İstanbullu Gelin’in 47. bölümü son haftalarda izlediğimiz
bölümlere göre nispeten düşük bir tempodaydı diye düşünüyorum. Yine güzeldi,
yine çok severek izledim ama geçen haftalardaki kadar bolca ağlamakla gülmek
arasında gidip geldiğim ve buna da hayran kaldığım bir bölüm değildi, belki son
sahnesi hariç. Faruk’un Adem’e gidip Halim’i tekrardan ortaya çıkaranın kendisi
olduğunu itiraf etmesinden bahsediyorum tabii. Oraya gelene kadar neler geldi
başımızdan onca onlara bir göz atmak isterim.
Faruk ve Akif’in Halim’le Adem pazarlığı yaptığı videoyu
izleyen Süreyya çok haklı olarak delirdi önce, öfkelendi, kendini kandırılmış
ve aldatılmış hissetti, Faruk’u hiç tanımadığını düşünüp (bunda çok da haksız
sayılmaz) korktu, karnındaki bebek olmasa bir kere daha çekip giderdi belki. Süreyya’nın
hislerini anlamak ve ona hak vermekle birlikte onun bir kere bile Faruk’u
dinlememesini pek makul bulmadığımı söylemek isterim. Adem’in hayatlarına ilk
girdiğinde pek de dostane niyetlerle girmediğini ve ne Faruk’un, ne Esma Sultan’ın
ne de Boran Ailesi’nin herhangi bir ferdinin (Fikret hariç ki o da abisini
yaralamak için yapıyordu bunu) Adem’e yakınlık duymadığını biliyoruz. Faruk’un
ne kadar höt zöt bir adam olduğu ve her şeyi kontrolü altına almadan
yaşayamadığı gerçeği de cepte. Bütün bu
bilgiler ışığında Faruk’un Adem konusunda bir zamanlar bu takım girişimlerde
bulunmuş olmasına Süreyya nasıl bu kadar şaşırabildi, işte bunu anlamıyorum. Osman’ın
böyle bir videosu çıksa tamam çok şaşıralım oturup da Faruk’a şaşırmıyorum açıkçası.
Süreyya’nın da kızması normal elbette ama Faruk’a Adem’i gerçekten sevmeye
başladıktan sonra bu planı iptal ettiğini anlatacak kadar şans tanımalıydı
bence, bugüne kadar izlediğimiz Süreyya tanırdı daha doğrusu. Bununla yüzleşmek
zorunda kalmak ağır geldi anlıyorum ama bu yüzleşmede biraz da geç kalındığı
için mi bu kadar ağır geldi acaba?

Bir soluklansa mıydın?
Hele bir de daha onunla konuşmadan mevzuyu Dilara’ya
anlatmasını iyice manasız buldum. Anlıyorum, mektup olayında dili yandı ve
kardeşini kaybetmekten korkuyor ama bu yaptığı Dilara’ya iyilik mi kötülük mü
bilemedim açıkçası. Şimdi misal Adem’in bunu çoktan öğrenip ona söylemediğini
duyunca ne yapacak Dilara? Adem’in hayatındaki yerini bir kere daha
sorgulamayacak mı? Hele bir de Adem’in annesine gidip ona bir Boran konağı
vadetmesi karşısında ne hissedecek? Bir de eklemek isterim ki Dilara bile Faruk'u dinlemek konusunda Süreyya'dan daha makul davrandı, kayıtlara geçsin.
Sanmam ki o villalar şapşiklik maaşıyla tutulsun
Akif’in Adem’e kurulan kumpasın içinde olduğunu duyan Senem’in
tepkisi de aşırı değil miydi sonra misal? Yani Adem’e yapılan doğru demiyorum
tabii de bu adamların bu tip adamlar olduğunu yeni mi fark etti? Sorsa biz ona
söylerdik Akif’in Boranların her türlü kirli işine baktığını. Beli tabancalı
mafya muamelesi yapmayayım tabii şimdi Akif’e de ama Senem’in ‘Benim yanımdaki
şapşik kim, sen kimsin?’ diye bu kadar şaşırmasını abartılı bulduğumu söylemek
isterim. Faruk’un sağ kolu olmanın görev tanımında sanmam ki şapşiplik yapmak
yazıyor olsun.
Yolunuz açık olsun da İpek'in kıyafetinin çirkinliği kalp ben
Gelelim Küçük Boran’ın vedasına. Berkay Hardal’ın diziden
ayrılması sebebiyle Murat ve Bade’ye apar topar veda etmek zorunda kaldığımızı
biliyorum ama keşke Birmingham’da Erasmus’a gitmekten daha uzak bir vesile
bulunsaydı zira zengin konağın oğlunun Erasmus’a gitmesi bu kadar ağlanacak
değil ancak neşelenilecek bir durum olabilir, Esma çok istiyorsa alsın Garip’i
her hafta gitsin ziyaretlerine. Sterlin 6 liraya dayanmışken Bade’nin dil
okuluna yazılması ve kendisinin de değişim programında takılmasını kendi
ayaklarının üzerinde durmak olarak değerlendiren Murat giderayak son
manasızlığını da yaptı ama artık aramızda olmadığı için kötü şeyler söylemeyelim,
yolları açık olsun Bade ve Murat’ın.
Hayat senden umudunu kesmemiş demek komple
Bölümün en net hareketi Faruk’un Halim’le işbirliği
yaptığını Adem’e söylemesiydi. Şimdi diziden tek beklentim, herkesin birbiriyle
barışması ve suçun bu videoya dünyadaki herkesten daha fazla anlam yüklemiş
olan İpek’e kalması. Bakalım Adem kararını hangi taraftan yana kullanacak? İyi
seyirler dilerim.
*Bölüme aşırı yakışan o şarkıdan bir cümle