Ne güzel sahne!
Melis’in Tarık’a tepkisini anlıyorum. Ben olsam ben de farklı davranmazdım. Şımarıklık ya da çocukluk olarak değerlendirmeyeceğim. Zaten derdi şımarıklık olsaydı teyzesine de o tepkiyi vermezdi. Melis, kırılmak istemiyor. Babasıyla arasında kırgın anların değil, mutlulukların yeşermesini istiyor sadece. Haksız mı? Asla değil. Tarık’ın biraz çabalamasıyla çözülecektir bu konu ama Tarık’ın Bahar ve kızlarıyla ilişkisini dengede tutabilmesi gerekiyor tabii.

Tarık ve kızları arasında artık Seçil tehlikesi yok. Bu saatten sonra Seçil’in aralarını bozabileceğini düşünmüyorum. Fakat hikayedeki işlevinin ne olacağını da çok merak ediyorum. Kızlar teyzelerinin yanına dönse de eskisi gibi kızların beyninin içinde at koşturabilen teyze rolüne soyunamayacak çünkü.

Fiko'nun sözü Sado'nun kalbine elini koyarak vermesi detayı ^_^ 

Bugüne kadar takıma öğüt üstüne öğüt veren Tarık, bu sefer icraate geçti. Baktı ki öğütler bazı durumlarda işe yaramıyor, ders vermeyi seçti. İyi de yaptı. Takımın bazı konularda duygusal değil mantıklı düşünebilmesi lazım. Basketbol sahnelerini izlemeyi seviyorum. Basketbol sahasında verilen dersleri daha çok seviyorum.

Mercan ve okuldaki diğer kızların maça gitmesini de hoşuma gitti. Hatta gelecek maçlarda tam techizatlı gidecek olmaları da beni heyecanlandırdı. İşte görmek istediğim basketbol atmosferi bu!

Bir de Mercan’ın Sibel’den uzaklaşması var ki, miss! Sibel ve Kıvanç neler yapacak göreceğiz fakat Mercan’la aynı şemsiyeyi paylaşan kızın söylediği yalnızlık temalı o laf Sibel’in ciğerini elbet yakacak. Zira yalnızsın Sibel, koluna Kıvanç’ı taksan dahi yalnız olacaksın.

Çok büyük, şaşırtıcı atraksiyonların yaşanmadığı fakat keyifli bir bölümdü. Sevdim. Emeği geçen herkesin emeklerine sağlık!
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER