'Bu savaşa mağlup başlamayalım.' 'Biz mi?'
İstanbullu Gelin’in son birkaç bölümünde nispeten düşük bir tempo var sanki. Farkındayım; Esma Sultan alev saçan kulübelerden kurtuldu, Süreyya Can’ın kendisine aşık olduğunu Begüm’e söyledi, Senem suşi yerken tektaş yutayazdı, böyle bakınca aksiyona doymamışız gibi durabilir ama öyle değil işte, eksik bir şey var sanki. Yine de kötüydü demiyorum tabii ama beklentimin altında diyebilirim.

33.bölümde en sevdiğim sahne yine Süreyya ve Esma arasında geçen konuşmaydı. Elinde mis kokan çiçeklerle Esma’nın yanına gelen Süreyya, aynı safta olduklarına nihayet inandırdı Esma’yı. ‘Ben sizin Faruk’la aramızda olanları hiç anlamadığınızı düşünüyordum ama meğer anlıyormuşsunuz, eksikliği yüzünden bu kadar hırçınmışsınız’ sözleri nasıl da tam tarifiydi Esma Sultan’ın. Aslında söz konusu özellikle kadınlar olduğunda tüm mutsuzluk ve hırçınlıkları aşksızlığa bağlama konusu canımı çok sıkar, erkek egemen toplumun net bir tabiridir bu benim gözümde. Bir kadının öfkeli olmak için bir milyon sebebi olabilecekken bunu hayatındaki aşk (hatta çoğunlukla evlilik) eksikliğine bağlamak kolay ve yersizdir. Süreyya’nın sözlerini yaşanmış bir olaya bağladığını bildiğim için bu söylediklerimden ayrı tutuyorum elbette, sadece yeri gelmişken bahsetmek istedim. Süreyya ve Esma bu kadar iyi anlaşmaya başlamışken Esma ilk fırsatta Süreyya’yı yarı yolda bırakırsa onu kınar ve ona laflar hazırlarım, bunu da şimdiden belirtmek isterim.


Sebebi neydi ki bunun?

Bölümde en sevmediğim kısım ise Osman’ın Burcu’ya bir şans vermeye karar verdiği an oldu. Esma Hanım’ın yanan kulübeden çıktığı haberini Burcu ile ayrılık konuşması yapmaya karar verdiği sırada alan Osman’ın ertesi gün Burcu’ya sarılmasına anlam veremedim. Burcu’yu hiç sevmediğim bir sır değil ama kendi hislerimden bağımsız anlamaya çalıştım Osman’ı. Annesinin hastanede olduğu sırada Osman’a destek olması desem, eve gelip mutfaktan getirdiği kuru pastaları tabaklara tıkıştırması, Osman gece karbonhidrat yemesine diye ince görmesini pek destekten sayamayacağım. Kitap okumadığını ve şimdiye kadar istediği her şeyi elde ettiğini itiraf etmesinden zaten bahsetmek bile istemiyorum. Yangın Osman’da hayatın kısa olduğu ile ilgili bir şeyler yaktı ve bunun sonunda kendini zorlayarak da olsa hayata karışmaya karar verdi diye düşünüyorum, bakalım ne kadar dayanabilecek Burcu’ya?


Happily ever after mı? 

Gelelim ne hissettiğimi tam da kestiremediğim bir kısma; Akif’le Senem’in yüzük sahnesine. Akif ve Senem’in aşırı karikatürizeleştiği anlara moralim bozuluyor açıkçası, suşi yemeye gidip suşinin içinde yüzük yutmanın eşiğine gelmek de o anlardan biriydi. Bir kere dizilerde suşi yemeye gitmenin akla gelen ilk şaka olması çok saçma ve İstanbullu Gelin gibi inceliklerle dolu bir dizide bunun olmasını istemezdim. Senem’in nasıl suşi yiyeceğini bilememesi, tüm yutuluyor diye düşünüp meğerse içinde yüzük olan suşinin boğazına takılmasına gülmedim, ikisi evlenecek diye mutlu oldum sadece. Senem’in Süreyya ile eşzamanlı hamile kalıp bebek büyütme ihtimali ise hoşuma gitmiyor değil. Senem’in Süreyya’nın ailesinin kazası ile bir ilgisi, gizlemeye çalıştığı bir şeyler vardı bir ara, o geldi aklıma geçenlerde. Onları sildik galiba, geri dönmeyeceğiz oralara. Bence problem değil, Akif’le mutlu olsunlar dilerim.


'Ne demek Can bana aşık?'

Şaşırdığım anlar da oldu bölümde. Begüm’ün tüm mimiklerine rağmen Süreyya’nın entrikacı bir insan olmadığını bilecek kadar sağduyulu bir insan olması hoşuma gitti mesela. Gel gör ki Süreyya’nın yemeyip içmeyip Begüm’e koşup Can’ın hislerinden şüphelendiğini söylemesini çok da mantıklı bulmadım. Biliyorum zor ama gerçekten bir tehlike görüyorsa bunu Faruk’a söylemeliydi. Begüm’le aralarında dev bir yakınlık olsa yine anlarım ama o da yok. Şimdi bu konuşmayı öğrenen Can da Süreyya’nın kendisine aşık olduğuna inandı hayal dünyasında, al başına belayı. Süreyya bebişime laf söylemem ve söyletmem normalde ama burada bir miktar hata yaptı.

Esma’nın tüm cesaretini toplayıp Faruk’a gerçekleri anlatmasıyla biterken bıraktığımız bölümde bakalım önümüzdeki hafta neler olacak? Ben Faruk olsam Süreyya’ya dev bozuk atarım baştan söyleyeyim. İyi seyirler dilerim. 


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER