Bölümü yorumlamaya başlamadan önce, size dizinin 20.30’da
oluşuna neden aşırı tepkiler vererek sevindiğimi anlatabilir miyim izninizle?
Ben öğrenciyim ve 9’da başlayan dersime yetişebilmek için 7’de kalkmak zorundayım. Bunun için de
makul saatlerde uyumam gerekiyor. Henüz ilk kez bir diziyi yorumluyorum,
profesyonel değilim. İşin sözcüklere dökmesinden ayrı bir teknik boyutu da var
buraya ulaşması için... Benim gibi elektronik cihazlara, bilişim sistemlerine
beyni gram basmayan biri için de zor olduğunu anlayabilirsiniz. Neyse, zamanında okuyabilmenizi istediğim
için böyle içimi döktüm… Döktüm dökmesine de, 3 kere reklam almak Kardeş Payı’nın
fıtratında yok. Prime-time, diziye biraz sakil durdu sanki… İyi reyting reklam
getirir, reklam para getirir. Kardeş Payı’nın iyi reyting alması
reklamsızlığındandı diye düşünüyorum. Şimdi yine internetten izleme oranı
artacak. Başa dönmüş olmadı mı?
Bu arada Ulan İstanbul dijital yayına geçiyor. Bu sitede bu yazıyı okuyorsanız
zaten bundan haberiniz vardır. Hemen aklıma “Kardeş Payı da internetten izlense?”
gibi cümleler geldi. İnşallah bu olay çok tutar da “Bipli izleyince keyfi yok
be aabi, espriler kaçıyoo…” gibi cümleler kurmayız çünkü hem 45 dakika hem de sansürsüz,
özgür. Bir düşünün derim. Neyse bu kadar sektörel bilgi bana fazla geldi, ben
yorumlamaya başlıyorum.
Okuyucular, hazır mıyız?
Dizi geçen hafta Oğuzhan’ın musluğundan petrol akması ve
Sezai’nin bunu öğrenmesiyle bitmişti ve Sezai’nin Oğuzhan’ı gazlamasıyla devam
etti. Hala Sezai’den kötü adam olmayacağı kanısındayım. Niye böyle bir mevkiiye
soktular, anlamıyorum. Jenerikteki “bu
kadar yüz vermesek mi paraya?” sözde soru cümlesinin cevabı aranıyorsa, biraz
tatsız bir yöntem.
Sezai’nin Oğuzhan’a zenginliğin teaser’ını göstermesi sahnelerinde eğlendim,
yalan yok...
Ankara’nın Bağları detayı bence önemliydi çünkü gerçekten nerede bir
sonradan görme zengin varsa orada
Ankara’nın Bağları 243532 kere istek
yapılıyor. Süper tespit, şaşkınım.
Hilmi karısını geri kazanmak için ona bir mekan almıştı, adı Hill Me, Tadilat
ruhsatı olmayışı ve zabıtaların mekanı mühürlemesi ile başlayan olaylar zinciri
bugünün konusunu oluşturdu. Herkesin birbiriyle küs olması ve Hilmi’nin hepsini
barıştırma çabaları bölümün en komik kısımlarıydı. Rüşvet sahnesi komikti, bunu
deneyecek çok insan olur fakat eski bir yöntem zaten bilen de biliyordur. Hilmi’nin
kendi kendine “Adam mıyım lan been?” diye sorması da Ahmet Çakar’ın
herkese “x adam mıdır? Y adam mıdır?” diye soruşunu aklıma getirdi. Programlarında
Paramparça ve
Karadayı'ya geniş yer veren Beyaz Futbol ekibi bu hafta da bunu cevaplarsa sevineceğim: Büyük Hilmi adam
mıdır?

Geçen sezon Emrah’ın Metin’i kıskanması ve Eda’yı sahiplenmesi üzerine sahneler
vardı. Şimdi ise tam tersi… Emrah’ın hala net iyileşememesi yüzünden Eda vicdan
azabı çekiyor. Bu yüzden Emrah Edalarda kalıyor ve kalacak gibi de görünüyor. Bu
yüzden Metin’in her kıskançlıkta ortamda belirmesiyle önceki sezondaki tatlı
kapışmanın geri döndüğüne sevindim. Araba yıkama fırçasıyla Metin ve Emrah’ın
yıkanma sahnesinde hep sırıttım.

İğne ucu kadar kuru yer kalmayacak
Ben Şükriye-Ali-Yiğit sahnelerinde pek eğlenmiyorum, okuyanlar arasında
sevenleri varsa kusura bakmasın. Emrah-Metin-Eda & Feyyza-Deniz-Neşe &
Sezai-Hamiyet-Recai aşk üçgeni dörtlemesi arasında en gereksiz olanı bence.
Hatta yazılmış olmak için, öylesine yazıldığını düşünüyorum. Hele ki sırf
Şükriye’yi unuttuğunu ispatlamak için Yiğit’e ayarlamaya çalışan Ali
sahnelerini hiç sevemedim. O kadar da marjinal olmayıverin siz de?
Seda Bakan, Okan Bayülgen’in onunla dalga geçmesine bilenip, 3 Adam’da şarkı
söyleyip “Okan Bayülgeeen noooldoo?” şeklinde cevap vermişti. Hatta o hafta Okan Bayülgen her konuğuna şarkı söyletip "Seda Bakan nooldoo?" dedirtti ama bir Candan&Beyaz atışması çıkartamadı bu durumdan, olsun. Seda Bakan da galiba hırs yaptı
şan dersi mi alıyor acaba çünkü Gel Barışalım Artık’ı Feyyza olarak bile olsa
güzel söyledi. Şarkı esnasında herkesin barışması da çok sevimliydi.
Bu bölüm Emrah’ın doğum günüydü ve eski bayramlarda pencere önünde torunlarının
gelmesini bekleyen dedeler gibi misafirlerinin gelmesini bekledi. Deniz ve
Kartal’ı yanlış anladı, parti var sandı. 20 çift terlik aldırdı, karizmatik sesiyle
şiir bile okudu. En sevdiğim karakter
Emrah’ın üzülmesine dayanamadım. Dizi de olsa insan üzülüyor. İyi ki doğdun
Emrah, yalnız değilsin... Dedenin de dediği gibi, Happy Birthday Gangsta!