Ters köşeye savrulduğumuz bir son,
hayal kırıklıkları, gözyaşları ve sorularla biten, ama aynı zamanda da dolu
dolu ve çok eğlenceli bir Kiraz Mevsimi bölümü izledik dün gece.
Öykü’nün evlendiklerini
sandığı gece, önce nikâhın sahte olduğunu ve ardından da Ayaz hakkında öğrendikleri
ile yaşadığı, kazada yaşadığı travmanın yanında solda sıfır kalır. Öykü acaba o
anda gözünün önünden film şeridi gibi geçen Ayaz ile mutluluk anlarını bir kalemde silip
atacak mı? Yoksa Ayaz’a açıklama fırsatı verip, kalbinin sesini dinleyerek
sadece bu kötü anıyı mı unutmaya çalışacak?
İkisi de çok zor, konu kilit. Ama olursa
izlemekten keyif alacağım şeyi paylaşayım sizinle; hiçbir şey olmamış gibi
yapıp, bir yandan “Öyküsel metotları” ile Ayaz’dan bunun hesabını sormanın yollarını
aramasını isterim. Bunu sorgularken de Ayaz’ın aşkını yeniden keşfetmesini,
yaşadıklarının hiçbirinin yalan olmadığını fark etmesini.
Düşünce gücü ile o video kaydını silebilirim bence.
Alma mazlumun ahını, çıkar aheste
aheste demişler, e boşuna dememişler. Ayaz’ın geçmişte çok canlar yaktığını,
Öykü’yü de bu listeye eklemekte sakınca görmeyen bir karakterde olduğunu
biliyoruz. Her ne kadar Öykü ile bambaşka bir erkeğe dönüşse de, geçmiş
yakasını bırakmayıp, çok acı bir intikam alacak görünüyor. Ayaz'ın bu videoyu açıklaması kolay olmayacak, olmamalı.
Mehmet ile birlikte oğlunuza kötülük yapma yarışına girmiş gibisiniz, maşallah!
Hırsı zalimliğe varan Önem’in
yatacak yeri yok. Mehmet bile üç günlük şahitliği ile gençlerin aşkını
görmüşken, Önem’in bu hırsında ısrar etmesi ve hatta evlendiklerini bildiği
halde, daha ilk gecelerinde yaptığı hamle bardağı taşıran son damla oldu. Ayaz
elin adamından beklerken, annesinden yedi sırtına hançeri.
Şapırdatmadan ye dedim sana!
Mete iddia görüntüleri ile yine
saçma sapan planlar yapmaya devam ededursun, görüntüler zıpladı zıpladı gitti
en son eline geçmesi gereken kişinin kucağına düştü. Mete’nin bunca zaman “kıymetlimss”
sapkınlığı ile sakladığı videoyu artık Öykü’de izledi. Bekle bakalım Mete Öykü
sana gelecek mi?
ÖyAz'ın en güzel fotoğraflarından olmaya aday...
Yazımın başında bahsettiğim ters
köşe dün akşam sosyal medyada büyük olay oldu. Hafta ortasından itibaren ÖyAz’ın
evlendiğini gösteren fragmanlardan, mutlu sahnelerden paylaşılan fotoğraflardan
sonra bölümün son dakikaları soğuk duş etkisi yarattı, ardından eleştiriler de
yağmaya başladı. Bundan bizzat ben de nasibimi aldım çok şükür. Objektif olmam
gerektiği söylenerek, bölüm yorumlarımda dizide sürekli entrika dönmesinden bahsetmediğimi ve bahsetmemi isteyen mesajın
yanında, bir de beğendiğim sahnede senaristi ve yönetmeni tebrik ettiğim için “yalaka”
oldum. Memleketimizdeki özgürlük anlayışına en güzel örnekti aslında bu
yazışmalar. Biri şimdiye kadar kendi fikirleri doğrultusunda yazmadığımı ima
ederek bu defa objektif olmamı isterken, diğeri aynı fikirde olmadığı insana
düşünmeden hakaret edebiliyor, üzücü. İki düşün, bir söyle demiş atalarımız, ama sosyal medyanın verdiği sınırsız özgürlükler o kadar çekici ki, öğrenemiyoruz.
Geçtiğimiz hafta da yazdığım gibi,
hala iddianın diziye hareket katma yönünde çok iyi düşünülmüş bir hamle
olduğunu düşünüyorum. Bundan diziye daha çok keyif katacak nasıl bir beklentim
olacağını sorarsanız da, yukarıda üçüncü paragrafta yazdıklarımı bir daha
okumanızı önerebilirim. Ana konusu romantizm olan dizilerde, esas çift
kavuştuğu zaman benim o diziden beklentim artar. En heyecanla beklenen sahneler
yaşanmıştır çünkü. Sevdiğinizle ilk el ele tutuşmanızın, ilk öpüşmenizin yarattığı,
o kalbinizi yerinden çıkartan ilk heyecanı ikinci veya üçüncüde aynen bulabilir
misiniz? Benim bakış açım da bu işte. Bu nedenle izlediğim dizilerde de o heyecanın
yerine geçecek başka bir heyecan ararım. Yine sevgili örneğinden gidersek,
severek ayrıldığınız insanla yeniden kavuşmak için çabaladığınızı ve
kavuştuğunuzdaki tutkuyu ve mutluluğunuzu hayal edin. Kiraz Mevsimi’nde olan değişikliklerden de beklentim bu. Elbette aynı fikirde olmayabiliriz, ama
düşüncelerimin temelini bu vesile ile anlatmak istedim. Sizlerden de her zaman
olduğu gibi yorumlarınızı bekliyorum.
Gelelim EN’lere:
EN ters köşe an: Öykü’nün videoyu izlemesi,
açıkçası bu kadar erken beklemiyordum.
EN –az- şaşırdığım an: Nikâhın sahte çıkması.
Muhtarın daha ilk sahnesinde rengi belli oldu.
EN romantik dakikalar: Otel odasının balkonundaki anlar.
EN duygulandığım sahne: Meral’in Öykü’nün
evlendiğini öğrendiği sahne. Ayşegül Ünsal’ın boğazına düğümlenen kelimeler ve
gözünün yaşı çok gerçekti.
EN düşünceli: Herşeye rağmen Ayaz. Evli olduklarını sandıkları ilk gecelerinde Öykü’nün
korkusunu fark edip uyuyor numarası yaptı. Bilse Öykü belki sadece bu yüzden
affetmeye biraz daha yaklaşır.
EN eğlenceli sahneler: Üç sahne var hemen
aklıma gelen. 1. Kesinlikle kamyon ve Ayaz-İlker düetiyle Fesuphanallah
performansı 2. Burcu’nun türkü eşliğindeki oyalama taktikleri 3. Çeyiz
alışverişi
EN “yok artık” dediğim sahne: Bülent’in onca
olan bitene rağmen eline çikolataları alıp yine Önem’e gitmesi. Yapma bunu Bülent, yapma!
EN acıklı itiraf: Şeyma’dan.“Hiç kimse bana
acıyamaz!”
EN patavatsız: Resepsiyonist. O iğrenç
espriyi yapmak şart mıydı aga?
Akşam yapılanlardan EN beğendiğim caps: @deliciousval ’dan geldi. Makbule hanım’ın da “bayıldım” yazdığı bu capsi paylaşmadan
olmaz : ) @deliciousval 'a yorumumda kullanmama izin verdiği için teşekkürler.
