Siyahı beyaz, beyazı
siyah gösterendir aşk; hangisi uyarsa meşrebinize. Ve siyaha beyaz, beyaza
siyah dedirtebilendir. İster zıtlıkların çekimi deyin, ister büyük aşklar
nefretle başlar, daha ilk saniyede aşktır o, aşksa eğer. Ama adını koymazsınız,
temkinli olmayı öğrenmişsinizdir bir kere. Adını koymayınca yaralanmam,
incinmem, incitmem sanırsınız. Olsun. Adı olmasın, rengi gizlensin, aşktır o,
vardır. Mesafe alırsınız uzanıp dokunur, kaçarsınız yakalar, yok sayarsınız
dilinize dolanır. Siyahınızı beyaz, beyazınızı siyah ve dahi tüm renklerinizi
ebruli yapmadan bırakmaz. Grilerin kuşağında rengarenk can bulur hayat. Griler
aşkına!
Hoş geldiniz, ne iyi
ettiniz de geldiniz, çok beklettiniz ama gelişinizle buna değdiniz!
Bu iki kadının
kalemini sevdiğimi ilk söyleyişim değil, ama bir kez daha söylemekte sakınca
yok. Onların dolambaçlı hikâyelerini, başka başka hikâyeler taşıyan
repliklerini, bin bir yere uzanan karakterlerini, siyahı beyaza, beyazı siyaha
bulamalarını seviyorum. İpuçlarını aramayı, onlarla tahminler yürütmeyi,
teoriler kurmayı seviyorum. Bir solukta izlemedim bölümü, ama hikâyenin
durağanlaştığı yerlerde ipuçlarının izini sürdüm ben de. İşte, en çok da bunu
özlemişim!
İbrahim Çelikkol'u bu yıl ekranda göremeyeceğiz galiba diye dertlenirken gelen
en güzel haberdi kalemini sevdiğim bu kadınların işine imza atmış olması. İlk
bölümde robottan farksız bir Ferhat izlediğimize bakmayın, flashback
sahnelerinde ve özellikle de son sahnede gördük ipuçlarını; mahkeme duvarı
suratlı bir Ferhat izletmeyecekler bize haftalarca. Köpeğiyle iletişiminde de
gördük sevmeyi bildiğini, gülümseyebildiğini. Önce rol yaparak başlar, zamanla
güvenmeyi yeniden öğrenen bir adam olur o da şüphesiz.
Partner olarak Birce
Akalay adını gördüğümde pek mutlu olmamıştım, yalan yok. Şimdiye kadar hep
donuk bir kadın olarak izledim onu ekranda. Tanıtımları izledikçe (kaçar kez
izlediğimi sormayın^^) alıştım varlığına. Bölümü izlerken de hiç batmadı
gözüme. Rolün gerektirdiği hareketlilik onun donukluğunu ya da benim
huysuzluğumu eritir zamanla, umutluyum.
Bir de Ece Dizdar
var heyecanımı yükselten, bir türlü uzun uzun izleyemediğim. Güzelliğinin
arkasına sığınmayan, bunu bir yük gibi de taşımayan. Şekilden şekle, kadından
kadına, hikâyeden hikâyeye hiç falso vermeden geçen. İdil ismi de güzelliğine,
zarafetine öyle yakışmış ki. Dilerim alanını dar bırakmasınlar, çeşit çeşit
İdil Yaman izletsinler bize.
Hikâyenin ucundan
tutulacak birçok kolu, ardına düşülecek çokça sorusu var. Yalnızca gelecek
bölümü değil, gelecek haftaları, karakterlerin geçmişlerini ve geleceklerini,
siyahla beyazın karışmasını, aşkın doğumuna, çilesine, acısına ve tutkusuna
tanık olmayı bekliyorum. Namık'ın Ferhat'ın babası olduğunu ve Cüneyt'in
Adem'le işbirliği yaptığını önce ima edip sonra açıkladılar. Ve belli ki bunların sonu gelmeyecek. Gülsüm
kimden hamile, Yeter-Handan geriliminin sebebi ne, İdil'in o anlayışlı,
dirençli halinin arkasında ne var, Yiğit'in kazıdığı boyaların altından neler
çıkacak, Ferhat biyolojik babasını öğrendiğinde neler olacak, Aslı bu evliliği
abisine ve çevresine nasıl açıklayacak ve benzeri birçok soru var elimizde.
İzleyeceğimiz şeyin
ilk görüşte aşk olmamasına çok sevindim. İnsanlar birbirini tanımışken,
duvarlarını yükseltmişken, uzak durmaya çalışırken çakan kıvılcımları daha
değerli bulur, izlemeyi de daha çok severim. İlk görüşte çakmayan şimşeğin ilk
bölümde çakmayışına da bir o kadar sevindim. Kıvılcım avcılığı yapmayı nasip
ederler inşallah bana!
Ferhat'ın siyaha
dönüşmesini, Ağustos sıcağında siyah deri ceketinden vazgeçmeyecek kadar karaya
çalmasını şaşkınlıkla izledim. Ardındaki hikâyeyi daha fazla bilmeye
ihtiyacımız var elbet, ama iyiden kötüye geçmenin kolaylığını, kötüden iyiye
geçmeninse meşakkate katlanmayı gerektirdiğini gördük. Bunun karşılığında
Aslı'yı bembeyaz, saf, naif bir karakter olarak çizmemelerini de sevdim. Ferhat'ın
yanında durunca Aslı beyaza yakın elbet; ama kafası çalışan, sorgulayan bir
kadın var önümüzde. Buradan gidilecek yollar daha çok çekiyor ilgimi.
Bize daha çok
Ferhat'ın hikâyesi gösterildiği için repliklerde altı çizilen duygusallığını
pek göremedik Aslı'nın. Ama aşka direnirken hatırlatacağım duygularının onu hiç
yanıltmadığı iddiasını. ^^
Dolayısıyla siyahın
ağarmasını değil de gride buluşmayı izlemeyi umuyorum.