Azize Alicia'nın kirli çamaşırları

Kapını gazetecilere açarsan başına gelecekleri göze alacaksın. Bu tüm halka mal olmuş kişilerce ezberlenmesi gereken bir kural. Alicia da istisna değil. Zaferinin havasını atmak için kabul ettiği bir röportaj hacklenen maillerinin sızmasıyla kabusa dönüştü, iyi mi oldu? Şimdi yaratılan “Azize Alicia” mitinin tüm kirli çamaşırlarının ortaya dökülmesinde sıra. Gerçek haberci mailleri kullanmayı etik bulmazsa önce mailler başka yere sızdırılır, meydana çıktıklarından sonra kullanılır. Böylece günah üzerimizden atılmış olur. Böylesi basit bir mantık varken etik habercilik peşinde koşmak kolay olmasa gerek.

Flörtleşen Peter ve Alicia izlemeyi özlemişim, bunu anladım. Mailler sayesinde Will ile ilişkisi inkar edilemeyecek kıvama gelen Alicia’nın her şeyi Peter ile sakince ve açıkça konuşabilmesi ikilinin ne kadar yol aldığının kanıtı. Bozulmaz umarım. Baksanıza, ikisi bir olup medyayı ne güzel parmaklarında oynatıp skandalın içinden sıyrılıverdiler. Ama politikada skandallar bitmez, hele yaratması bu kadar kolayken. Prady’e verilen oylar Alicia’ya verilmiş gibi sayıldı iddiası bakalım nereye varacak.

Diane tutucu kesimden müvekkil paraları toplamaya çok alıştı. Bu sefer bir eşcinsel evlilik etrafında şekillenen bir sorunumuz var. Eşcinsel evlilikleri desteklemeyen bir pastacı çiftin pastasını yapmayı reddettiği için ayrımcılık suçlamasıyla yargılanıp davayı kaybetmiş, iyi de olmuş. Anayasa dini inançları hayata geçirmeyi yasal kılıyor, ama LGBT üyelerine ayrımcılık yapmak da yasak. Bu ikilemden eyaletler kendi düzenlemeleriyle çıkmaya çalışıyor, en son Indiana’da bunu gördük. Eyalet eşcinsellere hizmet vermemeyi yasal kılınca ortalık haklı olarak cehenneme döndü, birçok insan ayaklandı. Doktorların sebep bulamayınca hastalığınızı strese dayandırması gibi hakkı dayandıracak kanun bulamayınca ifade özgürlüğüne gidiyoruz, burası kesin. Çünkü tartışmaya en açık kavramlardan biri ifade özgürlüğü. Pastacı “tebrikler erkek ismi ve erkek ismi” yazan bir pasta yapmayı reddedemez, ama “tüm eşcinseller cehenneme gidecek” yazısını yazmayı reddedebilir. Biri ayrımcılık, diğeri nefret dolu bir fikri kabul etmeme. İfade özgürlüğü nerede peki? Pastaya cehenneme kimin gideceği mesajını yazma özgürlüğü kişilerde yok mu? Zengin iş adamımız pastacının temyizine sponsor olmayı kabul edince Diane farazi davada karşı tarafı yok etmek için haklının yanında, haksızın karşısındaki yerini alıyor neyse ki. Ve “pastacı”yı, yani eşcinsel çifte yardım etmeyi reddeden düğün planlamacısını, öyle bir yerle bir ediyor ki, ekran karşısında alkış tuttum, yalan değil. Dinde açıkça yasaklanmamasına rağmen inançları gereği o çifte hizmet etmeyi reddeden kişinin boşanma dinen hor görülmesine rağmen ikinci evliliklerini yapan çiftlere hizmet etmesi nasıl bir ikiyüzlülüktür öyle? Her davanın sonucu aynı olmuyor malum, ama farazi davayı Diane kazandı neyse ki. Yine de zengin işadamımız düğün planlamacısının temyizine sponsor olmakta kararlı. Aslında düşüncesi kendince hak verilebilir cinsten. Üç sene önce eşcinsel evliliğe karşı olan politikacılar, Obama da dahil, bugün destek veriyor. Fikirlerinin arkasında durabilecek kadar omurgalı insanlar ufak ayrıcalıkları hak etmiyor mu? Cevap: bu kadar berbat fikirlerse, hayır. Yine de denemeye devam etsinler… Yapacak bir şey yok.

Ve sezonun bitmesine dört bölüm kala Kalinda’nın vedasının tohumları filiz vermeye başladı. Cary’i kurtarmak için girdiği yolsuzluk ortaya çıkmak üzere olan Kalinda yine kendisini değil, onun yarattığı sahte kanıtla dava kazanan avukat dostlarını düşünüyordu ya, gözlerim doldu. Kalinda polisin ya da onunla ilişki yaşayan ve maili sildiğinden şüphelenilen Geneva’yı silahın ucunda bırakabilir mi? Sanmıyorum. Üç sezonun ardından büyümüş çocuklarıyla birlikte Wiley’i görmek de çok hoştu, ayrıca not düşelim. CBS final sezonu bize bahşederse seneye kimler gelir, kimler geçer bu diziden; hayal etmesi bile heyecan verici. Ama Finn’in prenslerin en beyaz atlısı oluşuna gelelim bence. Kalinda’dan bir dolar alıp kendini onun avukatı ilan etmesi anı benim içimi eritti, ekran başındaki kadınları düşünemiyorum bile. Ne içler geçmiştir acaba? O geçen içler Kalinda’nın bu işten sıyrılamayacağını anlayınca nefesleri de tutmuş mudur? Ben tuttum, o kesin.

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER