Haydar Efe düştü kaldı, aman başına bir şey gelmesin diyorduk
ki kendisini dizinin başında sağlam halde bulduk. Evet hala hasta ama neyse ki
şimdilik hayatta. E durum böyle olunca plan yeniden yürürlüğe girdi. Kelebek
amca rolünde Üzüm’ün evine girdiğinde tam beklediğim gibi eğlenceli anlar
yaşandı. Aslı ve Ateş’in alttan sis vermesi, Kelebek’in her zamanki gibi
susamayışı… Her zaman diyorum, her zaman diyeceğim gençleri böyle olaylar
içinde bir arada görmek eğlenceli olduğu kadar güzel.
Üzüm sonunda ikna oldu. Bıyığın seyrelmiş dedi, burnun farklı
dedi, öyle böyle derken kabullendi. Hemen de taktı yüzüğünü yaptı
yapılacaklarını gitti Haydar Efe’ye.
Koca sezon boyunca Haydar Efe’yi ilk kez mutlu gördük,
Faryalı’nın araması iyi sonuçlanırsa oğlunu da görürse tam olacak mutluluğu. E
haftaya da düğün dernek var, sonu pek güzel bitmiyor olsa da en azından herkesi
bir süre mutlu göreceğiz.
Aslı ve Ateş’in tüm olanların kıyısında oturup ‘sen benim
evimsin’ konuşması yapması ve kendilerini güvenli bölgeye almaları bir kez daha
içimi rahatlattı. Yeterince derdin, yükün ortasında kalmış bir çift olarak
aralarına artık hiçbir sorunu sokmasınlar istiyorum. Büyükler kendi
ilişkilerini kendileri belirlesin, onlar kaosun içinde kalsalar bile en azından
aşkları kalmasın.
Sen Su'ya düşen en güzel Kelebek'sin!
Su’ya düşen Kelebek’e ne olur? Ölür. bizim Kelebek, Su’dan önce tırtıldı, Su’ya düşünce
kanatları çıktı.
Kelebek, bir kadın en güzel nasıl sevilirse öyle sevdi Su’yu
ya da denedi. Bildiği kadarını, gördüğü kadarını… İki aşık gördü büyürken
biri abisi, diğeri Haydar Efe. İkisi de yüzyıllık hasret sevdiğine, ikisi de
sonsuz bekleyişte. Kelebek aşkın yanına hasreti koydu da öğrendi sevmesini.
Dedi ya o da, zaten biliyordu gideceğini Su’nun. Kaldığı gün kadar tutsun
istedi elini.
Ne güzel anlattı derdini, ben anlaştım kemanınla derken. Seni
bana o getirdi, o ayıracak…
Kelebek asla kendisini kandırmadı, gerçeklerin her daim
farkındaydı tek yanlışı kendisini aşağı görmesi. Yetenek desen onda da,
çalışkanlık desen herkesten fazla, e zekasının da eksik kalır yanı yok… Şimdi
istese şimdi okur o da istediği yerde. Yüzme konusunda burs da alır ama
kendisini o kadar aşağı görüyor, o kadar inanıyor ki Bodrum’dan öteye
gidemeyeceğine, olduğu yerde sayıyor o yüzden. Birinin, mümkünse abisinin,
Kelebek’e her şeyi başarabileceğini söylemesi lazım…
Su’ya git dedi çünkü aşkın başka türlüsünü bilmiyor, çünkü
aşk onun için fedakarlık demek. Aşkta bencillik olmaz, aşk birini kendinden
daha fazla düşünme halidir.
En güzel Su & Kelebek sahnelerinden biriydi, o kadar içten
ve saftı ki. Kelebek kıpkırmızı gözleri ile gideceksin derken tutup ben de
sarılmak istedim.
Anlamadığım tek nokta şu, neden Kelebek seni beklerim demedi?
Ne kadar sürerse nasıl olsa döneceksin ve ben burada olacağım, demedi? Ya da Su
bu ayrılık değil, kısa sürelik görüşememe durumu diye belirtmedi. Bu kadar mı
zor uzaktan ilişki yürütme, tamam her gün konuşamazlar ama 21. Yüzyılda ne
kadar zor olabilir iletişim kurmak? Mektup yazsınlar, güvercin eğitsinler
demiyoruz ki görüntülü arama diye bir şey var, sosyal medya var hepsini geçtim
mail var. Cenaze çıkmış evden gibi davranmak neden? Kimse ölmedi, sadece
taraflardan biri yurt dışına gidiyor. Bir de İngiltere, arada iki saat fark
var. Hadi Amerika olsa derim ki günü aynı zaman dilimlerinde yaşamayacaklar, e
o da yok. Nedir bu kadar yıkıma sebep olan?
Su ve Kelebek korkmayın, uzaktan mesafe ilişkileri de
gerçekten ortada bir aşk, sevgi varsa yürüyor.
Yazı devam ediyor...