Solan çiçeklerde bu bölüm: Nilüfer, Nergis, Lale
Bu bölüm, diğer bölümlere kıyasla, bizi sevindirecek şeylerin olduğu bir bölümdü. Sevindiren şeyleri söyleyeceğim ama, sevdiğim bir noktayı daha söylemeliyim, Erol’lu pastayı kesip yeme işini acayip sevdim! Vallahi bu fikir tutar. Bizi sevindiren diğer şeyler ise, Songül’ün sözleşmeyi öğrenmesi oldu. Böylelikle, sözleşme bir tehdit unsuru olmaktan çıktı. Nergis’in reklam filminin ortaya çıkmasıyla beraber, daha fazla tepki bekliyordum aslında. Olması gereken çok daha fazlasıydı. Evlilik sözleşmesine değil belki ama, Nergis’e çok daha fazla tepki vermeliydi Songül. Sonuç itibariyle, basit bir yalan söylemedi. Resmen annesinin arkasından iş çevirdi.

Lale Sarıhan’ın,  (İnşallah tez zamanda Yenilmez olacak. Amin!) Onur dışında herkese sempati göstermesini bir türlü anlamıyorum. Uğur’la ne ara arkadaş oldular mesela? Ben Emir’i şu parka götürüyorum, sen de kızını oraya getir, samimiyetine ne ara ulaştılar? Bir kez gördüğü adama arkadaşım deyip, güveniyor. Onur’a karşı bile onu savunabiliyor. Ama çocuğunun babası Onur’a zerre güven duygusu beslemiyor. Ben parktaki sahneden çok rahatsız oldum ve hiç sevmedim. Adam kızını almış getirmiş, Lale’nin kucağında bebek. Biri boşanmış, diğeri boşanma arefesinde. Fark ettiyseniz; Onur da, kıskançlıktan çok, kızgın görünüyordu Lale’ye. Bölümdeki en favori sahnem de, Onur’un, yüzüğü çıkartıp Lale’ye verdiği sahne! Ohhh içimin yağları eridi.
Lale Hanım resmen ağzına kira istiyor. Orda yüzüğüm kayboldu deseydi, Onur anlayış gösterirdi. Onu bile açıklama tenezzülünde bulunmadı. Bir de bu ilişkiye emek vermiş de, dünyaları başına yıkılmış edalarında takılmıyor mu, deliriyorum sayın seyirciler!

Dizideki aklıselim kadın oranı giderek azalıyor. Layla’nın şokunu atlatamadan, bir de Avukat Hürriyet Hanım çıktı başımıza. Normal şartlarda, avukatların müvekkillerini sakinleştirmesi, yatıştırması gerekirken, Lale kadını yatıştırmaya çalışıyor. Yüksek yüksek, abartılı sahneler ciddi anlamda beni yoruyor. Her şeyi geçtim, Hürriyet’in, Onur’u suçlar tavırları da çok rahatsız edici. Vallahi bu kadar şey, benim feministliğime bile fazla. İnsan eşitliği lütfen!


Nergis'ten sonra :) 

Acayip kadınlardan bahsederken, Layla’yla Samet’in yoldaşlığı hoşuma gitti. “Waffle gibi çocuksun.” cümlesine de bayıldım. Ama ikisinin arasında dostluk değil, bir aşk ilişkisi olmasını tercih ederdim. Ya da en azından Nergis’i delirtmek için, birlikteymiş gibi gösterebilirlerdi kendilerini. Samet tarzını değiştirince heh dedim tamam şimdi oldu. Ama Samet dışını değiştirirken, içine hiç dokunmamış. Hâlâ Nergis’i seviyor ah benim safım. Sen daha iyilerine layıksın Sametciğim!

İsmet babaanne sahalara geri döndü ama, bu durumdan memnun muyum, değil miyim henüz bilmiyorum. Babaannenin yaptığı anı kurtarmak gibi. Şimdi barışsalar, birkaç gün sonra eski hallerine geri dönecekler. Sorunların kökten çözülmeye ihtiyacı var. Bir dargın bir barışık bir çift izlemek istemiyorum. Kavga edeceklerse, sağlam temelleri olsun istiyorum. Mutlularsa, “aşk dolu” olsunlar istiyorum.

Umarım haftaya güzel sahnelere şahit oluruz.

Görüşmek üzere.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER