MedCezir’in;
kişisel tercihime göre, en sevdiğim tarzdaki bölümlerinden biri olan 51. bölümü
geride kaldı. Kişisel tercihim; dolu dolu diyaloglu, karakterlerin ince
detaylarıyla öne çıktığı ve aksiyonu az
MedCezir
bölümleridir, ya da geçen sezondaki Uludağ’lı bölüm gibi çok aşk, full
eğlenceli bölümleri seviyorum. O yüzden bu bölümü de sevdiklerime ekleyeyim.
Asude'ye dönüştüm yine yaaa...
Öncelikle Sude ile başlamak
gerek, çünkü MedCezir’in en
derinlikli karakterlerinden biri kesinlikle Sude… Sude’cim, bu bölüm en büyük
korkusuyla yüzleşti, canım ya! Tırnaklarıyla kazıyıp, Altınkoy’a tırmanarak,
adının başından attığı A harfi, nasıl da çengel taktı ona… Son iki haftadır
diken üstündeydi hep zaten, korkuları gerçekleşti ve Asım Şekip Kaya’nın malikanesinin
Sude Hanım’lığından, Kenan Koper’in fakirhanesinin yasak aşk yaşayan Asude’sine
dönüştü. Sude’nin o geçmişi olmasa ve Sude “gerçek Altınkoy ruhlu” biri olsa,
bu duruma “ay ne otantik” diye bakıp, maceracı ruhunu doyurabilirdi. Ama Sude
zaten, Atınkoy’un ışıklı tepelerine oralardan tırmandığı için, Kenan’ın evi
onun için, ancak bir dejavu olabildi. Kenan Koper’in, romantizm dozu yüksek, kalite
dozu yerlerde sofrasına oturmadan hemen önce, Bay AŞK’la yaptığı telefon
konuşmasındaki “seni seviyorum”una ise çok şaşırdım. Bunu Bay AŞK’a söylemesine
değil, Kenan’a göndermesine şaşırdım. Kenan da Koperler’deki romantizm genini
ispatlar gibiydi yine, ne tatlı hayallerin var senin öyle, şeker şey! Ben
Sude’den, dejavu yaşadıkça Kenan’ı daha da aşağılamasını bekliyordum. Ama demek
ki Sude ne kadar sarsıldıysa... Neyse, biz bu kadar şiddetli olmasa da bu tarz
günleri gördük. Sude yere düşer, sonra toparlanır. Kenan’ın evini karargâh
olarak kullanıp, en kısa zamanda yeni bir planı uyulamaya geçecektir.
-Valla, ben değil bunları Cengiz söylüyor.
Turunç Nadir’i parmaklar
ardında görmenin de bölümü sevme sebeplerimden biri olduğunu söylememe gerek
yok, değil mi? Hele Bıyıklı! Kim bilir artık kimlerin rüyalarını süslüyor, ne
hassas kalbi varmış meğer, yıllardır içten içe Nadir’e birikiyormuş. Leyla’yı
gönderip tehdit etmesine ise bayıldım. Leyla’nın bu tehditleri Nadir’e
iletirkenki korkusu ve “bunları ben değil, Cengiz söylüyor” demesi ise ayrı
eğlenceliydi. Elçiye zeval olmaz bile dedi, çok bombaydı. Hem deli gibi
korkuyor, hem de söylemekten de geri kalmıyor. Cengiz’in bölümün hemen başında,
Leyla’yı Yaman’la göndermeyi kabul ettiğinde, Yaman’da yarattığı şaşkınlık da
çok güzeldi.
Yalnız Nadir’in gözaltına
alınışıyla tüm Tozludere hemen soluğu Nadir’in evinde aldı. Leyla’nın da dediği
gibi bir Hasan kaldı geride. Nevin de Serezler’e iyice yerleşti. Yalnız
Buluter’lerin bakıcısı olmak yine Nevin’e kalacak gibi görünüyor, bakalım nasıl
bir şey bu durumu tetikleyecek… O değil de, ben Nevin’in iyi bir aşçı olduğuna,
öyle güzel aşureler, çorbalar falan yaptığına bir türlü inanamıyorum. Bence
çalıştığı zamanlarda çocuklarının önüne sürekli kahvaltılık çıkaran, makarnalar
falan biri olarak canlanıyor Nevin gözümde…
Ender Serez formatına dönüşüyorum, aman Allah'ım!
Dağılanlar listesine bir de
en kederlisinden Asım Şekip Kaya’yı ekleyelim. O da, Nadir’le yaptığı anlaşma
ortaya çıkacak diye, ödü kopuyor. Sedef’in bu durumu eşeleyip ortaya
çıkarmasından o kadar korkuyor ki, bu uğurda Sedef’i harcadı; yerimde gözün mü
var, diye kızcağızı payladı. Ayol Sedef’in koltuk, unvan peşinde bir kadın
olmadığını cümle âlem bilir, sen kalk, kızının kalbini kır. İşte bunlar hep
panik. Sedef’cim zaten bunalımın eşiğinde bir Ender Serez şubesi kıvamında,
babasının bu çıkışıyla dağıldı kuzum. Neyse ki Asım Şekip, Selim’in de
uyarısıyla kızının kalbini tamir etmeye Serez’lerin evine gitti. “Bu gece
burada kalabilir miyim” dedi bir de… Rahmetli Ender görseydi, gözleri yaşarırdı
vallahi, Asım Şekip, Selim’in evine sığındı, olacak şey değil. Ender’in ölümünün
Altınkoy’luların hayatındaki dengeleri nasıl değiştirdiğini bir kez daha görmüş
olduk böylece.
Bu arada haftalardır hep
Sedef ile Selim arasında bir şeyler olmasını bekleyen büyük bir kite olduğunu
biliyor ama hiç dillendirmiyordum. Çünkü bu durum gerçekleşirse, hiç içime
sinmez. Faruk’un basiretsizliği zaten çok açık, bunu bu bölüm Mira da açıkça
gördü, bu yüzden Sedef ondan çoktan vazgeçti bile. E bu bunalım hallerinden
biri Selim’le aralarında bir kıvılcım yaratırsa, çok bozulurum söyleyeyim.
Bence Hale artık tarzını buldu.
Gelelim Altınkoy’un genç
tayfasına… Hatırlarsanız geçen bölüm Mert’e kankalığın kurallarına hiç uymadığı
için, bayağı kızmıştım. Yaman’ın Mira ile baş başa olduğu her ana limon sıkmayı
başarmıştı Mert. Üzüm üzüme baka baka kararır mı dersiniz, ne dersiniz
bilmiyorum ama, Eylül de Mira’nın “benim de New York’da flörtüm vardı”
sallamasına, şaşırma tepkisi vererek, Mert’in sevgilisi olduğunu kanıtladı.
Best Friendlik müessesinde, sevgili yanında söylenen her söze onay verilir,
desteklenir. Eylül’cüm senin bunları bilmen gerekirdi, neden öyle bir tepki
verdin şimdi? Eylül, Mira-Amerika-Orkun üçgeninde kendini biraz dışlanmış
hissetmişti, hala toparlanamamış demek… Üstelik kızlar arasında olan, kızlar
arasında kalır, her şeyi Mert’e anlatmak da nesi? Mert’se bir başka alem. Yaman’ın
iş arayışına özenip, bana da iş ara, dedi. Canım, çalışma hayatına, önce işi
“kendin” arayarak başlamalısın. Bu arada her şey bir yana, Mert’le Yaman artık
tam bir kardeş ilişkisi içindeler. Onların birbirine sataşmaları, itişip
kakışmalarını görmek çok keyifli, değil mi?
İşte ağacın laneti, yine gerildik.
Yaman’ın tüm romantizmiyle
bambaşka biri olması, Mira’nın gözünde başından beri çok yerini bulamıyordu. Şimdiye
dek, ara ara sorguluyor, ama daha çok tadını çıkarıyordu. Geçen bölüm,
kahvaltıda yazın nasıl geçtiğini sorduğunda, istediği cevapları alamayan Mira,
elbette bu soruların kendisini içten içe kemirmesine seyirci kalmayacaktı. Baktı
ki bunu Yaman’dan öğrenemeyecek o zaman başka bir yol bulundu. Şimdi, Mira
sevgilisine kavuşmuş, niye durduk yere bunu deşiyor ki, diyenler vardır. Ama
bir kadın için, bilmediği her şey bir tehlikedir. Mira da merak konusunda tam
bir zaaf insanı olduğundan bu yola girdi. Yani durum çok normal, kızmayın. Bir
çok kadın, belki böyle bir komplike plan yapmazdı ama, adamın başının etini
mutlaka yerdi.
Yaman, Mira’ya yaşadıklarını
açıkça anlatsa, Mira elbette bu kadar meraklanmayacaktı. Ama erkek olmak da
bunu gerektirir, geçmiş geçmiştir. Mesela Yaman, şu Orkun’un Mira’nın
odasındaki şovunun konusunu falan hiç açmıyor. Çünkü erkekler, böylesi
durumları ya sonuna kadar soruşturup, cevaplarını almadan bırakmazlar, ya da
Yaman’ın yaptığı gibi, üstünü bir daha hiç açılmamak üzere kapatırlar,
sorgulamazlar. Ben Mira’nın tüm bu sorgulamaları sırasında Yaman’dan bir “we
were on a break” bekledim. Ece Yörenç’in de sıkı bir Friends izleyicisi
olduğunu bildiğim için, gelecek bölümlerde bunu bekliyorum, çok tatlı bir
gönderme olmaz mı?
Bir halt yedim, bakalım ne kadar kızacaksın isimli Mira bakışı
Mira, Elif’in de yardımıyla
Sibel konusunu hikâyeleştirdi ve neredeyse tüm Altınkoy’un da bu senaryoyu
sahnelemesini sağladı. Yalnız Elif Yaman’ı ararken, Eylül’ün “telefonu
açmazmış” demesine DEV bozuldu yine. Ay bu kız beni öldürecek, Mira’nın bu
tavrını bile gördükten sonra hala Yaman’ı kafasından atamıyor ya… Canım
farkında mısın, Mira senin bile iplemediğin bir kızla Yaman’ın durumunu
öğrenmek için neler yapıyor, sen duygularını bir belli etsen, Mira seni
parçalar. Zaten Murat da zeki çocuk, birçok şeyin farkında, ondan da olacaksın
yakında, söyleyeyim.
Bir Mira Beylice prodüksiyonu
Altınkoy gençleri içinse,
Mira’nın bu planı bulunmaz bir nimetti adeta, ne eğlendiler. Hele Hale, en
büyük rolün kendisinde olmasından ne zevk almıştır. Yaman’ın, Sibel diye
karşısına çıkardıklarının Hale olduğunu gördüğünde, diğerlerinin “vantuzla”
gazına gelip Hale’yi öpmesini çok isterdim. Öyle olmaz böyle olur diye karşılık
verseydi, DEV eğlenceli olmaz mıydı sizce de? Ama Yaman öyle bir adam değil
işte. Normal şartlarda büyük olay çıkarması gereken bu oyuna, Yaman’ın tepkisiz
kalışı, Mira’nın kafasındaki ampulü yaktı. Yaman hastalığının durumunu biliyor
muydu? Mira, beklendiği gibi, hemen bu durumu Orkun’la paylaştı. Bu, Orkun’un arayıp
da bulamadığı bir nimet oldu. Yalnız, hatırlarsanız, geçen bölümlerde Yaman
Mira’nın hastalığındaki gelişmelerden haberdar olduğunu, Mira’dan saklamayacağını
söylemişti. Ama bu bölüm, tam tersini söyledi. Neden bu fikrinden vazgeçtin
Yaman’cım ya, hani aranızda gizli saklı hiçbir şey olmayacaktı?
-Az önce Özlem'le konuştum, onu nasıl saf dışı bırakacağımızı bir bir anlattı, sakin ol Mira'cım.
Orkun kucağına düşen bu nimet
için planını yaptı. Hem de Yaman’ın bildiğini Mira’ya kendisi söylemek zorunda
kalmayacak, Mira bunu Yaman’ın ağzından kendisi duyacaktı. Ancak Bu Tarz
Benim’in Gizem’i, Yaman’ın vantuzellası Sibel sürprizi, Orkun’un planlarını
bozdu. Mira’nın evrene gönderdiği enerji Sibel’i Altınkoy’a taşıdı, şimdi
gelsin Mira’nın çıldırışları… Leyla ilk ortaya çıktığında neler olduğunu
hatırlayanlar olarak Sibel’in başına gelecekleri, Mira’nın gireceği ruh
hallerini tahmin etmek zor değil. Bakalım Mira bizi haklı çıkaracak mı?
Bugünkü kıyafetim; Yaman'ın başına bela olmaya gidiyorum konsepti
Yaman'dan Kandırdım dinlemek isteyen?