Neredeyse iki aylık (49 gün ama kim sayıyor ki) aranın ardından masallar diyarına geri döndük! ‘Shattered Sight’ büyüsü kasabayı vurunca herkes
birbirine girdi. Onları kurtarmak da Storybrooke resmi kurtarıcısı Emma Swan’a
düştü tabii. Granny arbaletiyle birkaç kişiyi vurmadan kurtarmasaydı keşke. Çok
kızgınım kasaba halkına bu sezon, çok.
Geçmişte Emma’nın Ingrid’le ilişkisini, kurdukları
bağı gördük. Ingrid çaresizce Emma’nın onu sevmesini istiyor. Emma da sonunda
onu seven, onu evlat edinmek isteyen birini bulduğu için çok mutluydu. Ama bu
masal uzun sürmedi. Ingrid Emma’nın güçlerinin ortaya çıkması için aceleci ve
acemice davranınca Emma’yı kaybetti. Birinin sihirli güçlerini ortaya çıkarmak
için arabanın önüne atlamak pek de parlak bir fikir değil takdir edersiniz ki.
Ingrid yeniden bir aile kurmak, kız kardeşlerinin yerine birini koymak için o
kadar çabaladı ki hep yanlış kararlar verdi.


Snow White - Charming atışmaları güzeldi tatlıydı
evet ama asıl Evil Queen’i yeniden görmek bu bölümün pik noktasıydı. Saklamanın
anlamı yok, özlemişiz. Sayesinde Snow’un prenseslikten çıkıp ormanda kaçak
gezdiği zamanlardaki hallerini de yeniden görmüş olduk. Snow’un tamamen Mary
Margaret’e dönüşmesinden rahatsızdım biraz açıkçası. Kılıç düellosu iyi geldi
yani. Tabi Snow’un tepesinin attığı noktanın oğlunun uyanacak olma ihtimali
olması da güldürdü. Bu noktada Snow eğer Emma’yı Enchanted Forest’ta
büyütebilseydi nasıl olurdu onu gördük. Belalı Pamuk Prenses + anne müthiş bir
karışımmış. Ve tabi Prens Charming’in, bebek arabasının garantisiyle ilgili
endişelerinden daha fantastik ne olabilir? Utanmasam büyü iyi ki yapılmış
diyeceğim. Sırf Evil Queen-Snow-Charming üçlüsünün sahnesi için.
Emma ve Elsa, Ingrid’e zarar verebilir miyiz,
veremez miyiz derken Anna kurtarıcılık görevini devraldı. Gerda’nın ilk bölümde
gemi batmadan yazdığı mektup sonunda sahibine ulaştı. Mektuptan pişmanlık,
sevgi, kabullenme çıktı ve OUAT
tarihinin en gözü yaşlı anlarından birine şahit olduk. Ingrid, Gerda’nın ona
olan sevgisini ve pişmanlığını anlayınca büyüyü bozmak için kendini feda etti.
En azından hem kendisiyle hem kardeşiyle barışmış bir şekilde, mutlu sonunun
kardeşlerinin yanına gitmek olduğunu kabul ederek bize veda etti. Kötü biri
değildi ama işte yanlış seçimler insanı nerelere getirebiliyor. Snow Queen’in
mağlup edilmesi gereken bir düşman gibi değil de sonunu kendi hataları yüzünden
getiren, iyisiyle kötüsüyle bir insan olarak resmedilmesi güzeldi. Kardeş
sevgisi sayesinde Arendelle ve Storybrooke kurtuldu, Ingrid de huzura kavuştu.
Belle de Neal gibi bütün
lanet boyunca uyudu ama uyanınca iyi şeyler olmayacak gibi. Ve Mr.Gold dünyaya
açılıyor! Gerçekten Storybrooke sınırları dışına çıkıyorsak eğer, bunu
heyecanla bekliyorum.