Madem dizinin bu haftaki etiketi #mucize, ben de
Kumral Ada Mavi Tuna'dan bir cümleyle başladım. “Tanrım, mucizelere yalnızca aptallar mı inanır, yoksa mucizeler yalnızca onlara inananlar için mi gerçekleşir?”
Mucizelere inananlara direkt olarak "Aptal" yaftası yapıştırmak olmaz ama mucize kavramını benim mantığım almıyor. Yani başıma gelen iyi şey ben istediğim için değil, çevremdeki olayların hayatımı şekillendirmesi ile oluyor. Her gün başımıza gelen sıradan tesadüflere büyük anlamlar yüklediğimizde o mucizeymiş gibi geliyor. Çaresizliğimizi bir mucizeyle gidermeye çalışıyoruz, kötü hayatımıza bir anlam kazandırsın diye bu kavramdan medet umuyoruz. Gerçekleşiyor mu? Belki.. Kusura bakmayın ben bardağın boş tarafından bakan ve realist karakterde bir insanım; ama burada amacım sizin keyifli vakit geçirmenizi sağlamak. Neden içinizi bayayım değil mi.. Hadi Senaaaa biraz iyimser olll! Doğmamız ve şu an yaşıyor, bu yazıyı yazıyor olmam, okuyor olmanız bir mucize. Sevmek, sevilmek bir mucize. Euro 2008 Türkiye Milli Takımı mucize kelimesinin direkt karşılığı. Örnekleri çoğaltırız tabii ama bana kalırsa bir şeyleri beklemeyin, kendi mucizenizi kendiniz yaratabilirsiniz. Olmadı, n'apalım ölelim mi? Yaşadığınız hayatı çok sevin ki her gününüz mucize gibi geçsin. Neyse, çok konuşan boş konuşur en iyisi ben dizimizi yorumlamaya başlayayım:
+Ben senin öğrencin değilim artık.
-Biliyorum, değilsin. Sen bir mucizesin..
Ağlamak istiyorum sayın okuyucular. Ne güzel adam bu Ali Asaf.. Şimdi benim anlamadığım şey, Mehmet'in motoruna binip Ali Asaf'ı terk eden Eylül. Bunca güzel söze, iltifata kapı duvar olmaya çalışan yine Eylül. Ne yani, lisede adınız panoya yazıldı diye ömrünüz boyunca resmi mi olacaksınız? Hani öğrencisi değildin Eylül bir sakin ol, doktor coolluğu da bir yere kadar.. Esma "Yıllarca bekledi bu kız." diye ağzından kaçırmasa biz de Eylül Ali Asaf'tan nefret ediyor sanacağız. Bu tavrın sebebini tam kestiremiyorum. Söylediğin gibi Ali Asaf'ım.. Hak ettiğin bu değil.
Sadece kazanacağımı bildiğim kavgalara girerim.
Batman, Superman, Ironman eskide kaldı yeni süper kahraman Eylül Erdem. Tabii ki istemeyiz ama Eylül'ün maceraları hep bu şekilde mi sonlanacak? Hiç hatası olmayacak mı? Başına buyruk davranışları hiç mi canını yakmayacak? Orada biri asistan biri uzman, Eylül'den ayrı iki doktor daha var ve o ortamda matkapla kafatası delmenin yanlış olduğunu söylüyorlar. Ameliyatta hastanın bir yeri yırtılıyor ve daha yetkili birine bırakmasını söylüyorlar. "Hallederim." diyor. Şans devamlı Eylül'den yana ama bir izleyici olarak ben bu durumdan bir süre sonra "Nasılsa Eylül'e bir şey olmaz.." deyip sıkılabilirim, dizinin heyecanı kaçabilir.
Bu arada, kimse bana kızmasın.. Ben Oğuz'u da Eylül'e yakıştırıyorum ne yapacağız? Eylül'e hayran kaldı, ona gülümsedi ve artık onu önemsiyor. Oğuz Eylül'den başka kimseyle olmamalı. İkilinin sahneleri bitsin istemiyorum bu normal mi? Belki de Eylül'ün aşkı onu daha yumuşak bir erkek yapar. Küçük bir istek: buralarda bir yerde Ali Burak Ceylan Fan Club varsa beni admin olarak atayın.
Yazı devam ediyor..