarılmayı ihmal etmedin. Bir temiz veda ile kalbini ve yolunu aydınlatmayı seçmedin. Günahlarınla yüzleşmek aklından bile geçmedi. Başka insanlara samimiyetsizce “anne, baba” diyerek sarılmanı görmekten yoruldum. Hasret'in ve Mehmet Emir’in evlat diye bağrına bastığı insan olmaktan ne zaman vazgeçeceksin? Yazık değil mi bu insanların evlat diye atan kalplerine.

İlaçlar Hülya’nın duyu organlarına zarar vermiş olabilir mi?

Sultan’ı çok mu kötü buluyorsunuz? Sevmiyor musunuz? Peki niye? Kötülüğün gerekçelerinden hangisinde sınıfta kalıyor? Kime sorsan “ailesi için”, kime sorsan “evlatları için” yapıyor kötülüklerini. O yüzden Sultan’ı kategori dışında bırakmaya gerek yok. İyi olmaktan vazgeçmiş, her hamlesine bir sebep bulmuş herkes birdir bu hikayede. Hülya, Beyza, Mücella, İlyas, Sakine, Salih.

Aslında gerçeğin ortaya çıkmaması konusu çok uzadığı için bizler karakterlerden uzaklaşmaya başladık. Her hafta bir konu yaratmak için uğraşılınca karakterler yara almaya başladı. Ne Mücella susacak kadındı, ne de Hülya abisine bu tür savaş açacak bir kardeşti. Bilmem anlatabiliyor muyum?

Hikayenin sağlamlığına, oyuncuların yeteneğine ve rejinin iyi oluşuna güvendiğim için O Hayat Benim den vazgeçmem. Fakat senaryo ekibine çok iş düştüğünü belirtmem gerekiyor. Hepinizin emeğine, gönlüne sağlık.


“Ateş’cim hiç saklambaç oynama havamda değilim aşkım”

“Abi o tokat yedi ama bak benim de tırnağım kırıldı”

Ctrl + Alt + Delete ile tüm eski sayfalarını kapatabilirsin! Ama tek elle zor

“Dahi anlamındaki _de ekini ayrı mı yazıyorduk?”

"Çak!" mı? Ay o var mı hala?

Bilek güreşinde ağlıyor muyduk?

Eskiden ev terliğiyle sokağa çıkan çocukların kafasına bir terlik mutlaka gelirdi

Şu kibarlıkta bir adam bulursanız evlenin kızlar

Adam yeşil seviyor, bu yüzden İsviçre!

Berat’cım o valizde Oscar’a aday bir film var, onu izle, boşver çizgi filmi!

Her şey güzel de, o dolap nedir?



 

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER