Bir de gelinlik giymediğini öğrendik bu bölüm. Ee,
bir dal düğününüzü alırım! Muhakkak gelinlikle görmek istiyorum Nünü’yü. Yalnız
kafamda oturmayan birkaç şey var bu durumla ilgili. Nilüfer, Kurtuluş’a
kaçtığını söyledi. Ama Songül 1.bölümde “Sen neyle evlendin? Seni istemeye
geldiklerinde…” diye başlayan bir cümlesi vardı. Özellikle açtım baktım ve
tabii ki dikkatli izleyici olduğumu söylememe gerek yok. ^.^ Şu durumda,
anladığım kadarıyla, Kurtuluş istemiş, Songül vermemiş Nünü’yü. Öyle
anlaşılıyor değil mi?
Genel anlamda bölümün tadı tuzu yerindeydi. Komedi
sahnelerinde güldüğüm yerler de oldu. Ama en sevdiğim sahnelerden biri,
kesinlikle Onur’un Lale’yi kaçırdığı sahneydi. Helal olsun Lord’uma! (Ben Tarık
Akan’ım sen Gülşen Bubikoğlu cümlesine kalp.) Uzun zaman sonra tekrar
izleyeceğim bir sahne oldu. Elbette Lale’nin “gelmiyorum” tribini sevmedim. Ama
sahnenin enerjisi genel olarak iyiydi ve Onur Lale’yi götürürken, Samet ve
Kurtuluş’un yardımcı olması, arabanın önünde Songül’lere engel olması çok
tatlıydı. Aklıma da, Hayat Bilgisi’nde,
Ortega’nın Barbie’yi düğünden kaçırdığı, misafirlerin korumaları tutmaya
çalıştığı sahne geldi. Evet, galiba yaşlanıyorum. ^.^
Songül’e bu bölüm hiç kızmadım. Tavrından da gayet
keyif aldım. İsteme mevzusunda da, sonuna kadar destekliyorum. Ayol
parmaklarında yüzük bile yok bizimkilerin. Madem baştan başlıyorlar, her şey
usulüne uygun olsun. Neticede Lale’nin isteme zamanında neler yaşadığını,
Pelinsu’nun eve gelmesini, her şeyin formalite olmasını hatırlıyoruz değil mi?
Sanırım, bu kadar şeyin içinde bizimkilerin gönlüne göre olan tek şey,
düğünleriydi. Evlilik teklifi de keza öyle. Ama balayı hiç istediğimiz gibi
olmadı mesela. Onun da telafisini rica edeceğim.
Lale ve Onur bu sefer mutluluğa ulaşabilecekler mi diye düşünürken ben.
Filiz sonunda Betül ve Erol’un ona hipnoz yaptığını
öğrendi. Bu konunun ortaya çıkmasına çok sevinsem de, Erol ve Betül’e hâlâ
caydırıcı cezalar uygulanmadığını düşünüyorum. Erol’un ev işlerine yardım
etmesi, Betül’ün normal bir babaanne gibi torunlarıyla ilgilenmesi anormal ve
ceza olacak bir durum değil ki. Gerçekten onları sarsacak bir şeylere ihtiyaç
var. Evet dizinin entrika ayağı onlar üzerinden dönüyor ama; bizim de içimizi
soğutacak şeyler izlemeye ihtiyacımız var öyle değil mi? Üstelik Erol artık
Filiz’in değerini anlasın yalvarıyorum! Kötülük yapmaya devam ediyorsa da, Filiz’e
olan sevgisinden emin olalım. Onur’a, evlilik terapistine biz de gidelim derken
ciddi miydi acaba? Eğer öyleyse acayip sevinirim. Çünkü onların da gerçekten
buna ihtiyacı var.
Songül, Nilüfer, Nergis, Kurtuluş ve Samet, Onur ve
Lale’nin peşine düşerken, Emir’i kime bıraktıklarını bana bir açıklayıverin
rica ediyorum. Çocuğu ne yaptınız yahu? Komşuya bıraktık derseniz, hiç kusura
bakmayın ama yemem. Birden fırladılar çünkü çiçekçiden. En azından biri
dükkanda kalsaydı keşke ben Emir’e bakacağım diye. Lale ve Onur en baştan
başlarken, Emir’i unutmayıp, konuyu çok iyi ayarlamak gerekiyor. Yani ortada
bir çocuk olduğunu es geçmemeli, her şeyden önce Lale ve Onur’un bakması
gereken bir evlatları olduğunu unutmamalı. Flört etsinler ve birlikte bol bol
sahneleri olsun evet. Ama araya muhakkak Emir’le birlikte zaman geçirdikleri
sahneler de serpilmeli.
Haftaya görüşmek üzere.