Ölmek mi zor, hayatta kalmak mı?
The Affair'de sezon finalinden bir adım öncesindeyiz. Jeffrey Reiner, 9. Bölüm ile birlikte dördüncü kez yönetmen koltuğunda ve Dan LeFranc'ın bölüm hikayesini Melanie Marnich ve Kate Robin senaryolaştırdı. Bölüm geçen haftaya oranla daha yüksek bir izleme oranı aldı. Show Time sonuçtan gayet memnun olmaı. Evet, sezon finaline tek bir adım kaldı ve Noah ile Alison'un karmaşık ilişkileri ve ruh hallerinden başka elimizde cinayete dair hiçbir ip ucu yok. Geçen bölümün yani 8. bölümün finalinde Scott'ın cenaze töreninde arka sıralarda oturan Dedektif'in varlığından kıllanan Alison'un bakışlarını saymazsak... Çok da ilgilenmiyorum cinayetle ama yine de bu dizi şişirilmiş bir balon mu demeye başladım. Samimiyetle sokmaya başladı bu durağan yürüyüş ve eğer çok sağlam bir final yapmazlarsa ikinci sezonu izleyeceğimi sanmam. İşte tam bu duydularla 9. bölümü izlemeye başladım. Bu sefer konuya Alison girdi...

Buyur, buradan yak Whitney!..

Bölümü açtık, bir de baktık ki eski tas, eski hamam. Noah ve Alison yasak ilişkilerine tam gaz devam ediyorlar, Alison'un anlattıklarına bakarsak cimri Noah'ın evine bile gidip sevişiyorlar. Balkon suiti Brooklyn'de bile 1250 dolar olunca çaresiz ve cimri Noah'ın halen karısı ve çocuklarıyla yaşadığı eve gittiler. Bu arada Noah bütün korkularını üzerinden atmış, şehrin ortasında öpüşüp koklaşıyor Alison ile... Aynı rahatlığı kasabada da yaşıyorlardı biri görsün de olay çıksın diye, nitekim de başlarına Oscar belasını sarmışlardı. Bu arada Alison, Helen'e karşı gayet acımasız bir noktaya gelmiş. Noah evden ayrılmaya karar vermiş. Bir stüdyo daire tutmayı planlıyor, evden ayrılınca da Alison ile birlikte orada yaşayacaklar. Planlar, planlar.. İki bölüm arası epeyce yol almışlar anlayacağınız Alison'a sorarsan. Tek değişmeyen Noah'ın sıkıcı kareli gömlekleri! Alison bu konuya da bir el atsın diyeceğim ama kızın bu konularda gelişmiş bir gustosu da yok.

Allahtan atar damara gelmedi

Eskiler, "İki cami arasında beynamaz" der, Noah tam bu duruma gelmiş. Yasak ilişkisinde bağımsızlık ilan etmesi için daha 9 ay olduğunu söyleyince Alison delirdi aslında tepkisi mutfakta çöpte bulduğu hamilelik testiydi; Helen'in hamile olduğunu düşünerek (Oysa geçen hafta kusan kızımız bulimia değil, hamile, çöpte testi görür görmez anlayanlar ve baba adayının adını tek seferde söyleyecekler fav'lasın) delirdi. Alison'un hali tam olarak, "Şen geldim, yaslı döndüm" oldu.. Alison döndü kasabasına, peş peşe çaktı viskileri mezesi de Oscar'ın zehir zemberek tespitleri olunca, sabah ağrılı başını Oscar'ın yastığında buldu. Oscar ile yatmanın bedelini de hayli pahalı ödedi. Çiftliğin ipotek edildiğini, satıştan sonra da muhtemelen avcunu yalayacağını öğrendi. Buyur buradan yak! Noah boşanmayacak, Çiftlik'ten para da gelmeyecek. Alison kendini bir çöp gibi hissetmekte pek de haksız sayılmaz. Elbette olaylara onun gözünden bakınca durum böyle görünüyor. Bana kalsa Cole ile hayatı sıfırlama kararına geri dönmeli.. Alison bunun yerine Oscar'dan öğrendiklerinin öfkesiyle Çiftlik'e gidip kayınvalidesiyle ile kapıştı.

Geriye kalan can yakan hatıralar ve hiçbir zaman kaybolmayacaklar...

Çok can yakan bir sahneler zincirlemesi izledik. Bölümlerdir ilk kez Alison için üzüldüm desem, yeridir. Alison yine kendini keserek acısını dışarı akıtmayı denedi ama bu sefer biraz derin bir kesik attı ama yetmedi.. Sonra gitti kendini dalgalı sulara bıraktı. Olmadı. Gabriel'in ölümünde ona ait bir hata payının var'olma olasılığı ruhunu öldürüyor. Alison, Montauk'tan uzaklaşma kararı alarak aslında bir anlamda da hayatta kalmaya çalışıyor. Kimse onu bu kararı verdiği için suçlayamaz. Alison koşar adım, elde bi çanta, o kasabadan kaçarken Cole da peşine takıldı. Alison'u ağzı açık şekilde bırakıp, Noah'ın anlattıklarını izlemeye başladık. The Affair'in en acıklı tarafı da izlerken daima, "Allah kahretsin hep mi böyle?!" dedirtmesi. Alison anlatırken yatakta birbirine "seni seviyorum" diyerek mıyıl mıyıl sevişen çift Noah'ın anlattığı kısımda, Alison'un "seninim" sözü şahlanıp Noah'ı finale hızla taşıdı ya, ben o noktada bir kahrol.. Anlatamam, yaşaman lazım. Aceleyle yatağı toplaması, delilleri kaldırması.. İyi ki Alison bunları görmedi. Çok şükür o da çöp karıştırıp, hamilelik testinden arızayı çıkardı ama asıl bu sahneleri KESİN görmesi lazımdı. O telaştan ve Noah'tan tiksindim, o kadar diyeyim.

Noah, Alison'un hamilelik testini gördüğünden habersiz enseyi karartmaya devam etti çünkü o da Helen hamile zannetti. Bu arada iki insan aynı olayları yaşayıp nasıl bu kadar farklı anlıyor ve anlatıyor onu da öğreniyoruz bu dizi sayesinde. Boşuna dememiş atalarımız, "İhanet ne kadar anlatılsa taraflıdır" diye.. Alenen 10 bölümde algıda seçicilik dersleri! Bir diğer şaşkınlığım da Helen çekmecede sütyeni bulunca evi resmen yıktı, arkadaş bir tane de çocuk başını çıkarıp odasından baksın, gelip de, "N'oluyor?" desin. Yok. Nasıl bir yalıtım varsa artık odalar arasında.. Bizde olsa o çocuklar kan ve göz yaşları içinde önce koridorlara dökülür, çığlıklar atarak babaları girmesin diye paçasına yapışırlar. Al sana büyük sahne! Neyse..

Bölüm yine öyle bir yerde kaldı ve son bölümden beklentimi o kadar yükseltti ki, anlatamam..
Böyle İşte..
R.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER