Soruşturmaları, cinayetleri, kara paraları bir
kenara bırakalım, biraz başka şeylere bakalım. Çünkü günün sonunda elde kalan
hayattır. Bu bölümde biraz öyle bir bölümdü. Nilüfer’in gizli gündemi dışında
herkes kendi hayatına odaklanabildi.
"Her şerde bir hayır vardır" derler. Arda’nın geçen
hafta vurulması vesilesiyle hasta bakıcıyı görmesi, Pelo ile olan ilişkisini düzeltmesi
için bir şans verdi. İpek “kötü” adamlarla anlaşma yapadursun, Arda Çiğdem’e
bir tuzak kurdu ve ekranı dolduran bebek görüntüleri bizi kahkahalara boğdu.
Ancak Çiğdem’i yerin dibine soktu.
Arda’nın kalbine kavuşmasını Elif’in İpek’i ölümden
kurtarmasından daha heyecan ve merakla izledim. En sonunda Pelo’nun damarına
basan Çiğdem az kaldı bir temiz dayak yiyecekti ama şükretsin O’nu Arda’nın
öpücükleri kurtardı.
Yalnız bu ikilinin aşkından zevk alan biri olarak
Pelo’nun daha az “Kadırgalı” davranmasın rica edeceğim. Çünkü Arda ne zaman
hamle yapsa, kulaklarımızda “Allah Allah Arda ya” cümlesini duyuyoruz. Aşık Arda seni nerede
öpsün Pelo’cum? İş yerinde yanaşıyor beş kardeş, sokakta yanaşıyor yumruk, evde
yanaşıyor tuvalete kaçıyorsun. En sonunda da bu kadar aşk dolu bakan adamı
kanepede yatırdın. Sen sarılıp yatmayacaksan kapıda Çiğdem bekliyor.
Metin kafayı gömmediyse yeni gelinin hatırınadır.
"İpek’in oğlunun babası kim?" konulu yan bir dizi daha
var arada Kara Para Aşk’ın yeni bölümlerine
karışıyor gibi. Başlarken soruşturma, cinayet dedim ama bakmayın siz ona. Zaten
dizide de bakılmıyor. Dizinin konusunu ilerletebilecek yan hikayeler, polisiye
konular dururken, başka bir dizinin konusu olabilecek bir hikaye ile çiftimizin
arasına giriyorlar.
Misal neden şu çatışma üzerinden gitmedik? Elif şikayetinden,
soruşturmadan vazgeçmiş ve Ömer ile yeni bir hayata başlamak istemişti ama
sonra göz altına alındı. O sırada başına pek çok şey geldi. Hücrede Tayyar’ın
adamı olan polis taciz etmişti. Ama Ömer,
ısrarla içindeki polise tutunup, aşkına rağmen suçluların peşine düşmekte
ısrarcı idi. Mesela Elif hapisten çıktıktan sonra ikilinin bu farklı tutumunun
çatışmasından doğan ayrılık, kavga, barışma, vs. hikayelerine odaklansaydık.
Elif (sadece bir kere olmasına rağmen) rüyasında o polisin kendisini
kovaladığını görmüştü. Ortam hazırdı aslında. Ancak ortaya İpek ve çocuğu
girdi. Bu çocuk olayı yetmiyormuş gibi şimdi Nilüfer ve Metin evliliği neden
ile yine bir ayrılık yaşayacaklar gibi. Ama hazır olun bence nur topu gibi bir
bebeğimiz daha olacak. Elif’in de hamile olması çok yakın bence.
Dikkatimi çeken iki şeye de değinerek bu haftalık
yazımı bitireyim. Birincisi dizideki erkekler parka gibi kalın montlarla
dolaşırken kadınlar neden ince hırkalar, kısa bluzlar, ince elbiselerle
dolaşıyorlar? O genç kadınlar sistit
olur ben deyim. İkincisi bu aşık çiftler hararetli bir gecenin sabahına
uyandıklarında kadın çarşafa dolanırken, erkek tişörtü ile uyanıyor. Ekiz yatağın sol kenarından sağ kenarına iklim farkı mı yaşanıyor acaba?
Sol kroşe her zaman yumrukla gelmez, kelimeler de aynı işi görebilir.
Nilüferin planının işleyeceğini düşünmüyorum ama
Tayyar’ın karşına bence Ömr ve tayfasından daha güçlü Nedret hala geçiyor gibi.
Üstelik Tayyar’ın en has piyonu, Hüseyin, Nedret Hala’nın ortağı. Heyecanlı
bölümler bizi bekliyorsa, hareket Elif-Ömer-İpek üçgeninden değil Tayyar-Hüseyin-Nedret
karşılaşmasından çıkacak gibi.