Bu bölüm yorumuna
başlamadan önce, bölüm hakkındaki duygularımdan bahsetmek
istiyorum sizlere. Bölümü hem çok sevdim, hem sevmedim. Hem çok
güldüm, hem de gülmedim. Böyle kararsızım çok, bölüm
bittiğinden beri düşünüyorum nasıl başlasam diye. Herhalde,
Kaçak Gelinler yazmaya başladığımdan beri en kararsız
kaldığım bölüm buydu. Bakalım ortaya neler çıkacak, ben de
çok merak ediyorum. Hazırsanız başlayalım.
Bunun gerçeğini de görürüz inşallah.
Genelde bölüm
başından sonuna doğru giderim yazarken ama bu kez değişiklik
yapıp sondan başlayacağım. Yazmazsam olmaz çünkü. Evlilik
teklifiyle şok olduğumu söyleyebilirim, herhalde bu konuda yalnız
değilimdir değil mi? Tamam, fragman ve servis edilen fotoğraflardan
bir yanlış anlaşılma bekliyordum ama bu kadarını hiç tahmin
edememiştim. Kavgayla sevgili olup, kavgayla evlilik teklif eden
çiftin bir sonraki aşaması kavga anında çocuk yapmak mı olacak?
Vallahi ben beklerim artık her şeyi bu çiftten. Ha kavga etmenin
bu kadar yakıştığı başka çift var mı? Yok. Orası ayrı konu
tabii. İkisi de istemeden saçma bir yola girdiler, bakalım haftaya
neler olacak deyip sabırsızlıkla bekliyorum. Zira kendi
düğünlerinden kaçan ilk gelin ve damat onlar olursa çok süper
olur sanki. Tabii o bir türlü aşamadıkları gururlarını aşıp,
aslında evlenmek istemediklerini birbirlerine itiraf edebilirlerse.
Yoksa bu gidişle evli, mutlu, çocuklu olma yolunda hızla
ilerlerler benden söylemesi.
Aynı montu giyen çiftlere bayılırım.
İtiraf demişken
bölümün başına, yani benim en sevdiğim sahnelerin olduğu
bölüme gitmezsek olmaz. Aylardır beklediğimiz sevgili ŞebSel'in
bu kadar tatlı olduğunu görmek, yüzümde aptal bir gülümsemeyle
izlememe sebep oldu diziyi. Çok çok tatlılardı ama en sevdiğim
sahne kesinlikle Şebnem'in Selim'in elini öptüğü yerdi. O ne
kadar naif ve güzel bir sahneydi öyle. Şebnem'den beklenmeyecek
ilk üç hareketten biri ne desen bunu sayardım herhalde. Selim'de
şok oldu benim gibi saf saf baktı garibim Şebnem'e ne oldu diye.
Tabii her güzel
şeyin çabuk bittiği gibi, bu güzel sahnelerin de sonu hemencecik
geldi. Birde dayamışlar alttan alttan müziği. Ne oluyor yani o
müzik olunca? O soğukta, karda kışta oyuncular donmuş sahneleri
çekebilmek için. Ağızlarından dumanlar çıkıyor konuşurken,
siz n'apıyorsunuz? Müziği koyup tüm sahnenin büyüsünü
bozuyorsunuz. Bu bir değil, iki değil hep unutuyordum yazmayı.
Dudak okuma kursuna mı gidelim yani? 22 bölüm beklemişiz acaba
nasıl sevgili olacaklar, ne konuşacaklar diye sonuç? Neyse,
sahneler o kadar güzeldi ki, daha fazla bir şey söylemeyeceğim.
Hele o bankta olan ve yukarıda fotoğrafı olan sahnede neler
konuşulduğunu deli gibi merak ediyorum.
Tablo gibiler 41,5 kere maşallah.
Şebnem'in canı
Arda konusunda o kadar çok yanmış ki, kendi söylemese bile hâl
ve hareketleriyle her şeyi fazlasıyla belli ediyor. Sevgililik
sözleşmesi, evlilik teklifinin yanlış anlaşılması falan bunlar
hep bunun sonuçları. Tabii birde Seniha-Müfit olayı var. Her ne
kadar Selim'e güvenmek istese de, hep bir acaba beni bırakır mı?
Terk edilir miyim? korkusu taşıyor üzerinde. Bir şeylere
tutunmaya çalışıyor ama kendi de farkında değil durumun.
Burada, yani bölümde en masum taraf Selim kesinlikle. Bölüm
boyunca Şebnem'i mutlu etmek için didindi durdu. Bu evlilik olayı
olmasa bence Şebnem'de keyif alırdı bu sahnelerden ama hep bir
beklenti içinde olduğundan ne o ne de biz keyif alamadık. Yanlış
anlaşılmaların ortadan kalktığı ve mutlu mesut ŞebSel
izleyeceğimiz zamanda bu bar sahnesinin tekrarını istiyorum ben.
Özellikle de Selin Şekerci'nin sesinin bu kadar güzel olduğunu
bilirken, bir karoeke sahnesi hiç mi olmaz? Pki.
Çok seviyorum Matmazel, çok..
Özgür'den
bahsetmesem olur mu? Olmaz. Şüphesiz erkekler içinde en aşık
olan ve en ilişkisine en emek veren de o söylediği gibi. Çocuk
adını, soyadını değiştirdi yahu, daha ne olsun. Onu ne kadar
çok sevdiğimi izleyen bilir. Bu bölümde yaptıklarını başkası
yapmış olsa muhtemelen nefret ederdim ama o yapınca kızamadım
bile. Sen gel aylardır beklediğimiz çifti ayırmaya kalk. Oldu mu
bu Özgür'cüğüm ya da Akif'ciğim ha? Tamam, çok aşıksın, çok
seviyorsun, diğer çiftlerin üzerinde emeğin büyük ama
arkadaşlığa yakışmadı sanki bu. Neyse ki çok üzerinde
durulmadan tatlıya bağlandı olay. O içtiğin iksir gibi şey sana
ders olsun. Âlmillâ ve ikisi tam tencere kapak gibiler ama. Biri
ayrılmayalım diye görüşmez, diğeri kardeşim dediğim insanları
bile aşkı için satar. Ben boşuna özenmiyorum onların aşkına.
Allah bozmasın diyorum ve gelecek fragmandan yola çıkarak
kesinlikle örnek olacak kişiler sizsiniz diyorum.
Can'ım sana ne oldu böyle???
Can ve Kâinat
ilişkisine gelirsek eğer. Onların bu mükemmel aşklarını pek
samimi bulmadığımı geçen haftalarda yazmıştım zaten. Bu bölüm
Can'ın kahvaltıda kendinden emin halleri beni biraz şüphelendirdi
açıkçası. Bu üçlüden önce kim ayrılır diye bir bahis açılsa
oyum bu çifte giderdi kesinlikle. O kadar iyi ve mükemmel iki
karakterler ki, sürekli bir iyilik yapma peşindeler. İyilik
yapayım da yalan söylesem de olur mantığı nerede görülmüş?
Onları biraz daha insan olmaya davet edip yorumumu bu haftalık
noktalıyorum.
Haftaya yayınlanacak
olan bölümün fragmanına bakılırsa bizi yine eğlenceli sahneler
bekliyor. Bu bölümde emeği geçen herkesin emeğine sağlık.
Tekrar görüşmek üzere.
Kitapkurdu
Kaçak Gelinler 24. Bölüm Fragmanı;