Bir an duruşu gibi, ömrün gidişi gibi
Diziyi yayın gününde izlemedim bu yüzden twitter'da cuma akşamı Kalp Atışı izleyenlerden ne olduğunu öğrendim. Ön yargı oluşturdu, izleme sürecini uzattıkça uzattım açıkçası. Bahar'ı çok sevmeye başladık, karakter öldü. Tabii ki hiçbir şey senaristin veya oyuncunun keyfiyle olacak iş değildir, biz sadece ekranda gördüğümüzü yorumlarız kalanı bizi ilgilendiremiyor bir noktada. Ege Kökenli'ye 10 haftalık Bahar Tunç macerası için teşekkür ederiz, yolu açık olsun.. 

Ali Asaf...

Son sözleri bu oldu. Gerçekten seviyormuş, dedim. Yazarken bile tüylerim diken diken oldu. Bu kızın suçu neydi şimdi de sevilmedi? Sevgisini gösterdi, başkalarına zamanında kötülüğü dokunmuştur tamam da Ali Asaf'a en ufak bir zararı olmadı. Evet esas kız ve esas oğlan çift olur, kalanı düşmanımızdır. Körün ölüp badem gözlü olması da değil bu durum, Bahar'ı iki haftadır övüyorum. Kıyamadım ne bileyim.. Fatih'e de kıyamadım. Bir türlü açılamadığı kadın gözünün önünde can verdi. Morgda bile yanında bekledi... Yok ben kesinlikle imkansız aşklar için yaratılmamışım. İnşallah herkesin sevdiği de onu sever. Bu yazıyı okuyan herkes sevdiğine kavuşsun. 

Siz Türkçe anlamıyor musunuz, adam ölecek diyorum!

Evet, bu olay da çok ses getirdi. Hep kurduğum cümlelerin olası hatalı diziliminden, yanlış yerde yanlış kelimeyi kullanmaktan ötürü, bu tür hassas mevzularda yanlış anlaşılmaktan korkarım. Bu yüzden bu özel istihbaratçı ile ilgili konuya değinmemeyi düşünüyorum ama ülkenin en zengin iş adamını getirin, ne bileyim ülke hakkında söz sahibi olan önemli biri olsun, üniformaya saygı duyar.  Gelen geçen özel harekatçı azarlıyor. Hadi ya... Aynen güçlü, kimseye boyun eğmeyen Eylül.. Aynen mesleğini her şeyin önünde tutan idealist Ali Asaf.. Öyle, değerleri olan ve bunlara kayıtsız şartsız bağlı kalan biri sayılmam ama bu ülke için hassas konuların ne olduğunu ve neyin tepki çekeceğini biliyorum. Romantik, yer yer komediye de kaçan bir dizide neden böyle sahneler olur ki? 

Bir yere gitm... 
Bir yere gitmiyorsun, tamam mı?

Bölümün en iyi sahnesi, bu küçücük Oğuz monologuydu bence. Sesin çatallaşmasından bile o duyguyu aldık biz, ah bee! Hayallerimiz vardı, OğBah dedik. Olmadı be canım okur arkadaşlarım.. Ali Burak Ceylan bana da "Vazgeçmeyeceğiz, bugün burada benimle kalıyorsun." desin, öleceğim varsa da dirilmezsem eğer... 

O çatıdaki kadın, benim bu hayattaki her şeyim. 

Az önce görev başındaki bir özel istihbarat komutanı (Adı umarım tam olarak budur.) yumrukladığın için hapis cezası alabilirsin Ali Asaf, şovunu başka zaman yap. Kime ne senin Eylül'e olan aşkından yahu! Ben komutan olsam kapıları, asansörleri açacağım varsa da inatla açmazdım. Dizi 2 yıl daha zaman atlasın ve Ali Asaf 2019'da başkanlığa adaylığını koysun. İki sinirli bakış, birkaç hızlı derin nefesle halledemeyeceği iş yok. 

Ali Asaf Denizoğlu, bu yaptığını asla unutmayacağım!

Sinan'dan bir intikam meleği yarattınız. Karakter şaptı, şeker oldu. Düşünüyorum, acılı bir baba olarak o katilin ölmesini istemesi hakkı ama doktor olarak da Ali Asaf'a hak veriyorum. Mesela ben gelecekte bir psikolog olacağım. Bir seri katil danışanım olsa acaba ihbar mı ederim yoksa onu iyileştirmeye mi çalışırım? İhbar etmesem, bilgilerini bildiğim için beni de öldürebilir, etsem mesleki ahlakıma aykırı. Amaaaaan, kimse bu durumlara düşmesin. Zaten bir dizi senaryosu içinde değilseniz kimse böyle şeyler yaşamaz. 

Bütün bu olanlar benim yüzümden mi oldu Ali?

Cevabı ben veriyorum, evet. 

Notlar:

1) Bir tümörüm olsa, adını Kalp Atışı 10. Bölüm koyardım. Bir Allah kulu da demedi ki tamam, gel kafanın içindekine bakalım. Gerçekten, en baştan "Bir mr çekelim gel." deseydiniz bunlar olmayacaktı. Tümörmüş. Mesela ameliyattan sonraki Hakan'a da kıyamadım. Bu bölüm kıyamadıklarımın bölümü oldu. Vicdanım Hakan suçlu demiyor işte.  Yazık oldu. 

2) Sinan'ın sevgilisi Melda, Sinan'ın hayatındaki iki kadın da ölsün, Eylül'e iyice düşman olsun diye mi diziden durduk yere çıkarıldı bunu cidden çok merak ettim. 

3) Çatıdaki polis ölse ne olur, ölmese ne olur? Bu kadar kaos içinde Eylül Ali Asaf için bir iki güzel laf etsin diye yazılmış, sakız gibi bir sahne olmuş. 

4) Bölümün özel alkışı Başar Doğusoy'a. Saldırganın karşısında sıraladığı replikler tek seferde mi çekildi bilmiyorum ama ezberlediyse bu harika. Keyifli sahneydi, kendi adıma.

5) Süleyman sen kötülükte Jigsaw, Freddy Krugger, Lord Voldemort'la ne bileyim Joker'le yarışırsın. Torunun ölmüş ve kurduğun cümle bu mu gerçekten: "Engel olamazdın.." 


Bu hafta diziden mutlu ayrılmadım, içim karardı. En son biz kırlara koşuyorduk, şarkılar söyleyip acı biber yiyorduk.. Dizi bu bölümden sonra nasıl bu formuna döner ki? Daha Gökhan Alkan şarkı söyleyecekti falan... Rüyalarda buluşuruz.
Yorumlarınızı bekliyorum, iyi günler hepinize.. 


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER