Tam bir curcuna hakim olur yangın yerlerine. Panik halindeki
insanlar, telaşla ve korkuyla oradan oraya koşturur. Kimi kaçmaya çalışır, kimi
sevdiklerini ve eşyalarını kurtarmanın derdine düşer, kimisi de yangını
söndürmek için çabalar. O can pazarından, o keşmekeşten yara almadan kurtulmak
kolay değildir. Tıpkı aşk gibi…“Aşk,
ateşten denizleri mumdan gemilerle geçmektir.” demiş Şeyh Galib. Ne kadar
istemesen de can yakar yani aşk, eritir eksiltir. Yerine yeni şeyleri koyamıyorsan
şayet, tüketir insanı eninde sonunda. Ama koyabilirsen eğer, daha da o
denizleri çok geçersin.
Kemal ve Nihan’ın aşkı da başından beri, işte bu yangın
yerindeki can pazarı gibi tam bir keşmekeş ve mücadele içinde geçip durdu. Çok
sınandılar, çok zorlandılar, ayrılık ateşinin, aşk acısının ortasından
geçtiler. “Yangınlar yaraladı ruhumu/Çok
gördüm çok acı biriktirdim”* Aşk ateşinin sıcağıyla alazlanmalarına rağmen
mücadeleyi hiç bırakmamalarının sebebi de; kayıplarının yerine, onun acısını
dindirmeyecek, ama başka mutluluklar yaşatacak şeyleri eklemeleri, birbirlerini
hep besleyip yaşatmalarıdır. Nihan’ın nezarethanedeyken Mercan’a söylediği “Beni anlaman için benim kadar sevmen lazım
birini. Benim gibi kadınlar yaşatmak isterler sadece, tüketmek değil. Ben
Kemal’i yaşatmak, kendimi onda büyütmek, onu bende beslemek istedim. Evet,
hatalarım oldu ama bir an bile vazgeçmedim onu sevmekten, vazgeçmeyeceğim de.
Bu demir parmaklıklar da bizi ayıramayacak, bak göreceksin. Bütün bunları
yaşıyorsak illa ki bir sebebi vardır. Şu an karanlıktaysam aydınlık sabaha
uyanacağım içindir.” cümleleri de beni doğruluyor zaten. (Böyle bir aşka ve
sadakate herkes imrenir, benzerini yaşamak ister tabii ama söz konusu aşkın öznesiyle değil elbette. Yani herkes
kendi Kemal’ini bulsun, Mercan Hanım.) Lakin sonsuzluğa uzanan yolda, tükenmeye
ilk defa bu kadar çok yaklaştılar.

Yalnız hep alev aldı buralar. Hem gerçek, hem de mecazi anlamıyla...^^
Belki tesadüftür, belki bilerek yapılan bir şeydir ama bazen
bölümün içindeki bir sahneden veya bir andan, bölümün sonunu işaret
ediyorlarmış gibi hissediyorum. Mesela, Nihan’ın soğuk hava deposunda kilitli
kaldığı 45.bölümde, Nihan içinde bir çift kuş olan kar küresini hüzünle seyretmiş
ve bölümün sonunda da aynı o kuşlar gibi soğuk depoya hapsolmuştu. Bu bölümde
de, en sondaki yangınla ufak çaplı bir kalp krizi geçirdikten sonra bölümün
başına döndüm ve aslında yangının haberinin inceden verildiğini fark ettim. Tabii
ilk izleyişte, Nihan’ın yemek yapma konusundaki beceriksizliği üzerine Kemal’le
tatlı tatlı atışırlarken, Kemal’in “Çaydanlık
yanıyor, kekler yanıyor, her şey yanıyor… Beni de yakıyor ama.” cümlesinin
bölüm sonunu işaret ettiğini bilemezdim. Aynı şekilde, Asu’ya Nihan’ı ihbar
ettiren Emir, “Şimdiye kadar görülmemiş
bir şenlik olacak. Ama bu seferkinin ateşi hepimiz yakacak.” dediğinde de
anlayamazdım olacakları. Gerçi ben, polisler Nihan’ı alıp götürdüğünde, Kemal
de peşinden Deniz’le çıkarken, “Çaydanlığın altını kapatır inşallah, yangın
mangın çıkmasın.” diye anneme espri yapmıştım izlerken ama, bu bölüm sonunu
gerçekten beklemiyordum.
Hatta itiraf edeyim, Emir’in adamı Kemal’i eterli pamukla
bayılttığında, Kemal pamuğu koklamamış ve bayılmış numarası yapmıştır diye düşünüp
ev yanarken başta bir paniklemedim. O kadar alışmışım ki Kemal’in zekasıyla,
Emir’in tuzaklarından kurtulmasına; arka taraftan bir yerden çıkıyordur diye
rahat rahat izliyordum. Ama bir de baktım ki adam ciddi ciddi alevlerin
ortasında şuursuz bir şekilde yatıyormuş. İşte bende panik o anda başladı… Hani
imkanım olsa, Nihan’ı arayıp “Bırak kız boyayı filan, Kemal yanıyor ona koş!”
diyecektim. Gerçi koştu da ne oldu? Kemal’i
kurtarmak için canını dişine taktı fakat 40 kilo kadın, dağ gibi ve de baygın
Kemal’i oradan nasıl çıakrsın? Bir de ensesine alevli kütük yiyince, istem dışı
bir çığlık attığım doğrudur. Yüreğim ağzıma geldi, hâlâ daha da orijinal yerine
dönebilmiş değil. Bir şekilde kurtulacaklarını ben de biliyorum tabii ama buna
rağmen bu heyecanı, bu yüksek tansiyonu yaratabilmek takdiri hak ediyor.
İki aşığın yangın yerinde, alevlerin ortasında kaldığı
yetmiyormuş gibi, bölüm sonunda bir de patlayan iki silah var elimizde.
Arkadaş, siz gizlice sezon finali yaptınız da bana mı haber vermediniz yoksa? Bu
ne aksiyon?
Yazı devam ediyor…