'Unutmaktan korktuklarım hatırlamaya korktuklarımla aynı...'
Bir önceki hafta izlediğimiz oldukça dokunaklı bölümünden sonra İstanbullu Gelin yine hem feci üzerek ama hem de epey güldürerek izlediğimiz bir 67.bölüm sundu bize. Genel olarak sevdiğim bir bölüm olsa da bazı yerlerinde azıcık sıkıldığımı itiraf etmem lazım. Yine de aklıma kazınan kısımları oldu elbette ve onlardan bahsetmek isterim.


Yanında olduğun için Esma çok şanslı

Bölümde beni en çok etkileyen kısım Nurgül’ün Garip’e olanları anlatmaya karar vermesiydi. Hastalığı evde ilk öğrenenin Nurgül olması çok ağırdı aslında zira Esma Sultan’ı hayatta en çok seven insanlardan birisi Nurgül ve buna ne kadar çok üzüleceğini iyi biliyoruz. Süreyya’nın da haberi Nurgül’den öğrendikten sonra Esma’nın kimseye söylememe kararına saygı duymak isteyeceğini aşağı yukarı biliyorduk aslında çünkü Süreyya öyle biri ama işte Nurgül orada tek başına bu kararı aldı ve Esma’nın mutluluğunu işiteceği azarlara ve başına geleceklere tercih etti. Esma’yı o evdeki herkesten daha iyi tanıyor belki de ve Garip’siz kaldığında ne kadar üzüleceğini ama Garip’ten kalmasını istemeyeceğini de çok iyi biliyor. Gerçek bir aile ferdi gibi davrandı aslında orada ve alınacak en doğru kararı aldı. Herkes her şeyi duyduğunda belki bunu da öğrenir Esma.


İyi günde, kötü günde

Gelelim Garip’in ülkeyi terk etmek üzereyken durumu öğrenip burada kalmasına ve tam da beklediğimiz gibi Esma’yı bırakmaya hiç niyeti olmadığını söylemesine. ‘Benim hafızam ikimize de yeter’ söylemesi de duyması da ne kadar zor bir söz aslında ve Garip ne kadar âşık Esma’ya. Tabii aynı durumu Garip yaşasaydı Esma da asla onu bırakıp gitmezdi bunu hepimiz biliyoruz. Bir de dedi ya 'Sana ne be kadın, sana ne?' diye. Bu şartlarda gülemedim tabii ama Esma'ya birinin bunu söylemesini ne zamandır hayal etmiştim, keşke bu şekilde olmasaydı. Nihayet Esma da doğru kararı verdi ve ne kadar vakitleri varsa evli bir çift olarak geçirmeye başlamaya karar verdiler bir an önce. Ne de iyi yaptılar. Hayatın sınırsızca tahmin edilemez olduğu gerçeği bu kadar büyükken gurur uğruna ayrı kalmaya hiç gerek yok.

Bu arada tabii şunu da hemen eklemek isterim ki Garip Esma sahnelerinden daha güzel bir şey varsa o da genç Garip ve genç Esma sahneleri. Onları her gördüğümde hem heyecanlanıyorum, hem mutlu oluyorum hem de sonsuz bir hüzne kapılıyorum, öyle etkili ve şahaneler. Hele şimdi Esma her şeyi unutacağı günü beklerken hatırladığı o eskiler, cam kırıkları gibi sarıyor her tarafımı.


Artık Senem'in ipiyle kuyuya inmeseniz mi?

Garip ve Esma barıştığına göre gelelim düğün hazırlıklarına. Konaktaki kına bu kadınlar her bir araya geldiklerinde olduğu gibi bol olaylı, biraz daha kısa olsa belki daha iyi olacak diye düşündüğüm ama yine de görsel bir şölen olduğu inkâr edilemez anlar sundu bize. Birbirlerine laf çarpmaları, Kıymet’in aşırı hevesli giyinip süslenmesi ve hala Esma’ya ‘Senin bu heveslerin yüzünden oldu’ diye bağırması, Esma’nın her seferinde bu ekibin tongasına düşmesi hep sevdiğimiz şeyler. Eğlenen kadınlar görmek en sevdiğimiz şey zaten. Sonu da neyse ki tatlıya bağlandı ve kimseye de bir şey olmadı da, güldüğümüze pişman olmadık.


Adamların iştahı açıldı resmen öküzlükten

Buradan hemen Boran erkeklerinin aşırı öküzlüklerine ve hatta Osman’ın bile bir kere daha ona olan sevgimizi sorgulatmasına gelmek isterim. Daha üç gün önce Garip’le evleneceği için Esma’nın ne kadar mutlu olduğunu bilmeyen yokken kadın bir sabah gelip düğünün iptal olduğunu söylüyor ve biri bile sormuyor ‘Hayırdır?’ diye. En hassasları görünen Osman bile hafif huzursuz oldu ama Esma’ya sormadığı gibi kardeşlerine de ‘Hemen sevinmeyin bir durun’ demedi doğru dürüst. Süreyya ve Nurgül onlardan çok daha hassas ve duyarlı çıktı. Çıktı demem yanlış oldu gerçi biliyorduk öyle olduklarını. Hele o Fikret’in aşırı öküzlükleri karşısında ne diyeceğimi şaşırdım. Fikret hep biraz hoyrattı da bu kadar öküz olması bu sezon çıktı ne yalan söyleyeyim. Bu çocukların bu halinde de Esma’nın rolü var tabii, Süreyya’nın dediği gibi ‘Esma Hanım’ın eski hali’ gibiler.


Güneş'in evine bayıldığımı söylemek isterim bu vesileyle

Bölümde en sevindiğim şeylerden biri de Adem ve Güneş’in barışması oldu. İkisini birbirine çok yakıştırıyorum ben, sanki birbirlerine iyi gelecek gibi hissediyorum. Adem bir an önce iyileşir dilerim. Tabii bir de Boranlarla olan durumu ne olacak onu da izlemek istiyorum.

Önümüzdeki bölüm artık misler gibi bir düğün görürüz dilerim. İyi seyirler. 


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER