Fikret o kadar faydasız ki; hem diğerlerinin onca ay
çektiklerini bizzat yaşamadan geldiği anda çözümü kucağında buldu, hem de Ülfet
Halanın karşısında uslu duracağına söz vermiş olmasına rağmen iki dakika bile
dayanamadı. Faydasından çok zararı dokundu bence. Evet kadın gıcık, evet eski
kinin peşinde ama söylediklerinde bir yanlış da yok gibi duruyor şimdilik.
İnsan “Ülfet yalan söylüyordur, Esma bir şey yapmamıştır.” da diyemiyor.
Esma’nın eski hallerini de biliyoruz yani, bir şeyler yapmış olabilir. Ayrıca
hiçbir şey yapmamış bile olsa, yıllarca arayıp sorulmayan ama lazım olduğunda
kapısına gidilen biri olarak Ülfet’in de biraz laf sokmaya, durumun tadını
çıkarmaya hakkı var diye düşünüyorum. Fikret ve Faruk yerine, Osman ve Süreyya
gitseydi, kadını pamuk gibi yapıp araziyi sattırırlardı eminim.
Ülfet Hala hikayeye tüm ağırlığı, sırları ve gücü ile giriş
yaptı. Tarzının, karizmasının, duruşunun ve hikayedeki konumunun özenle ve
incelikle hazırlandığı belliydi. Sanem’in “Ülfet değil afet!” ifadesi pek
yerindeydi. Adeta bir doğal afet gibi ortalığı sarstı, yarattığı tsunaminin
dalgalarında kimisi boğuldu, kimisi hâlâ canını kurtarmaya çalışıyor ve
ağzından çıkan her söz lav gibi yakıyor insanı. Adem’le, önceden bizden
habersiz yapmış olduğu güç birliğiyle, aslında ilk sezondan beri hikayenin oyun
kurucularından biriymiş meğerse. Tabii bu durum bende bazı soru işaretlerini de
doğurmuyor değil. Acaba Ülfet Hanım, Adem’in geçen sezon tüm intikam
planlarından vazgeçerek girdiği iyileşme sürecine ne tepki vermişti, Adem o
sırada onunla ipleri koparmaya niyetli miydi, Adem’in annesi Reyhan, arkasındaki
Ülfet gücüne rağmen Esma’nın karşısında neden sağlam duramadı vs vs… Sanırım taa
Adem’in şirketini kurmasından itibaren bir işbirliği içinde olmalarındansa,
Adem sezon finalindeki son oyununu kurarken güçlerini birleştirmiş olmalarını,
hatta Ülfet Hala’nın Adem’i değil de, Adem’in Ülfet Hala’yı bulup denkleme sokmuş
olmasını daha çok tercih ederdim. En azından böylesi bir kurgu, benim açımdan
bahsettiğim soru işaretlerinin doğmasını engellerdi.

Mavi gözlerimle size daha ne nazarlar değdireceğim!
Halanın, “Ülfet Kavaklı” hali zaten yeterince ürkütücü ama
genç Ülfet’in de gözleri velfecri okuyordu. Işıltılı genç kız Esma’nın bizim
ilk bildiğimiz katı Esma Boran’a dönüşmüş ilk halini, genç Ülfet’le olan
sahnesinde gördük. Genç oyuncu zaten İpek Bilgin’e yüz olarak benziyordu ama
ifadeleri, mimikleri ve duruşuyla da birebir yaşlı Esma oldu o anda. Bu
ikilinin kininin derinine inmeyi, gençliklerinde yaşananları, aralarındaki
husumetin nedenini izlemeyi hevesle bekliyorum. Bana geleceği değil geçmişi
verin işte! Geçmiş beni ne kadar meraklandırıyorsa, gelecek de bir o kadar geriyor.
Şimdiki zaman da elbette kabulüm. Çünkü İpek Bilgin vs Meral Çetinkaya izlemek bir
seyirci için paha biçilemez bir durum. İlk rauntta, eteklerindeki tüm taşları
dökmediler. Artık darısı diğer rauntlara.
Süreyya’nın terapistle olan sahnelerinden anladığım
kadarıyla Adem tedavisini tamamlamamış ve bir daha da seansa gitmemiş. Bence
yazık olmuş. Karşımızda, ilk geldiği zamanki gibi, sert, soğuk, nefret dolu ve
yalnız bir adam vardı. O koca konakta, iki hizmetli dışında bir başına ve
mutsuz bir şekilde yaşarken, “Uğultulu
Tepeler”in Heathcliff’i gibi geldi bana. Süreyya ve Sanem ile yaptığı
görüşmede Dilara’nın durumunu net olarak anlayamadım ama bu koşullarda, Dilara’nın
da çocuğunu doğurmamış olmasını tercih ederim. Zaten dizi kreşe dönmüş vaziyette;
Boranlarda 3 çocuk artı bir de Sanem ve Akif oğlu. İzlerken hangisi kimin
çocuğuydu diye kafam karıştı. Dilara’nın çocuğu da eksik kalsın.
Bölüm oldukça uzundu, yoğundu, hatta yer yer ağırdı. Ama
zaman dolsun diye değil de, sahneyi yükseltsin, sahne veya durum derdini
şarkıyla anlatsın diye ince elenip sık dokunarak seçilen şarkılar eşliğinde
izlediğimiz klipler güzel molalardı. Küçücük
aslancığın hali yüreğimizi burksa da hâlâ umut var diye derin bir nefes aldık,
milyonlarımız olmaz olsun ama sağlığımız gücümüz dursun dedik neşeyle. Savaş gittikçe
çetrefilli bir hal alır, ortam da kızışırken böyle molalara daha çok ihtiyaç
duyacağız gibime geliyor. Çünkü her şey yeni başlıyor.