Ben ona talibim!
Mutluluğu beraber yakalayalım mı Ceyhun?
Hep söylerim ya benim bu dizinin en sevdiğim yanı operasyonlarıdır. Hele de ince işlenmiş ve tüm bölüme yayılmış operasyonlar benim canımdır. Son bölümlerde ince işlenen sık dokunan operasyonlar izlemez olduk. Bu bölümde ise çok keyifli bir operasyon izledik. Evet, operasyon çok iyiydi ve ayrıntılardan zevkle bahsedeceğim ama oraya gelmeden önce kafamın içinde dönüp duran soruyu sizinle paylaşmak istiyorum.


Vicdanının sesini dinle bak ne diyor?

Nevizadeler’i neden sevdik? Biz pis işler yapan bir hırsızlık çetesini sevmedik. Biz vicdanları yollarını aydınlatan, kötüden alıp iyiye veren ve en önemlisi de bu operasyonları bir amaç uğruna yapan çeteyi sevdik. Gelin görün ki işin rengi değişti. Geçen hafta Greta istemediği halde sırf Firuz Efendi öyle istiyor diye zorla gönderildi. Bu hafta şartlı tahliye olan bir adam yine sırf Firuz’un işini bozuyor diye tekrar hapse gönderildi. Peki, nerde kaldı bizim vicdan nerde kaldı bizim adalet? Diyeceksiniz ki ne yapsın adamlar kendi paçalarını kurtarmak için Firuz’un dediklerini yapmak zorundalar. Haklısınız ama benim derdim hikâyenin gidişatıyla ilgili. Bizim hikâyemiz bu şekilde devam etmemeliydi. Yine güzel operasyonlar izleyecektik ama vicdanımızın sesi kulaklarımızda ve bir amaç uğruna yapacaktık o işleri. Hikâyenin gidişatından hiç memnun olmamakla birlikte bu güzel bölüme haksızlık etmeyerek değerlendirmemi yapacağım…

Gelelim çok sevdiğim operasyona… Çetemizin görevi şartlı tahliye olan Muammer Coşkun’u (Ruhi Sarı) tekrar hapse göndermekti. ‘Öfke kontrol sorunu olan biri nasıl suça teşvik edilir’in adeta kitabını yazdı Nevizadeler. Herhalde ekibimizin en çok zorlandığı operasyon bu oldu. Şartlı tahliyesini yakmayacağına yemin etmiş Muammer’i öfkelendirmek için kılıktan kılığa giren ekibin bu muhteşem operasyonunu fotoğraflarla yorumlamak istiyorum. Buyurunuz…


Muhteşem ikili hamamda!

Vol.1
Tehlikeli bir denemeydi maazallah kurnadan musalla taşına keskin bir geçiş yaşanabilirdi… Yahu adam hapisten yeni çıkmış, özgürlüğün tadına bile henüz varamamış, önce bir yıkansın paklasın, gevşesin adam, nereye sinirlendiriyorsunuz?


Bize her yer sahne, her araç mikrofon!

Vol.2
Konumuz pazarlamacılık. Bir dönemin meşhur furyası elektrik süpürgesi tanıtımı ayağına Muammer’in evinin altından girip üstünden çıktılar ama nafile adam sinirlenmiyor arkadaş!


Ferdi'nin bir kıro tarafı var içinde

Vol.3
Sesiyle beni kendine hasta eden Ferdi en kıro en maganda haliyle bile Muammer’i sinirlendiremedi!


Anahtar sözcük: Limon!

Vol.4
Muammer’in sevgilisine yürüdüler olmadı, bacısına yürüdüler olmadı, erkekliğini dillerine doladılar olmadı, Bahadır’ı sarhoş edip saldılar üzerine yine olmadı! Bu adam sinirlenmiyor dostum! Taş olsa çatlardı ama söz konusu özgürlük olunca insan kendini tutuyor demek. Ekip biraz dikkat etseydi eğer bu sahnede anlayacaklardı işin bir limonla biteceğini ama anlamadılar.
Son kozlarıyla komşuculuk oynadılar. Karlos ve Yaren muhteşem bir makyajla yaşlandırılmıştı ama o emek karşılığını görmedi bence. Bu sahne Karlos ile Yaren üzerinden gitmeliydi ama maalesef Ferdi ve Derya’nın kötü tiplemesi üzerinden gidildi. Operasyonda eleştirebileceğim tek nokta budur. Bir türlü sinirlenmeyen Muammer Tuncer’e bile baygınlık geçirtti ve bu sayede mucizenin küçük bir dilim limon olduğunu anladılar. Limon tiki ciddi problemdir ve sonucu öfke patlaması oldu malumunuz.


Mutlu son?!?

Ekibimiz amacına ulaşıp Muammer’i polise teslim ederken olayın peşinde olan Esra-Ceyda kardeşler ah pardon Esra-Ceyhun kardeşler de şans bu ya yine trafiğe takılmışlardı ama Ferdi -yorum dahi yapmaya gerek görmüyorum- çok sevdiği Ceyhun’la olay mahallinde burun buruna gelmeyi yine başardı. Tebrikler çocuğum, bir Firuz sanılmadığın kalmıştı, bakalım bu sefer nasıl sıyrılacaksın işin içinden.


It's Maşuka ruleeeez!

Yukarıda bahsettiğim sorunu bir kenara bırakarak şunu söyleyebilirim ki sevdiğim tatta ve gerçekten çok eğlendiğim bir operasyon izledim. Operasyon dışında ise benim bir derdim de Bıyıkoğlu ailesiyle ilgili. Nevizadeler buradan size sesleniyorum şu aileyi üzmeyin! Ben kıyamıyorum onlara ve onları üzgün görmeye de dayanamıyorum. Canım Şehri’m bu hafta gelinlik macerasına atıldı. Ceyhun’un annesinin bu telaşı karşısındaki bakışı gözümün önünden gitmiyor! Ana oğla üzülmem yetmiyormuş gibi bu hafta Maşuka’da aralarına katıldı. Kandemir’e yaptığı efsane şov programı bir yana Kandemir’e gösterdiği anlayış beni bitirdi. 


Tıpkı hayallerimdeki gelinlik!

Ceyhun daha fazla üzülmesin, ben ona talibim buradan açıklıyorum! Maaşı, sigortası var, evi de vardı bir zamanlar -sahi ona ne oldu?- e daha ne olsun? Şehriban’dan da iyi kaynana mı bulacağım hem gelinlik de okey benim için sonuçta ortada bir vasiyet var, başımla beraber. Gelin başımı da Maşuka’ya yaptırırım oh mis! Yeter ki onlar artık üzülmesin…

Dopdolu ve eğlenceli bir bölüm izledik. Uzun uzun bahsettiğim gibi şahane bir operasyon izledik. Maşuka’dan on bin kaplan gücünde muhteşem bir şov izledik. Şehriban’ın gelinlik macerasında kahkahalara boğulduk. Arada da bizim aşıkların ufak kaçamağında soluklandık. Yalnız kanepecilik olayı hoşuma gitmedi. Şömine-battaniye-sevgili üçlüsü varken biz yukarı çıkıp uyuyacağız tripleri ve korkutmacılık yerine daha romantik bir sahne olabilirdi. Anlatmalara doyamadığım bu güzel bölüm için emeği geçenlerin emeklerine, yüreklerine sağlık olsun. En kısa zamanda Firuz’dan kurtulup ‘adaletli çalma’ felsefesinde ilerleyecek ama en az bu kadar iyi operasyonlar izleyeceğimiz bölümlere…

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER