İhtiyaç aşkın neresine düşer?

İyice çocuk gibi yaptın kendini :/

Ufak Tefek Cinayetler bu hafta kahramanlarımıza “ihtiyaç” çerçevesinden baktığımız bir bölümle ekrandaydı. Beş kadının da ilişkide muhtaç olmakla ilgili sınandığı ya da ders verdiği durumlarla karşılaştık. Bu hafta da büyük sarsıcı olaylar yerine ilişkileri yaşayış biçimimize ayna tutan bir tema ele alındı. Gelin her hafta evimize misafir olan karakterlerimize bir de bu pencereden bakalım.

Oya gibi en yakın çevresi tarafından zarar verilip yüzüstü bırakılmış biri için kendi ayakları üzerinde durmak çok kıymetli. Kendi gücünü ve tek başına varolabildiğini sürekli kendine kanıtlamak zorunda gibi. Fakat Serhan’ın “Sen bırak ben hallederimciliği” Oya’yı giymek istemediği bir rolle baş başa bıraktı. Önündeki örnekler Pelin ve Merve gibi sırtını varlıklı güçlü erkeklere dayayıp keyif çatan kadınlar olunca konuyla ilgili duruşunu sertleştirmesi kaçınılmazdı. Açıkçası bu anlayışla karşıladığım sertleşmeye, havuzdaki ergenlik atağı dahil değil. Çünkü “Sevgilin olurum ama eşitiz.” demenin yolu maalesef yüzme yarışı değil Jinekolog Doktor Oya Toksöz.

Serhan-Oya çifti içinde bulundukları durumla ilgili iki ayrı uçta tavır sergiliyor. Birisi birlikte olmanın karşındakinin sorunlarını da sahiplenmek ve o çözümlere ortak olmak anlamına geldiğini bilerek hareket etmeye, onun için hayatı kolaylaştırmaya çalışıyor. Fakat ortak olmak birlikte çabalamak demek, diğerini yoksayarak iş halletmek değil elbette. Hele bir de otel sahibine “Üstünü ben öderim” tadında maddi güç kullanarak bulunan bir çözüm karakter sahibi her kadını rahatsız eder. Tabii ki çiftler birbirine maddi manevi destek olabilir ama bunu yaparken icazet almak da adettendir. Önce bir sor bakalım o senden yardım talep ediyor mu? Adam tüm kaynaklarının hunharca sömürülmesine alışık olduğundan, böyle bir duruşa yabancı zaar.

Google>nasıl yaralı kuş olunur>enter

Serhan bu uyuşmazlıkla beraber galiba ilk defa değişmek zorunda kalacak. Merve ne yaparsa yapsın belli sınırlar içinde bildiğini okuyan ama hiçbir duygu alışverişi yapmadan etrafta dolaşan biriydi. Şimdi adamımızın karşısında başka tip bir kadın var. Aldığı gibi vermeyi de bilen ama kendi bütünlüğünü korumak isteyen bir kadın. Merve ancak “yaralı kuş” taklidi yaparak Serhan’ı yanında tutarken Oya Serhan’ın kanatları altına girmeyi reddediyor.

Esas kızımızın konuya bakışı ise anlaşılır ama bana göre yine de keskin. Hayatta herkesin becerileri sınırlı, yapabildiğimiz ve yapamadığımız şeyler var bunda hemfikiriz. Oya da bunu bilmiyor olamaz ama o daha ziyade talep etmediği bir yardımın gelip onu bulmasından rahatsız. Fakat bu rahatsızlığını daha sakin ve uzlaşmacı bir yolla dile getirse Serhan onu ezip kırmak isteyecek bir adam asla değil. Asıl mesele şu; Sarmaşık kadınlarına benzemek Oya’nın en büyük kabusu. O yüzden müdahale kabul etmeyen çelik gibi bir profil çizmeye çalışıyor ama bu da sıkıntılı. Oya'cığım, her başın sıkıştığında gidip Edip’ten yardım istemedin mi tatlım? Edip dikkatini dağıtarak sana turşu suyu içirmedi mi? Hepimiz reklam arasında turşulara koşmadık mı? Bunlar hep yaşandı canım benim. Böyle alışverişler her türlü insani ilişkide var, aşkta niye olmasın? Aşık olunca türümüz değişmiyor ki hala insanız.

Her şey bir yana; şu ilişkinizdeki alan-sınır çatışmalarına girmeden azıcık daha birbirinizi sevseniz ölür müydünüz demekten kendimi alamıyorum. Yani bunlar derin konular, daha oturup beraber bir film izlemediniz, tatile çıkmadınız değil mi ama?! İki tane keçi ancak kafa tokuştursunlar. Azıcık sakince iletişmeyi öğrenin de orta yolda buluşun canlarım benim, olmuyor böyle.

Pelin Merve'liği deneyip başarısız olunca bir de Oya’yı Merve yapmayı deneyeyim dedi. İkinci adamlığın ona daha uygun bir pozisyon olduğunu kavradı sonunda. Elindeki kozun ağırlığı o kadar fazla ki Oya’yı şantaj yaparak ordan oraya sürüklemeyi başardı. Garibim Oya kaç cephede savaşıyor belli değil. İlişkisindeki güç dengesiyle mi uğraşsın, saklamaya mı çalışsın neyi nasıl yapsın bilemediği bir dönemde. Nitekim Pelin’in babasıyla yedikleri yemekte artık bunların hepsinden çok bunalmış olacak ki biraz da şantajdan kurtulmak için Serhan’la yaşadıkları aşkı açıkça inkar etti. Sen değişim sancılarını çekedur sevgili Oya, atı alan Üsküdar’ı çoktan geçti.

Serhan bitirici team

Serhan’ı mahvetmeye yeminli iki deli fişek olarak buluşan Merve ve kayınvalidesi, acaba ne yapsak da adamı biraz daha mağdur etsek diye kafa kafaya verdiler. Evladını yıllarca ihmal ederek Merve gibi bir kadına karşı savunmasız bırakan anne, işbirlikçisini kaybetmemek için yardım talebini seve seve kabul etti. Oğlunun zayıflıklarını iyi tahlil etmiş biri olarak onu en kolay vicdanından yakalayacağını söylerken acaba oğlumun evi terk etmekte haklılık payı var mı diye düşünmedi bile. Çünkü bencillik bunu gerektirir. Aldığı ipucunu hastalıklı bir planla devreye sokarak Serhan’ı suçluluk duygusuyla baş başa bırakan Merve’ye de helal olsun. Ne yaptı etti adamı geri döndürmeyi bildi. Ama benim tanıdığım Serhan bu işi kurcalar. Aklını kullanır ve işin doğrusunu öğrenir. O zamana kadar bu durum Oya ve Serhan’ın sorunlarına tuz biber olup aralarındaki mesafeyi daha da açacağa benziyor. İlişkilerin içinde artan gerilimleri seviyorum aslında, çoğu zaman çiftleri birbirine daha kuvvetli fırlatan bir yaya dönüşüyor. Bizimkiler adam akıllı oturup konuşabilse her şeyi çözecekler aslında ama henüz sağlıklı bir iletişim dili geliştiremediler.

Hipotermi müdahalesinde hayat öpücüğü var mıydı?

Arzu ve Burcu bu hafta Dar Alanda Kısa Paslaşmalar yapmaya mecbur kaldı. Mehmet delicesine özleyip dönmek istediği eski eşiyle başından atamadığı yapışkan sevgilisi arasında mekik dokudu. Her fırsatta Arzu’ya olan özlemini kanıtlamaya çalışsa da Burcu’ya net bir söz söylemediği her gün ömründen on sene gidiyor. Sen ayrılmak istediğini söyleyecektin, Burcu da paşa paşa kabul edecekti değil mi Mehmet? Tırnaklarıyla kazıyarak geldiği bu tektaşlı metreslik mertebesini kolay bırakır mı sence? Kanının son damlasına kadar savaşacak o para ve statü için. Nitekim hamilelik kartını oynadı bile. Bence iyi de oldu. Mehmet sonsuza kadar bu fırsatçı kadının elinde sürünebilir, hiçbir itirazım olmaz şahsen. Lakin Arzu iki haftadır Mehmet’in elinde çaresizleri oynuyor, o işi ne yapacağız bilmem. Zor durumda kalıp adamın omzuna sığındığı her an gardı biraz daha düşüyor. Dik dur eğilme Arzu! Hafızanın ve midenin sana hatırlattıklarını görmezden gelme şekerim.

Önümüzdeki salı günü için kendimizi Merve’nin zafer naralarına ve Oya’nın delirişine hazır edelim derim. Bakalım birbirlerinden mahrum kalan sevgililerin hali ne olacak? Bence artık bu arkadaşları her şeyin masaya yatırıldığı sağlam bir kavga paklar. Gelecek hafta görüşmek dileğiyle, hoşçakalın.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER