Nasipten öte köy yok
Reyting denen ‘şey’den yana -şey diyorum çünkü bende bir karşılığı yok- yüzü bir türlü gülmeyen bir diziyi yorumluyorum her hafta. Pişman değilim. İçinde şiir, edebiyat ve aşk olan her işe kayıtsız-şartsız varım. Benim için bir yapımın popülaritesinden daha mühimi gök kubbede bıraktığı sadadır. Seyirci oranını ifade eden sayının kaç basamaklı olduğu beni ilgilendirmez. İşin mali boyutunun ilgilendirdiği kimseler için de dileğim; mevcut reyting sisteminin tez vakitte değişmesi, herkesin emeğinin karşılığını bir şekilde alması yolunadır.
Yorumladığım dizilerle ilgili ‘kimse onları izlemiyor’ mealinde burun kıvıranlara saygıyla iletirim.

Ben Kara Lise'yi özledim dostlar.


Bu hafta kalbim sıkışarak izlediğim bir bölüm hazırlamış sevgili Yedi Güzel Adam ekibi. Yalan söylemekten imtina ederim; içinde bolca aşk, şiir olan sahneler seyrettiğimde daha bir mesut oluyorum. Bir de artık Kara Lise’nin muhabbetini çok özlediğimi hissettim. Sınıf, bahçe, koridor sahneleri, öğrencilerin tatlı atışmaları, şiirli göndermeleri, bakışmaları… Özlediğim ve yolunu gözlediğim sahneler.
Cevat, sevdiği kızı nihayet görebildi. Onlar bahçede hiç konuşmadan sarılıp ağlarken ben de  burada komaya girmek üzereydim. Ah Cevat! ‘Bir insan ne kadar şanssız olabilir?’ sorusunun Yedi Güzel Adam’daki yanıtı. Tam Fuat Müdür şikayetini geri aldı, okula dönecek derken bir de Çalık’ın göz yanılması çıktı başıma. Çalık Reis: ‘Polis’i vuran Cevat’tı’ dediği anda ‘’Eyvah Cevat, yine sana esmer günler düştü’’ dedim içimden. Şimdi de dışımdan diyorum. Hatta şunu da söylüyorum: Çalık’ın polis memurunu vuran kişiyi Cevat sanması çok ilginç, çünkü o sahnede Selim’i Çalık dahil herkes ayan beyan gördü, hem de dakikalarca. Şehrin tam ortasında, meydan yerinde, gündüz vakti, herkesin içinde yaşanmış bir olaydı. Bu vakayı Cevat’a atılmış bir iftira olarak yansıtırlarsa gün gibi bir devamlılık hatası olmuş olur. Ayrıca olay seyirciye şu şekilde yansır: Ülkücü Reis, polisi vuran kişiyi gördü ama kişisel nefreti yüzünden Cevat’a iftira attı. Hiç şık durmuyor değil mi? Ülkücüler’i bir kez de, ‘Fuat Müdür’ü dövüp suçu devrimcilere atmak suretiyle ‘yalancı’ durumuna düşürmek’ gibi bir nahoşluk yaşadım kendi adıma. Dövmüş olmaları yaşanmış bir hadise olabilir ama suçsuz üç çocuğun işkence görmesine ses çıkarmıyor olmalarını çok insani bulmadım. Üstelik o çocuklardan biri Çalık’ın yeğeniyken. Benim bildiğim, hiç bir Anadolu erkeği -sağcı, solcu fark etmez- kendi işlediği suç yüzünden suçsuz yeğeninin ve üstelik suçsuz ‘kız’ yeğeninin işkence görmesine sessiz kalmaz. Vahim bir yanılgı olduğu fikrindeyim. Bunu da not düşmüş olayım.

Canım Kahraman, canım Güler. Bari siz kıymayın birbirinize.

Ve Kahraman okulda…
Canım Kahraman. Beni duyuyorsan bu mektup sana.
Okula hoş geldin. Bir daha gitme. Çok güzel şiir okuyorsun. Çok güzel bakıyorsun sevdiğin kıza. Dik duruşunun, cesur yüreğinin içinde; altın bir sandıkta, kimse dokunmasın diye koruduğun dolu dolu bir insan sevgisi var, görüyorum. İşkence gördüğün zaman yine de kendinden evvel arkadaşlarını düşünen o güzel aklını ve kalbini kimsenin kirletmesine izin verme. Kalem tutan ellerini silahla tanıştırma n’olur. Güler sana türküler söylüyor, duyuyor musun? Sevdiğini bırakma. Bayrak sevgini, vatan sevgini tüm kalbimle selamlıyorum. Kitap okuyarak, şiir söyleyerek Kahraman’ı olacaksın bu ülkenin, biliyorum.
Gözlerinden öpüyorum.

Çok sustun Cahit Hoca'm. İşte çok geç şimdi de.
 
Ve Cahit.. Ve Zehra..
Sona yaklaştığımızı hissediyorum. Susmak ve yanlış anlaşılmakların ölümcül darbelerle yaraladığı bu aşkın yavaş yavaş öldüğüne tanıklık edeceğiz sanırım. Sanırım demek yanlış bir ifade, Cahit Zarifoğlu bir başkasıyla evlilik yaptığı için bunu göreceğimiz kesin. Zehra’nın Cahit Hoca’nın gözü önünde Adnan’la odalara kapanıp konuşması, elini öptürmesi falan… Beni oturduğum yerde deli ederken reelde hadisenin muhatabına neler hissettirmiştir kimbilir? Gönül birbirinin gözlerine bakarak şiir okuyan aşıklar seyretmek isterdi fakat.. Nasipten daha öte yazılmış bir senaryo yok yeryüzünde. Buna da eyvallah deriz. Ne diyelim…
Emek veren herkesin eline, gönlüne sağlık.


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER