Yemeğin dibi yandı herhalde, bu koku da ne?
Hayat Sırları, en güzel finalini yaptı bu hafta. Gelecek hafta için çok heyecanlandım. Bunda Seher’le Burak’ın artık bir arada olacak ve günden güne yakınlaşacak olmalarının etkisi büyük olsa da ilk bölümde bende beklenen etkiyi yaratmayan Tekgöz’ün İnci’yle diyalogu da sevindirdi. İnci, ne yapacak da o kadar parayı bulacak? Parayı bulursa Tekgöz’ün istekleri bitecek mi? Bulamazsa bir sonraki hamlesi ne olacak? Tüm bunlar merak sebebi.

Cınım ağlatmasanız mı acaba?

Özel bir paragraf açmak istediğim bir konu daha var. Kemal ve Banu… Kemal’i üzmeyin tamam da Banu’yu da üzmeyin. Evlenmiş, boşanmış, hayallerine tutunarak hayatına devam etmeye çalışan bir kadın Banu. İlk bölümde ne kızmıştım Banu'ya ama çok yaralıymış meğersem o da. Zengin ve hoyrat babasının tutumu can sıkıcı ve bir o kadar da tanıdık. Bu ülkede böyledir bazı şeyler. Kadınla erkek arkadaş olamaz. Bir aradalarsa mutlaka başka niyetleri vardır. Ortak hayallere sahip olamazlar asla. Zordur bu ülkede arkadaş kalmak ve daha da zordur kadın olmak. Banu’nun çok mutlu olmasını, hayallerine uzanmasını istiyorum; tabii lütfen Kemal’i üzmesin ve istemediği şeyler yapmasını istemesin. Ama Banu, ışık olsun, umut olsun… Sonra neden seviyorsun deniyor ya, bu yüzden seviyorum.

Kalbi sıkışan bir adamın, en olmadık tepkileri sanki dünyanın en normal olayıymış gibi verebilmesini seviyorum bir de. Bu durumun yapaylıktan çok çok uzak oluşunu, karaktere ve dahi hikayeye ustalıkla yedirilişini. Başka bir hikayede sakil durabilecek o anlık tepkinin kalbi ferahlatmasını.

Sabah kahvaltıda ne yesek Seher?

Peki Banu’nun babası, köydeki muhtar, Ayşen’in avukatı neden bu kadar yapay? Tam “Vaayy!” diyecekken ortada görünerek enerjimi düşürüyorlar. Ufak tefek aksaklıklar olur elbet ama Banu’nun babasına yeteri kadar kızamadığımı fark ettim izlerken mesela. Çünkü yoldan geçerken baba olası gelmiş gibiydi karakter.

Bir de umarım Tuba kenarda köşede durmaz. Ya gerçekten can yakar ya da yoldan çekilir. Ayşen’in piyonu olacaksa gölge etmese de olur.

Sözü bitirirken en başa dönmek istiyorum bir de. Ayşen'in sırf Seher'in canını yakmak için o kadar kişiyi sokağa atmak istemesi klişe fakat iyi çalışan bir klişe. Mustafa-İnci-Ayşen üçgeninde kurulacak çatışma bir yandan güldürecek olsa da Ayşen'in Tekgöz olayına da karışmasını istiyorum aslında. 'Yaşasın kaos!' da diyebilirim. Nihayetinde hikayenin çatısında yer alan Tekgöz iki görünüp kaybolmayacağına göre diğer karakterlerle de bir şekilde bağ kurmalı. O sahnede ve sonrasında, hatta öncesinde de Melek'i keyifle izliyorum. Aşırı gerçek bir karakter. Tepkileri, fesatlıkları, korkuları, çekinceleri, istekleri... 

Ve Kuzgun kardeşler, attığınız kahkahalardan öperim! Lütfen çok gülün, her geçen bölüm daha çok gülün. Böyle sıcacık bir kardeşlik hikayesi görmeyi özlemiştim, iyi ki geldiniz.

Emeği geçen herkesin emeklerine sağlık…Reyting deneklerinin yüzlerinin güldüğü bir Çarşamba, Hayat Sırları ekibinin yüzünün güldüğü bir Perşembe’ye dönüşür umarım. Güzel bölümdü, aşırı keyifsiz oturduğum koltuğumdan keyifle kalktım.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER